İstanbul: Cumartesi Anneleri 684’üncü haftasında da gözaltında kaybedilenlerin akıbetini sormak ve faillerin yargılanması için Galatasaray Meydanı’nda, oturma eylemi yaptı. 1994 tarihinde gözaltında kaybedilen amca çocukları Halil Alpsoy ve Kasım Alpsoy’un akıbetinin açıklanmasını isteyen Cumartesi Anneleri, “Failler belli, kayıplar nerede” yazılı pankart açarak, kırmızı karanfiller ve kayıp yakınlarının fotoğraflarını taşıdı.
“Tüm analar birleşelim adaletsizliğe son verelim“
İlk olarak 1995’de İzmir’de gözaltına alınarak kaybedilen Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız konuştu. Yıldız, “Her zaman yanımızda olup bugün cezaevinde olan tüm insanlara selam olsun” dedi. “Maside Ocak, Hasan Ocak’ın dosyasında dediki, bugün Hasan Ocak’ın sofrası etrafında toplanmışız. Baktım ki sofrada acı, isyan, öfke bundan başka bir şey görmedim. Hatay’da da sofra açıldı. Bir tanesi de dedi ki, ‘Çok güzel eğlendik’ dedi.” diye konuştu.
Yargının bağımsız olmadığını belirten Yıldız, “Kayıplarımızı ellerimizden aldıkları gibi haber alma hakkımızı da elimizden aldılar. Kimse bizim dilimizi susturamaz. Hakkımda soruşturma açan savcı, O savcı, ‘Bana ne soracak?’ Ben merak ediyorum. Bunların adaleti beni yine haksız çıkarırdı. Sizin eserleriniz çok. Bu meydana gelen herkese terörist diyorsunuz. Bu meydana gelen herkes adaletsizlik sonucu ortaya çıktı. Gelin tüm analar birleşelim adaletsizliğe son verelim” diye konuştu.
“Dedemin bir mezarı olsun”
Yıldız’ın ardından Halil Alpsoy’un torunu 9 yaşındaki Samet Alpsoy seslendi; “Ben Samet, 9 yaşındayım. 24 yıl önce dedem Kasım gözaltında kaybedildi. Ben dedemin bulunmasını istiyorum. Annem, anneannem artık üzülmesin istiyorum. Annem, dedemin bir mezarı olsun istiyor. Dedemin bir mezarı olsun”.
“Devlet er ya da geç hesap verecek, bunun için mücadele ediyoruz”
Kasım Alpsoy’un torunu Gülbahar Alpsoy’da söz alarak, “Tam 24 yıldır dedem kayıp ve hala arıyoruz. 6 yaşımda başladım dedemi aramaya. Ben dedemi burada, bu meydanda tanıdım” dedi.
Dedesini bir soluk resimden tanıdığını kaydeden Alpsoy, “Elinden tutup gezmek isterdim, beraber geçireceğimiz bayramlar olsun isterdim. Ben dedeme hep adressiz mektuplar yazdım ve hala yazıyorum. Ben dedemin öldüyse çiçek koyacak mezarını, kemiklerini istiyorum. Her seferinde umut içinde kapı açarken yanılmak yerine dedeme sarılmak istiyorum” diye konuştu.
Adaletsizliğe, haksızlığa uğranan bu ülkede dedesinin kaybedilmesinin nedenin devrimci olması olduğunu dile getiren Alpsoy, “Evet benim dedem bir devrimci ama sizden bir farkı yok ki. Oda sizler gibi evlat, eş, baba, kardeş, dede. Dedemi bizden alan devlet er ya da geç bunun hesabını gerçek yargı önünde verecek. Biz bunun için mücadele veriyoruz” dedi.
“Biraz elinizi vicdanınıza koyun ve düşünün ya biz kaybolsaydık torunlarım, eşim, çocuklarım kaybolsaydı diye!” seslenen Alpsoy, konuşmasına şu sözlerle son verdi; “Ben mücadeleyi sürdüren 3.kuşak bir torunum. Dedemi ve kayıplarımızı istiyorum, onlar bulunana kadar bu meydanı terk etmeyeceğiz. Kayıplar bulunsun adalet, vicdan yerini bulsun.”
“24 yıllık inkâr son bulsun, Kasım ve Halil Alpsoy’u kaybedenler yargılansın”
Haftanın açıklamasını da Cumartesi Anneleri’nden Hatice Onaran okudu. Onaran, gözaltında kaybedilen Kasım ve Halil Alpsoy’un başına gelenleri bilmelerinin ailelerinin ve toplumun temel insan hakkı olduğunu söyledi. Onaran taleplerini de şu şekilde sıraladı;
– Devlet, Kasım ve Halil Alpsoy’un akıbetleriyle ilgili ailelerini ve toplumu bilgilendirme zorunluluğunu yerine getirsin!
– Gözaltında kaybedilişlerinin 24. yılında adli makamları Kasım ve Halil Alpsoy dosyalarında etkin bir soruşturma yaparak maddi gerçeği açığa çıkarma ve adaleti sağlama görevini yerine getirmeye çağırıyoruz.
– 24 yıllık inkâr son bulsun, Kasım Alpsoy’un bulunduğu yer açıklansın!
– 24 yıllık inkâr son bulsun, Halil Alpsoy’un gözaltında kaybedildiği açıklansın!
– 24 yıllık cezasızlık son bulsun, Kasım ve Halil Alpsoy’u kaybedenler yargılansın!
