İstanbul: Cumartesi Anneleri’nin 749’uncu hafta eylemi 50 haftalık Galatasaray Meydanı yasağı yüzünden İHD İstanbul Şubesi’nin önünde gerçekleştirildi. Bu haftaki eylemde 17 Ağustos 1995 günü Mardin Nusaybin’de askerler tarafından gözaltına alınıp kaybedilen Abdürrahim Demir’in akıbeti soruldu.
’24 yıldır benim evladımı siz aldınız’
Eylemin yapıldığı İHD İstanbul Şubesi’nin çevresi eylem öncesi yine polis ablukası altındaydı. Eylemde konuşan kayıp yakınlarından Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız da konuşmasında ablukaya ve Galatasaray yasağına tepki gösterdi: Yıldız konuşmasında “Biz ‘annelerimizin, insanların yüzüne nasıl bakacağız?’ diye düşünürken; buradaki polisler de bizim yüzümüze utanmadan bakıyorlar. Siz o teçhizatla kime saldırıyorsunuz? Bizim meydanımızın kime zararı oldu? 24 yıldır benim evladımı aldınız. Sizin anneniz de var, beni anlatın; ‘bize böyle bir şey yapsalar siz ne yaparsınız’ diye sorun. Bu aradığımız adalet size de lazım olacak. Daha önce bizi gözaltına alanlar cezaevlerinde adalet arıyor.” İfadelerini kullandı.
749’uncu hafta eyleminde basın açıklamasını Maside Ocak okudu. Ocak, 2 hafta önce yine Cumartesi alanında, Ankara, İstanbul ve Antalya’da kaçırılan 6 kişiyi hatırlattı. 6 kişiden 4’ünün bulunmuş olmasına rağmen kayıp olan 2 kişiden henüz bir haber olmadığını belirterek “Kendilerinden haber alınamayan, yaşamlarını tehdit eden koşullar altında kaybedilmeye çalışıldıklarına dair kuvvetli şüphe bulunan, Mustafa Yılmaz ve Gökhan Türkmen’in nerede oldukları konusunda etkin bir soruşturma yürütülerek, ailelerine bilgi verilmesini sağlama görevinizi yerine getirin” dedi. Bu kaçırma vakalarında etkin bir soruşturma yürütülmediğini de belirten Ocak, ilgili makamlara çağrı yaparak kayıpların bulunmasını, soruşturmanın gereğinin yerine getirilmesini istedi.
‘Kardeşimi bulamadım, annemin yüzüne bakamıyorum’
Ocak, bu hafta şahsında toplanılan Abdürrahim Demir’in dosyasını paylaştı:
“Askerliğini bitirip köyüne dönen Abdurrahim Demir, 17 Ağustos 1995 tarihinde Mardin Ömerli’deki evinden, Adana’daki akrabalarının yanına gitmek için yola çıktı.
Mardin Kızıltepe Şavalet noktasında kimlik kontrolü için durdurulan otobüsten indirilen Abdurrahim, askerlerce gözaltına alındı.
Gözaltına alındığına tanıklık edenler Demir Ailesine Abdurrahim’in, Şavalet Jandarma Karakolu’na götürüldüğünü söyledi.
Şavalet Karakoluna giden Demir Ailesine “Biz böyle birini almadık” cevabı verildi. Mardin Emniyeti ise “Abdurrahim pasaport çıkartıp, Fransa’ya garson olarak gitti.” açıklamasıyla gerçeğin üstünü kapatmaya çalıştı. Demir Ailesi “bu işin peşini bırakın” diye tehdit edildi.
Yapılan tüm girişimler sonuçsuz kaldı. Abdürrahim Demir’den bir daha haber alınamadı”
Abdurrahim Demir’in anne ve abisinin, oğullarının akıbetini öğrenemeden hayatını kaybettiğini de aktaran Ocak, anne ve abi Demir’in bıraktığı mücadeleyi devam ettireceklerini yineleyerek açıklamasını sonlandırdı:
Annesi Kesriye Demir, “Oğluma ne oldu?” sorusunu 20 yıl boyunca sordu. Oğlunu bulamadan, akıbetini öğrenemeden aramızdan ayrıldı. “Kardeşimi bulamadım, annemin yüzüne bakamıyorum” diyen ve 27 Ocak 20181de Galatasaray Meydanı’ndan uğurladığımız Mehmet Demir yerine bugün soruyoruz “Abdurrahim’e ne oldu?” Abdurrahim Demir’in kaybedilmesinden sorumlu olanların yargılanmalarını ve cezalandırılmalarını istiyoruz. Abdurrahim Demir ve tüm kayıplarımız için adalet talebimizden vazgeçmeyeceğiz.
‘Kaybedilme suçunun zamanaşımı yoktur’
Ocak’ın ardından konuşan CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise şunları söyledi:
CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise şunları söyledi:
“150 günden fazla 6 yurttaş zorla kaybedilmişlerdi. 2 hafta önce de eşleri buraya gelmişti, akıbetlerini sormuştuk. 4 kişinin ailesi geçtiğimiz hafta aranarak kayıplarının TEM’de olduğu bildirildi. Emniyetten yapılan açıklamaya göre; GBT’de arama kayıtları oldukları için gözaltına alındılar. Soruşturmayı yürüten savcı, gözaltındakilerin avukatlarla görüşmesine izin vermiyor. Sadece aileleri ile görüşme sağlandılar ama onda da aileleri tehdit ederek hak aramalarını istemiyorlar. 150 gündür kayıp olan yurttaşların ailelerine ‘AİHM’e başvurunuzu geri çekin, milletvekilleri ile görüşmeyin’ diyorlar. Savcı ‘avukat istemiyorlar’ diyor, bu insanların avukat istememeleri olağandışı. Belki o polislerin zorla kaybedilmede suçu yoktu ama ailelere baskı yapmaktan vazgeçin. Bunun hesabı sorulur, bu suçların zamanaşımı yoktur. Soruşturmayı doğru yürütmeyen savcıyı bu soruşturmadan alın. Bu yurttaşların hekimlerce muayene yapmasını sağlayın. Bunları yapmazsanız suç işlemeye devam edersiniz. Ayrıca hala haber alınamayan Mustafa Yılmaz ve Gökhan Türkmen nerede?”