Erdoğan’ın 28-29 Haziran tarihlerinde Osaka’da düzenlenen G20 zirvesi nedeniyle Japonya’ya yaptığı ziyaret akabininde gündeme getirdiği kadın üniversiteleri tartışmalara neden oldu.
TC Cumhurbaşkanı R.T Erdoğan, 3 Temmuz’da yaptığı açıklamada, Japonya’da sadece kadınların eğitim gördüğü üniversiteler olduğunu ileri sürerek, “Çok önemli bir şey. Türkiye de benzer bir adımı atmalı” dedi. Erdoğan, Türkiye dönüşünde de konuyu tekrarlayarak, bu kez YÖK’e seslendi ve gerekli adımların atılmasını istedi.
Mukogawa Kadın Üniversitesindeki gezi akabininde başlayan tartışmalarda niyetin iyi gösterilerek gerici ve cinsiyetçi anlayıştan kurtulamamanın sonucu olarak kadın-erkek eşitsizliği için sözde adımlardan bir tanesi.
“Belki de rektörü erkek, kadın üniversiteleri”
Tarihsel olarak uzun yıllara dayanan feodal yapının egemenliğinde kalan Japonya’da 1860’lara kadar hüküm süren samuray geleneğine göre kadının yeri evi, çocukları ve kocasının yanı oldu. Bir samuray kuralı daha da ileri giderek “kadınların sözlerinin hiçbir şekilde dikkate alınmaması gerektiğini” söylemekteydi. Dışa tamamen kapalı ülkede 1865 yılında başlayan Meiji Restorasyonu’na dek kadınların toplumsal hayattaki yeri sıfıra yakındı.
İlk defa 1871’de zamanın Japon İmparatoriçesi’nin himayesinde Amerika’ya okumaya giden bir grup kız öğrencinin misyonu bile, aydınlanmaktan ziyade, annelik görevini öne çıkaracak şekilde “geri döndüklerinde Japonya’yı yönetecek erkeklerin yetişmesine yardımcı olmak” olarak belirlenmişti.
Görünen o ki kızların eğitiminin bir zorunluluktan çok neredeyse bir keyfiyet meselesi olarak görüldüğü o zamandan bu zamana dek egemen olan bu anlayış, hâlâ kırılabilmiş değil.
Dolayısıyla Japonya’da kadınlar, kadın üniversiteleri ve benzeri pozitif ayrımcılık olanaklarıyla donatılsalar da toplumdaki geri zihniyet değişmedikçe bu eğitimin sonucunda kendilerinden beklenen atılımı yapılamamaktadır.
Türkiye’nin de 130.cu sırada olduğu 149 ülke arasında yapılan araştırmada Japonya 110. cu sırada yer alıyor.
Geçtiğimiz aylarda Davos’ta toplanan Dünya Ekonomik Forumu’nun 2018 Dünya Cinsiyet Uçurumu Raporunda 149 ülke arasında bir araştırma yapılmıştı.
Bu araştırmada Türkiye 149. cu Japonya ise 110. sırada yer almaktaydı. Araştırmalarda göstermektedir ki cinsiyet eşitsizliği Kadın üniversiteleri veya pembeleştirilmeye çalışılan hayatlar gibi kalıcı çözüm olamayacağını tahmin etmek zor olmayacaktır.
Erdoğan’ın isteği kadınlar tarafından tepki ile karşılanarak, “kadın üniversitesi” projesi “haremlik-selamlık” bir yaklaşım getirerek, Türkiye’nin daha da dindarlaşmasını neden olacağı dile getirildi. “Kadın üniversitesi bizi geri götürür, ileri götürmez. Karma eğitimde, seküler ve eşitlikçe modelde ısrar edilmesi gerektiğini düşünüyoruz” şeklinde itirazlarını yükseltti.
(Bir ÖG okuru)
