H.Merkezi: İstanbul Hadımköy’de kurulu Akkim Yapı Kimyasalları fabrikasında 3 ayı aşkın süredir direnişe devam işçilere baskılar devam ediyor.
Akkim Yapı Kimyasalları fabrikasında çalışan 500 işçiden 20’si 1 Ağustos tarihinde Türk-İş’e bağlı Petrol-İş Sendikasına üye olduğu için işten atılmıştı, İşten atılan işçilere “fabrikada küçülme gidilmesi” gerekçe olarak gösterilirken, işçilere tazminatları net ücret üzerinden yatırılacağı bildirildi. Fabrikada 1 ay sendikalaşma çalışması yürüten işçiler, 500 işçinin çalıştığı fabrikada 270’e yakın işçinin Petrol-İş’e üye olmuştu. İşçiler 3 aydır fabrika önünde direnişlerine devam ediyor. İşten çıkarılan işçileri sayısı 62’e ulaşılırken onlarcasının da yapılan baskılar sonucu istifa ettirildiği AKKİM Yapı Kimyasalları fabrikasında sendikalı işçilere baskılar artarak devam ediyor. Patron temsilcilerinin içeride sendika üyesi işçileri zor işlere vererek istifaya zorladığını ve işçiler üzerinde, “Bizim Çalışma Bakanlığında tanıdıklarımız var. Onlardan listeyi aldık. Kimin sendikaya üye olduğunu biliyoruz” diyerek baskı kurduğunu aktardı.
“Sendikalı olmaktan korkmayın”
İşçilerden Ahmet Turan, ayda 650 TL kira ödediğini belirterek, haklarını alamadıkları için sendikaya üye olduklarını dile getirdi. Sendikalı olmaktaki temel amacının ekonomik nedenlerden kaynaklandığı söyleyen Turan, “Sendikalı olunca güvenceli çalışıyorsunuz. İkramiyeniz olur, maaşınızı düzenli alır, fazla mesai vb. doğru hesaplanır, daha da önemlisi toplu sözleşme hakkınız doğar ve insanca çalışma koşullarınız olur. Bu fabrikada çok iş kazası oluyor. Sendikalı olduğumuz için can güvenliğimiz sağlanır. İşte ben bu sebeplerden sendikalı oldum” dedi. Başbakan Binali Yıldırım’ın “Sendikalı olmaktan korkmayın” sözlerini hatırlatan Turan, “Başbakan sendikalı olmaktan korkmayın diyor. Ben bir sendikaya üye olduğum için işten çıkarıldım. Ya 3 sendikaya üye olsaydım; o zaman da tutuklanacak mıydım?” diye sordu.
Geçtiğimiz günlerde servis şoförlerinden birinin arabayı direnişteki işçilerin üzerine sürdüğünü söyleyen işten atılan İşçilerin Sözcüsü Ali Gündüz ise şöyle konuştu; “Arkadaşlarımızı kışkırtarak kavga çıkarmaya çalışıyorlar. Böylece kavga çıkacak, direniş kırılacak, polis gelip müdahale edecek. Tüm amaçları direnişimizi kırmak. Arabanın aynası arkadaşımızın koluna çarpmasına rağmen ilerde durarak kabadayılık yapmış. Üstüne bir de karakola gidip ‘Arabamı taşladılar, kapıyı açmaya çalıştılar, tekme attılar’ gibi yalan ifadeler kullanarak şikâyetçi olmuş. Biz de tabii gidip onlardan şikâyetçi olduk”
“Müzik açsak şikâyet etsek polis hemen geliyor”
Gündüz, Hükümet yetkililerine tepki göstererek, ”Burası çok soğuk bir bölge. Biz de çadır kurduk. İçerisi görünen şeffaf naylonla çadır kurduk. Bunu hemen polise şikâyet ediyorlar ve polis gelip bunu kaldırmaya çalışıyor. İçeride 1400 metre kaçak alan var. Bunu belediye de biliyor. Kaç kere gelip buraya işlem yaptılar, ceza kestiler. Orayı kaldırmıyorlar ama gelip bizim çadırımıza göz dikiyorlar. Sendikalı işçiler üzerindeki baskıları ses kaydıyla, delilleriyle, resimleriyle valiliğe gönderdiğimiz halde ne bunlar hakkında bir inceleme başlatıldı ne de herhangi bir ses soluk var. Adamlar şu anda baskılarını dozunu arttırdı. İşçilere, ‘Ver e-devleti şifreni, üye misin değil misin diye bakacağım’ demeye kadar vardırdılar. İnceleme yapılmıyor. Burada yasa dışı, hukuksuz bir sürü şey var. Şikâyet hatlarını her gün en az 3-4 kişi arıyor. Cumhurbaşkanlığına, Başbakanlığa, Çalışma Bakanlığına onlarca şikâyetimize rağmen hiçbir şekilde ne inceleme yapılıyor ne de yaptırım uygulanıyor. AKKİM deyince perde kapanıyor. Yalnızca direnişimizin ilk haftalarında Çalışma Bakanlığından bir müfettiş geldi. Ancak söz konusu işçi olunca ıslık çalsa bile polis hemen tepesine biniyor” şeklinde konuştu.