PKK lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecride son verilmesi talebiyle HDP Hakkari milletvekili aynı zamanda DTK eşbaşkanı Leyla Güven’in başlattığı ve tüm hapishanelerde 7 bini aşkın tutsağın katıldığı süresiz dönüşümsüz açlık grevi 164’ncü güne girdi.
Coğrafyamızın dört bir yanında, Irak Kürdistanı’nda ve Avrupa’nın pek çok kentinde süren, TKP/ML dava tutsaklarından Hiyem Yolcu’nun 20 Mart’ta Haydar Sönmezin ise 1 Nisan’da dahil olduğu süresiz- dönüşümsüz açlık grevi direnişine ilişkin bir grup aydın ‘ölümlere seyirci kalınmaması’ çağrısı yaptı.
‘Ölümlere seyirci kalmayalım, hukuku ve yaşamı savunalım!’ başlığı ile yapılan çağrıda iktidarın cezaevlerinde hukuk dışı uygulamalarda ısrar ettiğine vurgu yapılırken “taraf olduğumuz uluslararası sözleşmelerin açık ihlali olan tecrit bunlardan biri.” denildi.
Abdulbaki Erdoğmuş , Abdullah Demirbaş, Ahmet Dindar, Ahmet Faruk Ünsal, Ali Bilge, Ali Haydar Konca, Arif Koçer, Aydın Engin, Ayşe Erzan, Ayşe Hür, Ayşe Sevin Kırıkoğlu, Ayşenur Aslan, Bahadır Altan, Bahri Bayram Belen, Baskın Oran, Berrin Sönmez, Burhan Sönmez, Celal Korkut Yıldırım, Cihangir İslam, Emine İnci İşbulur, Erdal Karayazgan, Erdoğan Aydın, Ergin Cinmen, Ersin Salman, Ertuğrul Yalçınbayır, Eşber Yağmurdereli, Fadıl Öztürk, Faik Bulut, Fatma Bostan Ünsal, Ferhat Tunç, Fikret Başkaya, Gençay Gürsoy, Gülseren Onanç, Gürhan Ertür, Hasan Cemal, Hasip Kaplan, Mebuse Tekay, MehmetBekaroğlu, Mehmet Rasgelener, Metin Yeğin, Nazar Büyüm, Nesrin Nas, Nesteren Davutoğlu, Neşe Erdilek, Nurcan Baysal, Nurten Ertuğrul, Orhan Alkaya, Orhan Silier, Oya Baydar, Rıza Türmen, Selim Ölçer, Sezgin Tanrıkulu, Suavi, Şanar Yurdatapan, Tarık Ziya Ekinci, Ufuk Uras, Viktorya Çiprut, Yasemin Bektaş, Zehra F. Kabasakal Arat, Zeki Kılıçaslan ve Ziya Halis’in imzaladığı çağrı metni şöyle;
“Tecride son verilmesi amacıyla milletvekili Leyla Güven’in başlattığı ve binlerce tutukluya yayılan açlık grevi, çok kritik bir aşamaya varmış, açlık grevindeki yüzlerce insan sakatlanma ve ölümün eşiğine gelmiş; aynı sürecin parçası olan hayatına son verme eylemlerinde bu güne kadar sekiz insanımız ölmüştür. Bütün yurttaşların, özellikle de cezaevlerindekilerin yaşamından birinci derecede sorumlu olan devletin yaşanan sorunu çözmek, ölümleri engellemek için acilen adım atmasını istiyoruz. Bu noktada çözüm, bütün tutuklulara-hükümlülere insan hakları çerçevesinde eşit, adil ve hukuka uygun davranmak, keyfi ve siyasal amaçlı yaptırımlardan vazgeçmektir.
Açlık grevlerindeki insanlarımıza sesleniyoruz!
Sesiniz duyuldu. Bu sesi kamuoyuna daha yaygın duyurma, iktidarı göreve davet etme çabalarımız sürüyor. Dönülmez noktalara gelmeden, daha büyük kayıplar yaşanmadan eyleme son vermenizi, ölümü değil yaşam hakkını savunmanızı umutla bekliyoruz.
Ülke gündeminin demokrasinin büsbütün ortadan kaldırılması tehdidine kilitlendiği şu günlerde açlık grevlerinin hedefine ulaşabileceği bir ortamın mevcut olmadığı, her geçen günün telafisi olanaksız kayıplara yol açacağı düşüncesindeyiz.
İktidarın, 31 Mart seçimlerinde sandıktan çıkan seçmen iradesini uygulamamak için yürüttüğü manipülasyonla belirlenen provakatif ortam hukuk güvenliği yanında açlık grevlerini de çözümsüzlüğe itmektedir. Bu durum açlık grevlerinin sona erdirilmesini ve hak taleplerinin farklı demokratik zeminlerde yürütülmesini gerektirmektedir.
Açlık grevlerindeki insanların iradesine saygımızı belirtirken, hiçbir hak talebinin gerçekleşmesine hizmet etmeyecek aksine ölümlere ya da kalıcı sakatlanmalara yol açacak çağrı ve teşviklerin karşılığı olmadığını düşünüyoruz.
Açlık grevinde olanlara seslenebilecek bütün kurumları, partileri, kişileri, kanaat önderlerini; yaşamı desteklemeye, açlık grevlerinin sonlandırılması için ellerinden gelen her şeyi acilen yapmaya çağırıyoruz.
19 Nisan 2019.”