YIKIMLARA, ASİMİLASYONA VE EMPERYALİST SALDIRGANLIĞA KARŞI
’77 RUHUYLA EMEĞİMİZİ VE ÖZGÜRLÜĞÜMÜZÜ SAHİPLENİYORUZ!
2 Eylül Direnişi’ni yaşatarak şehitlerimizi anıyoruz!
’77 1 Mayıs’ında katledilen işçi ve emekçilerin yere dökülen kanı kurumamışken 2 Eylül’de yeni bir direniş daha yazıldı tarihin sayfalarına. 1 Mayıs Mahallesi adını aldığı ’77 1 Mayıs’ına öykünürcesine barınma hakkına yönelen saldırıya, direnerek karşılık verdi. Dayanışmanın, kolektif ve örgütlü çalışmanın, omuz omuza durarak saldırılara karşı durmanın örneği oldu.1 Mayıs Mahallesi üzerine yağan kurşunlara karşı kadını, erkeği, çocuğu, yaşlısı, öğrencisi, işçisiyle beraber bedenler barikat yapılarak ve bu uğurda 12 şehit verilerek tekrardan yükseltildi. Kanı toprağa karışan devrimcilerin ve halkın cesur, fedakarca duruşuyla büyük bir değer yaratıldı…
Değerli hatıraları önünde saygıyla eğilirken 2 Eylül 1977 direniş şehitlerini katledilişlerinin yıldönümünde bir kez daha anıyoruz.
Asimilasyona, sömürüye ve emperyalist saldırganlığa geçit vermeyelim!
Asimilasyon ve imha politikalarının hedefi yapılarak katledilen Kürt Ulusu; Dersim’de, Maraş’ta, Çorum’da, Sivas’ta katledilen ve Malatya, Adıyaman, İzmir’de kendilerine yönelik saldırılara zemin sunulan Aleviler başta olmak üzere çeşitli inanç ve milliyetlere mensup halkımız ırkçı, şovenist saldırılarla, linçlerle sindirilmeye, baskı altında tutulmaya çalışılmakta, ileri sürdükleri demokratik talepleri yok sayılmaya devam edilmektedir.
Ülkemizdeki bu asimilasyon politikaları artarak devam ederken; Suriye’de son dönemde yaşanan gelişmeler, emperyalistlerin halklar üzerinde uyguladığı sömürü ve katliam politikalarını bir kez daha bize göstermektedir. Türkiye Devleti kendi sınırları dışındaki Suriye’de bile Kürtlerin gelişen mücadelesini engellemeye çalışmakta ve emperyalistlerin uşaklığını yaparak işgal hazırlıklarına girmektedir. Ortadoğu’nun mazlum halklarından olan Kürt halkının bin yıllardır egemenlere karşı yürüttüğü ve uğrunda ağır bedeller ödediği ulusal özgürlük mücadelesinde kritik-tarihsel dönemeçlerinden biriyle karşı karşıya bulunmaktadır. Bu süreçte ezilenlerin birlikte mücadele yürüterek gerek Ortadoğu’daki tüm sömürü rejimlerine gerekse de emperyalizmin saldırılarına, müdahale girişimlerine karşı çıkması gerekmektedir.
Geleceğimize sahip çıkalım!
Açlığın ve yoksulluğun kol gezdiği, işsizliğin, güvencesiz çalışmanın, taşeronlaştırmanın tavan yaptığı ülkemizde işçi ve emekçilere, halka kölece bir yaşam ve azgın sömürü dayatılmaktadır. Yozlaştırma ve her türlü halk düşmanı politikayla halkımız devrimci değerlerinden soyundurularak uyuşturucu, kumar ve çeteleşmeyle kirletilmek istenmektedir. Kadına yönelik şiddet de her geçen gün tırmandırılırken artan açlığın, yoksulluğun ve yıkımın karşısında kadınlar daha da köleleştirilmektedir.
