Van, Mardin ve Amed büyükşehir belediyelerine atanan kayyumlara karşı başlatılan demokrasi nöbeti Van’da 42. devam etti. HDP İpekyolu İlçe binası önünde yapılan eylemde “Kayyum idaresi değil halk iradesi” yazılı pankart açıldı.
Eyleme HDP milletvekilleri Murat Sarısaç, Muazzez Orhan, Mensur Işık, HDP il Eşbaşkanları, Yüksekova ve Van Barış Anneleri katıldı.
Eylemde konuşan HDP İl Eşbaşkanı Ümit Dede, “AKP-MHP ittifakının özellikle son 5 yıldır başta Kürt halkı olmak üzere tüm demokratik kesimlere, emekçilere, sosyalistlere yönelik geliştirilen politikaların devamı niteliğindedir. Bizim de 42. gününde devam ettirdiğimiz direniş genel olarak hukuksuzluğa, ahlaksızlığa, anti demokratik uygulamalara karşı geliştirdiğimiz bir direniştir. Bu sorun sadece HDP’nin değil, demokratik kesimlerin, birlikte özgür bir yaşamı umut eden tüm kesimler adına geliştirdiğimiz bir direniştir” dedi.
Ülke tarihinin en itibarsızlaşmış döneminden geçildiğini belirten Dede, iç ve dış politikada, ekonomide, sağlıkta, eğitimde her alanda itibarı kalan tek bir kurumun kalmadığına dikkati çekti.
HDP Diyarbakır İl binası önünde oturan ailelerin acılarının, çocuklarına kavuşma isteğinin anlaşılır olduğunu ifade eden Dede,
“Aynı şekilde öldürülen çocuğunun cenazesine ulaşamayan, defnedemeyen anneler var. Cezaevlerinde yüzlerce hiçbir suçu olmamasına rağmen yaşamaya mahkum edilmiş çocuklar var. On binlerce çocuk cezaevlerinde özgürlüğüne kavuşacağı günü bekliyor. Annelerin hepsinin acısı bir.
Hepsinin umudu ve özlemi bir. İl Binamız önünde oturan anneler ile bizimle burada olan annelerin acısı ve özlemi bir. Bu özlem ve acının dinmesi için bu ülkenin onurlu bir barışa, demokrasiye ihtiyacı var” diye konuştu.
HDP önceki dönem Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’a verilen tutuklama kararına da değinen Dede, “Mesele Demirtaş meselesi değil, mesele Türk hukuk sisteminin itibarsızlaştırması meseledir” diye belirtti.
Batman’da dün sanatçı Dodan’ın Kürtçe şarkı söylerken mikrofonuna polis tarafından el konulmasına tepki gösteren Dede, bir dile karşı böyle bir tahammülsüzlüğün dünyanın hiçbir yerinde olmadığını ifade etti. Dede, “12 Eylül faşizmin hüküm sürdüğü yıllarda Diyarbakır Cezaevi’nde ‘Türkçe konuş çok konuş’ diyen zihniyetle ‘Türkçe şarkı söyle birinci ol’ diyen zihniyet arasında fark var mıdır?” diye sordu.
Ardından Yüksekova’dan gelen Barış Anneleri adına konuşan Naciye İke, “Ben demokratım diyenler bu haksızlığa karşı elini uzatsın. İrademiz elimizden alındı, bizler irademizle bu belediyeleri bin bir zorlukla kazandık. Büyük zahmetler çektik. Bu kadar hakaret yetmez mi? Bu toplumdaki demokratlar bize destek versin. Şaşırdık ne diyeceğimizi bilmiyoruz. Biz bu toprakların insanlarıyız. Ben direnenlere başarılar diliyorum. Başarı bizimdir. Ne yaparlarsa yapsınlar mutlaka biz kazanacağız” diye konuştu.
