28 Aralık 2017 tarihinde İran’ın kuzey batısında yer alan ve aynı zamanda İran’ın ikinci büyük şehri sayılan Meşhed’de artan fiyatlar, işsizlik, yoksulluk ve yolsuzluklara karşı başlatılan protestolar üç gün içerisinde Kaşmer, Neyşabur, Kum, İsfahan, Kirmanşah, Reşt, Abadan, Erak, İzeh, Bender Abbas, Zencan, Ebher ve Tahran’a sıçradı.
Meşhed’de atılan sloganlar en başta hükümet ve İran cumhurbaşkanı Hasan Ruhaniye karşı iken birdenbire rejime ve İran lideri Ali Hamaney’e yöneldi. Ruhani’yi destekleyen ılımlılar ve reformistler, hükümete yönelik bu gösterilerin muhafazakarlar tarafından düzenlendiği ve sonunda rejim muhaliflerinin kontrolüne geçtiği kanaatindeler. Muhafazakarlar ise ülkede ekonomik sıkıntıların olduğu ve hükümetin derhal bu sıkıntıları çözme yönünde harekete geçmesini istiyorlar. Ayrıca rejim karşıtlarının bu sıkıntılardan faydalanıp devlete karşı “zarar” verebilecekleri yönünde uyarıda bulunuyorlar. Bu protestoların hemen ardından İran Milli Konseyi diye bilinen ve monarşi rejimi destekleyen ülke dışında bulunan muhalif bir teşkilat olan İran Halk Mücahitleri Teşkilatı lideri Meryem Recevi bildiriler yayınlayarak bu gösterileri desteklediklerini açıkladılar.
“Canım Gazze’ye değil, Lübnan’a değil, İran’a feda olsun”
Atılan sloganlara baktığımızda bu gösterilerin içinde belli bir söylemin olmadığını ve örgütsüz bir kitle hareketinin olduğunu görmekteyiz. Sosyal medya kullanan gençlerden oluşan protestocuların sloganları arasında “Kahrolsun Ruhani”, “Kahrolsun Hamaney”, “Kahrolsun Rusya”, “İslami devrim yaptığımdan pişmanım”, “Polis hırsızı yakala”, “Canım Gazze’ye değil, Lübnan’a değil, İran’a feda olsun”, “Siyasi tutuklular serbest bırakılsın”, “Biz Aryan’ız, Araplara tapmayız”, “İslam’ı kullanıp milleti bıktırdınız”, “Halk yalvarıyor, din adamları Allah gibi davranıyor”, “Suriye’yi bırak bizi düşün” gibi sloganlar yer almaktadır.
Şu ana kadar istihbarat bakanlığı ve devrim muhafızları tarafından protestoların bastırılması için direkt saldırıda bulunmadı. Tahran’da bazı tutukluların, resmi kaynaklara göre Meşhed’de 52 gözaltına alınan ve Loristan iline bağlı olan Dorud kentinde iki yaralının dışında polisin temkinli davrandığı görünmektedir. İran İçişleri Bakanı Abdülriza Rahmani Fazli bu eylemlerin yasadışı olduğu ve protesto yapmak için içişleri Bakanlığından izin almaları gerektiğini açıkladı.
Eylemlerin niteliğine ilişkin birkaç not
Kitlesel bir hareket olan bu son gösteriler İran’daki ekonomik sıkıntılar, siyasi tıkanmışlık, rüşvet, yolsuzluk, yargı sisteminin adil olmaması, polis-istihbarat-Devrim Muhafızlarının herhangi bir sosyal harekatı sert bir şekilde bastırması, ülkede siyasi faaliyet için insanların kendilerini ifade edebilecekleri herhangi bir alanın olmaması sonucu yoğunlaşan öfke kendini bu isyanla dışarı vurmuştur.
Kendine göre özel matematiği olan Ortadoğu’nun bu tür eylemlerin ya tamamen bastırılacağı veya farklı boyutlara girip yaygınlaşacağını öngörebiliriz. Nitekim Tunus’ta ekmek fiyatlarının pahalanması ve sonunda işsiz üniversite mezunu Mohammad Bouazizi’nin kendisini yakmasıyla başlamış olan Arap Baharı birkaç diktatörün devrilmesi ve Suriye, Yemen, Libya’da hala sürmekte olan iç savaş ile devam etmektedir.
İran’daki bu eylemler daha çok yoksul kesimlerin taleplerini içermesiyle beraber diğer kesimlerin de belirgin bir biçimde katıldığını söylemeyiz. Ayrıca İran’da Fars olmayan ulusların sosyal hareketlerinde geleneksel konumu itibariyle Azerbaycan’ın bu eylemlere bazı aşırı Persci ve Araplara yönelik olan ırkçı sloganlar dolayısıyla sıcak bakmadığı görünmektedir.
İran’da isyan hareketlerinden örnekler
1990 yılında Meşhed şehrinde başlayan ve gecekonduları yıkmaya çalışan hükümete karşı direnen Meşhedlilerin eylemleri birkaç kişinin tutuklanması ve birkaç eylemcinin öldürülmesi sonucu başka şehirlere yayılmadan bastırılmıştı. Yine 1994 yılında Tahran iline bağlı olan Şehriyar kentinde yüz kişiyi aşkın işçinin katledilmesiyle bastırılan diğer bir eylem ise buna benzer örneklerdendir.
Eylemlerde sosyal medyanın, özellikle İran’da yaygın olarak kullanılan Telegram iletişim medyasının rolü eylemcilerin örgütlenmesinde önemli bir faktördür. Ancak bu eylemlerin belli bir örgüt veya parti tarafından yönetilmediğinin de altını çizmemizde fayda var. İran dışında yaşayan muhalif kesimin yayınlarının özellikle Londra’dan yayın yapan Manoto kanalının genç kesimler üzerinde önemli bir etkisinin olduğunu söyleyebiliriz.
İran’dan bir ÖG okuru
{gallery}iranda neler oluyor{/gallery}