Bir yandan gerici yoz kültürün etkisi altında düzene yedeklenmeye, bir yandan da akademik, demokratik temelli mücadelesi baskı ve şiddetle engellenmeye çalışılan halk gençliğine geleceksizlik pervasızca dayatılmaya devam edilmektedir. Zaten bilimden, gelişimden, ileri doğru değişimden uzak eğitim sistemi şimdi de “4+4+4” modeliyle daha da geriletilip çocuk işçiliği arttırılmakta ve Türkiye “İmam Hatipler” ülkesine çevrilmektedir. Anadilde eğitim hakkı yok sayılmaya devam edilirken her türden hak arayışı karşısında öğrencilere pervasızca saldırılmakta ve tutuklu öğrenci sayısı her geçen gün artmaktadır.
“Kentsel Dönüşüm” planlarıyla bize dayatılan yıkım ve sürgündür!
Bin bir emek ve bedeller pahasına kurulan emekçi mahallelere kentsel dönüşüm projeleriyle göz dikilirken, halka göç ve sürgün yaşamı dayatılmaktadır. Barınma hakkının varlığı yok sayılarak zaten geçim sıkıntısı çeken emekçilere katmerli yoksulluk ve göç dayatılmakta, emekçi mahalleler her türlü yoksunluğun adresi olmaya devam etmektedir.
Toplumun tüm kesimlerine yönelik geliştirilen baskı ve sindirme politikalarından 1 Mayıs Mahallesi de politik kimliğinden kaynaklı payına düşeni almaktadır.
’77’de ve bugün yapılmak istenen sadece “bir gecekondu mahallesinin” değil birlikteliğin, dayanışmanın, örgütlü yaşamın yıkılmasıdır. 2 Eylül direnişinin geçit vermediği saldırıyla bu başarılamayınca süreç içerisinde başka yollara başvurdular; bu kimi zaman çeteler oldu, kimi zaman mahalle gençlerinin çeşitli araçlarla yozlaştırılması oldu, kimi zaman da mahallenin yıkılması tehdidi baş gösterdi. Bunların hepsine karşı konuldu, geri püskürtüldü.
Köyleri yakılıp sürgün edilen, geçim sıkıntısı çektiği İstanbul’a göç etmek zorunda kalan ve kan-can pahasına barınma hakkını sahiplenen 1 Mayıs Mahallesi sakinlerine özel bir muameleyle yaklaşılmakta ve genel olarak bu mahallenin rant arenasına dönmesi, özel olarak da politik kimliğinden kaynaklı bu mahalle dağıtılmak, parçalanmak istenmektedir.
Aradan 35 yıl geçti fakat sömürenler amaçlarından vazgeçmediler, sadece yöntem ve dillerini değiştirdiler. “Kentsel dönüşüm” adı altında “rantsal bölüşüm” planlarıyla çıkıyorlar karşımıza bu kez. “Güzel evler, daha iyi bir yaşam” diyorlar. Evet, vaatleri var ama bizlere değil; müteahhitlerine, TOKİ’lerine, yandaşlarına, kendilerine vaatleri. Bizlerin payına düşecek olan ise talan, yıkım ve sürgünden başkası değil.
1 Mayıs Mahallesi Kuruluş Festivali’ni sahiplenelim!
2 Eylül 1977 Direnişinde ölümsüzleşen şehitlerimizi anmak, saldırılar karşısında sesimizi yükseltmek, dayanışmamızı ve birliğimizi güçlendirmek, taleplerimiz doğrultusunda örgütlenmek ve 2 Eylül direnişiyle yaratılan direnme geleneğini yaşatmak için 1 Mayıs Mahallesi Kuruluş Festivali Platformu olarak yapacağımız festivale tüm halkımızı katılmaya ve sahiplenmeye çağırıyoruz.
10. 2 EYLÜL Kuruluş Festivali
Tarih: 31 Ağustos/1-2 Eylül 2012 Yer: Deniz Gezmiş Parkı
2 EYLÜL KURULUŞ FESTİVALİ PLATFORMU