Makaleler

Direnişi büyütme aracı olarak iletişimin önemi

İnsan sosyal bir varlıktır ve yaşamını sürdürebilmek için sürekli iletişim kurmak zorundadır. Her daim çevresiyle dolaylı ya da doğrudan etkileşim halinde bulunur ve bilinçli ya da bilinçsiz bir paylaşım içerisindedir. Bu ilişki sürecinde insan anlamak ve anlaşılmak ihtiyacını duyar. Bundan ötürü çevresinde olup bitenleri anlamak ve kendisini çevresindekilere anlatabilmek için sürekli iletiler alır ve sürekli iletiler yollar.  Bu bir süreci kapsar. Bu süreç içerisinde; kayak, ileti (mesaj), kodlama ve kodaçma, kanal (oluk) alıcı (hedef), geri bildirim yansıma ve gürültü ögelerinin yer aldığı iletişimi oluşturur.

 İletişim; bilgi, düşünce, duygu, tutum, olgu, olaylar ve kanıları kaynak ile alıcı arasında bir ilişki yoluyla bir insandan ve ya insanlardan diğerine bir dizi kaynaklar kullanarak kanallar üzerinden ulaşılan simgeler aracılığıyla aktarılması ve değişim sürecidir. Ayrıca canlılar içerisinde yalnız insan simge yaratma becerisine sahiptir. Ve bu özelliği ile insan duygularını, düşüncelerini, bilgi-birikimini çevresindekilere ve kendinden sonraki nesillere aktarabilmektir. Buda insanın iletişim becerisinin toplumun değişiminde gelişiminde çok önemli bir rol oynayabileceğini göstermektedir.

İletişimin birey ve toplum açısından önemi ortadayken ve değişimin gelişimin dinamiğinde etkisi bu kadar açıkken, herkesten çok toplumda anlamak ve anlaşılmak gayesinde olan devrimci, komünistler için doğru iletişim kurma ihtiyacı ve gerekliliği su götürmez öneme sahiptir. Hele ki ezilenler ve egemenler arasında i çelişkilerin yoğunlaştığı, devrimci durumun yükselişe geçtiği bir süreçte kitleleri anlamak ve derdimizi onlara anlatıp kitlelerle bütünleşebilmek açısından çok daha büyük bir özene sahiptir.

 Ancak çelişkilerin yoğunluğuna paralel, kitlelerle yeterince ilişki kurup, onların içerisinde var olamadığımızda bir gerçekliktir.

En yakınımızda Cizre, Silopi, Nusaybin, Sur vd. Kürt bölgeleri yanıyor. Faşist devlet Kürt halkının kendi kendini yönetmek istemesini ve ulusal hareket öncülüğünde özyönetim ilan etmelerini ve kendilerini savunmak için açtıkları hendekleri bahane ederek T. Kürdistan’ın da bir kırımın provasını yapıyor. Gözlerimizin önünde sokağa çıkma yasakları ilan ediyor, ilçeleri, mahalleleri top atışına tabi tutuyor, yakıyor, yıkıyor, genç, kadın, çocuk demeden hedef olarak katlediyor. Ama tüm bunlara seyirci kalındığı, yeterince ses çıkarılmadığı aşikar. Cizreli bir babanın “ biz ölürken, siz rahat uyudunuz mu?” diye haykıran çığlığı belki de o duyarsızlığı, Kürt halkının nasıl yalnız bırakıldığını, o büyük direnişle yeterince ilişkilenilmediği en yalın biçimde ortaya koyuyor.

Peki nasıl ilişkilenecek, iletişim kuracağız Kürt halkıyla, direnişiyle?

Kuşkusuz iletişimin birçok yöntem ve biçimi vardır. Ancak en doğru ve etkili olan direk doğrudan iletişimdir. Buradan hareketle alıcı konumdan çıkarak Kürt halkının içerisinde onlarla yan yana olarak, direnerek kendimizi anlatabilir onları daha iyi anlayabilir, doğru bilinçli bir iletişim kurabiliriz.

Yine aynı zamanda iletişimde diğer araç ve yöntemleri de devreye koyarak iletişim daha da güçlü bir duruma getirilebilir. Devletin iletişimi engellemede yalan, kirli manipülasyon haber ve söylemlerine karşı doğruyu ve gerçeği, Kürt halkının haklı direniş, talep ve isteklerini coğrafyanın diğer yerlerinde yaşayan halklara anlatabilir gösterebiliriz. Ve devletin kirli politikalarının teşhirini yapabiliriz. Ayrıca gazete de sosyal medyada da sayfalarca yazılar yazılabileceği gibi kitle iletişim aracı olan -sadece- bir fotoğraf karesinden bile yararlanılarak yaşananlar tüm çıplaklığıyla, çarpıcı bir biçimde aktarılabilir. Örneğin; duvarları yıkılmış, çatıları çökmüş, camları dökülmüş, kalan duvarlarda ise mermi izi olan evlerin olduğu fotoğraf karesi bugün çok şey anlatabilmektedir. Yıkılan binlerce evin, evinden olan göç ettirilen binlerce insanın, yıkımın, düşmanlığın, doğmasına dahi izin verilmeyen anne karnında vurulup öldürülen bebeklerin, çocuk, genç, yaşlı demeden katledilen bir halkın, saldırılarının, baskının dili olabilmekte ve her şeyi kısaca özetleyebilmektedir.

Yine buralardan direnişin ve mücadelenin haklılığı, meşruluğu gösterilebilir. Kürt ve Türk halkının ortak direniş paydasında buluşturup ezilenlerin ezenlerle olan çelişkileri büyütebilinir. Anın görevi bugün ilan edilen demokratik meşru bir hak olan özyönetimleri sahiplenmek, egemenlerin tüm saldırılarına, katliamcı politikalarına karşı Kürt halkının direniş mücadelelerini güçlendirmek ve büyütmektir. Kürt halkıyla yan yana olup direnişin bir parçası, Kürt halkının istek ve taleplerine alanlarda, meydanlarda, barikat başlarında ortak olup seslerine ses katarak duyurmak o sesi yükseltmektir. Daha güçlü ortak bir karşı koyuşla egemenlerin korkularını kâbusa dönüştürebiliriz.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu