İstanbul: Kandıra erkek hapishanesinde tutsak olan trans kadın Buse’nin maruz kaldığı işkence, tecrit ve hak gasplarına karşı ‘Trans mahpus Buse yaşasın’ kampanyası başlatıldı. Konuyla ilgili Buse’nin avukatı Eren Keskin ve Buse’nin arkadaşları İHD İstanbul Şubesi’nde basın açıklaması yaptı. Açıklamaya LGBTİ+ dernekleri ile Yeni Demokrat Kadın’ın da bulunduğu kadın kurumları da katıldı.
Açıklamada ilk olarak konuşan Buse’nin avukatı Eren Keskin, Buse’nin ameliyatının gerçekleşmesi için gereken bütçeyi Sağlık Bakanlığı’nın karşılamadığı için Buse’nin ameliyatı olamadığı bilgisini verdi. “Ameliyat olabilir” raporuna rağmen Buse’nin ameliyatının gerçekleşmediğini belirten Keskin Sağlık Bakanlığı’nın “ücretini kendisi karşılaması” şartının iptali için Ankara İdare Mahkemesi’ne başvurduklarını söyledi. Keskin’in ardından basın açıklamasını Derya Özata okudu.
Özata, Buse’nin 6 yıldır mücadele ettiği ayrımcılık dolu sürecin trans kadınların hem hapishanelerde hem de toplumsal alanda maruz bırakıldığı şiddetin ilk örneği olmadığına dikkat çekti. Adalet Bakanlığı’nın trans kadınlara yönelik tecrit politikası uyguladığını kaydeden Özata, “Bütünlüklü bir şiddet politikasının sonucu olduğunu görmek; ve bu şiddet döngüsüne karşı ses çıkartmak gerekiyor. Hapishanelerdeki transfobi ve tecrit koşulları transların psikolojik ve bedensel bütünlüklerini tehdit etmekte ve zarar vermektedir” diye konuştu.
‘Kuracağımız dayanışma ağına destek vermeye çağırıyoruz’
Daha önce Diren Coşkun’un, bu yıl içerisinde de Esra Arıkan’ın, hapishanede yaşadıkları ayrımcılığa karşı eylemler yaptığını hatırlatan Özata, “Buse de beden uyum süreci için uğraştığı 6 yılda ve cezaevinde geçirdiği her anda, defalarca ayrımcılığa maruz bırakıldı, açlık grevi ve ölüm orucu yapmak zorunda kaldı. Adını ve durumunu bilmediğimiz birçok transın da çeşitli ayrımcılıklara maruz bırakıldığını tahmin etmek ne yazık ki zor değil” diye kaydetti.
Buse’nin 24 yıldır hapishanede olduğunu anımsatan Özata, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bizler Buse yaşasın istiyoruz. Buse’nin yıllardır direndiği bu işkenceye, hem bedeninin hem de psikolojisinin dayanacak gücü kalmadığını görüyoruz. Bu sistematik işkencenin boyutu, Buse için öyle bir hal aldı ki Buse, ameliyat sürecinin bir kez daha sekteye uğratılarak ölüme sürüklenmemesi için 27 Temmuz 2019 tarihinde, Adalet Bakanlığı’nın hakkını keyfi bir tutum sergileyerek gasp etmesine bir tepki olarak, hapishaneden kurtulabilmek için cinsel organını keserek bir eylem gerçekleştirdi ve hastaneye kaldırıldı. Şu anda durumu daha iyi ve Metris Hapishanesi’ne sevki gerçekleşti.”
Özata son olarak, Buse’nin yaşayabilmesi için bedenindeki hapishaneden kurtulmaya ihtiyacı olduğunu ve dayanışmayla kurulabileceğini vurguladı. Tüm LGBTi+’ları ve LGBTİ+ fobi karşıtlarını, kuracağımız dayanışma ağına destek vermeye çağırdı.