Her devrimcinin yaşamı tamamlanmamış bir mücadele serüvenidir. Her bir anına düşülen notlar, yazılan makaleler hep eksik ve yarım kalır. Onların hikayeleri gidip de gelmeyenlerin, her anı minnetle anılan mücadelenin şiirleri gibidir.
Her anları sonsuz saygı ve minneti hak edenlerdir. Gidip de gelemeyenlerin, şehitlerimizin kendilerine ait ne şahsi yaşamları ne de hikayeleri vardır. Çünkü onların ideallerinden, özgürlük yolunda yürüyenlerden başka güveneceği dostları olmamıştır.
Halkı ve özgürlüğü tutkuyla sevmeyenler gözlerini bile kırpmadan kendilerini feda edebilirler mi? Onlar devrimin sıra ama asla unutulmaz neferleri olarak sıramızdan düşüp, gittiler.
Hem sıra neferi hem sıradışı insanlardır şehitlerimiz. Emeğin yoldaşlığın fedakarlığın en anlamlı en değerli örnekleridir onlar. Mehmet Ali Elalmış yoldaş Mardinli Arap bir ailenin yoksul bir evladıydı. Elleri çekiçle, balyozla, demirle tanıştı.
Amed’in Demirciler Çarşısı’nda balyoz sallayarak ekmeğini kazanıp ailesine yardımcı oluyordu. Proletarya partisiyle tanıştıktan sonra devrimci çalışmalarını demirciler sobacılar kalaycılar çarşısında işçi ve çıraklar içinde sürdürdü.
Gündüz emekçi, akşamları profesyonel devrimci bir çalışma yürüttü. Ne emekten ne de devrimcilikten vazgeçti. Bir gün olsun yakınmadı.
Akşamları iş çıkışında Amed’in her tarafı sarıp sarmalayan esnaf ve işçi kahvelerinde oturur, çaylı dumanlı ortamda işçilere, işsiz gençlere haksızlığa, zulme, sömürüye karşı propaganda yapardı. İbrahim yoldaşı anlatırdı. Kendine has dili ve kavrayışıyla her işçi ve emekçiyle kısa sürede dost, yoldaş olurdu. Yoksul emekçi insanlarla ilişkileri oldukça iyiydi. Bir gece bekçisi, bir hamal, bir seyyar satıcı kadim dostu olurdu.
Ve tanışıp dost olduğu yoksul emekçi insanları yoldaşlarıyla tanıştırırdı.
Yoksul dünyanın dürüst, fedakar ve emekçi insanı yoldaş Mehmet Ali Elalmış, kelimenin tam anlamıyla bir halk insanıydı. Gittiği yerden eli boş dönmezdi. Mutlaka bir ilişki yakalar, bir olanak yaratır geri dönerdi.
12 Eylül’ün karabasan günlerinde birçok Partizan gibi Amed zindanlarında kaldı. İşkenceli günlerin tanığı oldu. Zindandan çıktıktan sonra partisiyle tekrar ilişki kurmak için İstanbu’la geldi. Yeniden karşılaşmanın sevinciyle tekrar başladı faaliyet yürütmeye.
Gerillanın lojistik ihtiyacını karşılamak için sınır boylarındaki kaçakçılarla tanışıp çalışma yürüttü. Hem Arapça hem Kürtçe’yi iyi konuşuyor, bölgeyi de iyi tanıyordu.
Bir hainin ihaneti sonucu gerekli para kendisine zamanında ulaştırılmadı. Mezarı bile belli olmayan topraklarda şehit düştü. Partisi, bu haine hak ettiği cezayı kısa sürede verdi.
Mezar taşı bile olmayan koca yürekli, çelik bilekli, emekçi yoldaşımız anılarımızda yaşayacaktır. Gülen yoldaş gözleri, devrimci duruşu ve feda ruhlu kararlılığı hafızamızın en parlak sayfalarında yazılı kalacaktır. (Amed’den bir yoldaşı)