Hindistan Komünist Partisi (MAOİST) Merkez Komite, Brahmanik Hindutva faşizmi ve maden şirketlerinin emriyle Ulusal Soruşturma Ajansı (NIA) ve diğer eyalet ve merkezi polis teşkilatları tarafından anti-emperyalist aktivistlere ve sendika liderlerine yönelik cadı avına karşın bir açıklama yapt.
Açıklamada, “Tüm siyasi tutuklular derhal serbest bırakılsın.
HKP (Maoist) Merkez Komitesi, kötü şöhretli araçlarıyla tanınan faşist devlet mekanizması NIA ve diğer merkezi ve eyalet polis teşkilatları tarafından sosyal aktivistlerin tutuklanmasını ve evlerine yapılan baskınları şiddetle kınamaktadır. Tanınmış halkçı yazar Arundhati Roy’un 14 yıllık bir davada yargılanması son derece kınanması gereken bir durumdur. Geçtiğimiz birkaç ay içerisinde, özellikle de Lok Sabha seçimlerinden sonra Hindutva RSS-BJP liderliğindeki NDA hükümeti demokratik ve devrimci güçlere, sendikalara ve kitle liderlerine karşı yeni bir saldırı dalgası başlattı. Aslında bu durum, “Kagaar Operasyonu” adı altında orta ve doğu Hindistan’ın yerli halkına karşı soykırım savaşının başlatılmasıyla daha da yoğunlaşmıştır.
3 Eylül 2024’te NIA, Chhattisgarh’ın Narayanpur bölgesinde bir dizi baskın düzenledi. HKP (Maoist) ile bağlantılı oldukları iddiasıyla 35 Adivasi’yi tutukladı. Suçlananlar arasında Maad Bachao Manch lideri Lakma Korram da bulunuyor. Daha önce de Mayıs 2024’te tanınmış bir kabile lideri olan Surju Tekam’ı yoldaşı tutuklamışlardı. Örgüt, Hindistan anayasasını takip eden ve Maad bölgesindeki adivasi halkının hakları için çalışan demokratik bir örgüttür” dedi.
Açıklamada, NIA’nın, 1 Ekim 2024 günü erken saatlerde Kalküta’da yaklaşık 11 kitle hareketi, sendika aktivisti, gazeteci, öğrenci lideri ve insan hakları aktivistinin evlerine, tamamen bir hayal ürünü olan HKP (Maoist) ile bağlantılı oldukları gerekçesiyle baskınlar düzenlediğini belirterek, “Bu, NIA ve Batı Bengal hükümetinin Maoist karşıtı özel kanadı STF’nin ortak bir operasyonuydu” dedi.
Açıklamada,”Üçüncü kez iktidara geldikten sonra, brahmanik hindutva faşizmi, demokratik ve devrimci kitle hareketleri liderleri üzerindeki baskısını arttırdı. Gerçi bu hiç de yeni bir olgu değil. Ancak brahmanik hindutva faşizmi rejiminde anti-emperyalist, madencilik karşıtı ve şirket karşıtı hareketlerin liderlerine yönelik saldırıların yoğunluğu öncekilerden oldukça farklıdır ve Başbakan onları Aandolanjeevi [çete ed.] olarak damgalamıştır.
Brahmanik hindutva faşizmi, bu sosyal siyasi aktivistlere saldırırken konuyu “terörizm” meselesiyle birleştirmeyi umuyor. Narendra Modi, kendi rejiminin, sınıfsal çıkarları için Brahmanizmi destekleyen büyük şirketlere dayanan “Vikasit Bharat” [Gelişmiş Hindistan, ed.] yoluna çıkanlara karşı herhangi bir hoşgörü göstermeyeceğini çeşitli vesilelerle kamuoyu önünde dile getirmiştir. Brahmanist hindutva faşizmi, devrimci halkların demokratik hareketlerini bastırarak, emperyalist ve komprador burjuvazinin yılmaz desteğiyle kendi faşist ideolojisini hakim kılmayı amaçlamaktadır.
HKP (Maoist) Merkez Komitesi, tüm demokratlara, ilericilere, işçi ve köylü örgütlerine, yazarlara, avukatlara, entelektüellere ve insan hakları aktivistlerine, ülkedeki tüm siyasi tutukluların serbest bırakılması da dahil olmak üzere tutuklamalara ve NIA baskınlarına karşı geniş militan kitle hareketleri inşa etme çağrısında bulunmaktadır. Walter Benjamin’den alıntı yaparak şunu ifade ediyoruz:
“İçinde yaşadığımız olağanüstü hal istisna değil kuraldır”. Faşizmin ülkenin genel siyasi sistemi haline geldiği bir dönemde ülkenin ve ezilen halkın en çok onlara ihtiyacı vardır. Karl Marx’ın Genç Bir Adamın Düşünceleri’nde meslek seçimi üzerine söylediklerini hatırlayalım: “Hayatta insanlık için en etkili şekilde çalışmamıza olanak tanıyan konumu seçtiysek, hiçbir yük bize ağırlık veremez, çünkü bu fedakarlıklar daha büyük bir iyiliğe hizmet eder; sevincimiz bencilce olmayacak, sayısız başkalarına ait olacaktır.”” şeklinde vurgular kaydedildi.
Kaynak: https://www.tkpml.com/hkp-maoist-tum-siyasi-tutuklular-derhal-serbest-birakilsin/?swcfpc=1