Garbis Altunoğlu bugün (14.10.2019) tarihinde vefat etti. Daha genç yaşlarda devrimci düşüncelerle tanışan Altunoğlu, ömrünün sonuna kadar o düşünceleri taşımıştır. Tutarlı, mütevazi, kararlı, alçakgönüllü yaşamı ile örnek bir karakter oluşturur.
Gerici ve faşist devlet karşısında gösterdiği mücadele ile devrimci hareketin mazisinde bir simge olarak yer alır.
Altunoğlu 1960’lardan itibaren daha genç yaşlarda faşist devlete ve faşist düzene karşı devrimci güzergahta yer alır. Devrimci yaşamı ve mücadelesini 1970’lerde daha kararlı ve daha profesyonelce sürdürür. Yer aldığı saflarda giderek daha öne çıkar.
Mevcut devletin ve sivil faşist güruhun saldırıları karşısında verilen mücadele saflarında aktif olarak yerini alır.
Giderek karşı devrimin kurumlarınca daha öne çıkarılan ve hedef teşkil eden devrimcilerden biri olur.
Öyle ki 19 Aralık 1978’de resmi ve sivil faşist güçlerin azgın saldırıya geçtikleri Maraş’ta resmi rakamlara göre 111 -aslında daha fazla- kişi katledilirken, Garbis Altunoğlu devrimci bir önder olarak hedef alınır. Hedef alınmasında ve öne çıkarılmasında Ermeni olmasının da rolü olmuştur.
Garbis Altunoğlu anti-Ermeni bir devlet olan TC Devleti tarafından daha göze batmış ve daha öne çıkarılmıştır. Ancak tüm çabasına karşın resmi ve sivil güçler Maraş saldırısında Altınoğlu’nu ele geçiremezler ve yok edemezler.
12 Eylül 1980 yılının faşist darbesi sonucu yakalanan Altunoğlu, en fazla baskı ve işkence gören devrimci tutsaklardan biri olmuştur. Elbette ki daha fazla ve daha katmerli işkence görmesinde de Ermeni olmasının payı vardır.
Ancak o aylarca gördüğü ağır işkenceler karşısında boyun eğmez. Devlete hiçbir sır ve bilgi vermez. Hatta kararlı ve inatçı tutumuyla, savunduğu devrimci düşünceleriyle aktif direniş gösterir.
Öyle ki devletin bu işkencehanelerinde direnişin simgesi olan devrimci tutsaklardan biri olur. Devleti, en güçlü olduğu ve işkencelerin ve her türlü baskı ve tahakkümün doruğa tırmandırıldığı mevzilerde ideolojik-politik olarak yenilgiye uğratır!..
Altunoğlu işkencehanelerde, cezaevlerinde ve dışarıda saldırı ve baskı furyasının doruğa çıkarıldığı dönemlerde tutarlı ve kararlı bir devrimci olarak devlet önünde secde etmez.
Garbis Altınoğlu’nu belki bedenen kaybettik, ama, devrimci yapısıyla bir daha çıkmamak üzere belleğimize kazıdık!
O’nu da devrimin görkemli mücadele tarihine uğurluyoruz.
O’nu bir kez daha selamlıyoruz! Bir kez daha saygıyla anıyoruz!
-GARBİS ALTINOĞLU ÖLÜMSÜZDÜR!
-ANISI YAŞAMIMIZA REHBER OLSUN!”