Kocaeli Gebze’de bulunan Colgate-Palmolive ve Corning fabrikalarında işçiler toplu iş sözleşmesi (TİS) sürecinde anlaşma sağlanamamasının üzerine DİSK’e bağlı Lastik-İş Sendikası öncülüğünde greve çıktı.
Bizler de 12 Temmuz’dan bu yana üretimi durdurup grev yapan işçilerin sendikası Plastik-İş Gebze şube başkanı Özay Bektaş ile bu süreç üzerine bir röportaj yaptık. Bektaş, iki ayrı fabrika direnişinin birbirinden güç aldığını dile getirerek “İki fabrikanın arası fazla uzak değil. Bir iki kilometre falan var. Colgate’teki işçiler Corning Kablo’ya desteğe geliyorlar” dedi. Söyleşiyi kısaltarak yayımlıyoruz.
– DİSK Lastik-İş’in altı aydır yürüttüğü TİS süreci var. Bu sürecin tıkanması ve taleplerin karşılanmaması üzerine bir tıkanma yaşandı. Buradan başlayarak süreci kısaca aktarabilir misiniz? Corning ve Colgate’te neler yaşandı?
– Colgate’ten başlayayım. Süremiz yasal olarak beş buçuk ay. Yasal sürecin sonuna kadar gittik. İşverenden olumlu bir cevap gelmedi, bizim istediğimiz düzeyde. Bizim taleplerimiz; çalışmalarımıza % 120’ydi, üçer aylık dilimlerde. Sonra işveren otuz lira daha çıkarak en son noktada altmış beşe kadar geldi. Ama bu rakam bizim talebimizden çok uzaktı. İçinde bulunduğumuz hayat pahalılığında, insanların alım gücünün düştüğü yerde, her gün her şeye zam geldiği yerde, ekmeğe bile yüzde elli zam geldiği yerde, verilen rakam komikti.
Biz yine de tartışalım dedik. Biz en son noktada yüz beşe kadar resmi olarak geldik. “Ama bunun altı da olabilir” dedik. “Bölmeyelim, gelin anlaşalım, yukarı doğru çıkın” dedik ama işveren çıkamadı.
Biz sözleşmeyi bitirme açısından farklı bir teklifle de işverene gittik. Mart ayına da yüzde yedi, yedi buçuk koyduk. Yani biz daha fazla istedik ama işverenin verdiği yedi buçuk oldu. Yani birinci altıncı ayda veremiyorsan bizim istediklerimizi, ikinci altı ayın sonuna gelmeden üç ay sonra ver. Biz her “kolaylığı” yaptık. “İkinci, üçüncü, dördüncü aylara yayalım, oradan bitirelim” dedik. Onu da kabul etmediler. Yani bizi greve çıkaran işveren oldu.
– Corning Fiber Optik’te nasıl gelişti süreç?
– Corning, fiber optik kablo üretiyor Türkiye’de tek kalite olarak. Yurtdışında Polonya’da fabrikası var. Orada da telefon ekran camları falan üretiyor. Bunlar sözleşme başladığında normal gittiler. Biz oradaki taleplerimiz Colgate’tekiyle aynıydı. Üçer aylık dilimlerde yüz yirmiydi. Orada da belirli bir yere kadar geldik, tıkandığımız nokta yine aynı yer oldu. İşveren altmışa geldi. “Altmıştan başka hiç veremem” dedi. Bunlar şöyle bir şey yaptı. Bu şirket bir süre önce dünya genelinde yüz ellinin üzerinde zam yaptı ürünlerine.
Zam yapınca işleri yarı yarıya düştü. Müşteriler sipariş ettikleri malları geri çekti. İşveren de işlerini Polonya’ya kaydırdı. Polonya’daki genel müdür bizim buradaki eski fabrika müdürü. Şimdiki fabrika müdürü de onun getirdiği birisi. Bu iki kişi kendi aralarında anlaştı ev buradaki işi Polonya’ya kaydırdılar. “Biz hiçbir şekilde ikinci, üçüncü, altıncı, dördüncü aylarda enflasyondan fazla bir şey veremiyoruz, veremeyiz, greve çıkın” dedi. Biz greve çıkmamak için direndik. “Şirketin işleri Mart’ta açılıyor, Mart’tan sonra bize belirli bir ücretle anlaşalım” dedik. Bu teklifi de yaptık greve çıkmamak için. Ama işveren “Greviniz hayırlı olsun” dedi. Yani burada da bizi greve çıkaran işveren oldu.
“İki grev de birbirinden güç alıyor”
– Grev nasıl gidiyor? İki fabrikanın grevlerini birleştirdiniz mi? Ayrı yerlerde mi devam ediyor? Kaç işçi var grevde şu an?
– Colgate Palmoliv’de 154 işçi var. Corning Kablo’da ise 235 civarında sendika üyemiz var. Üretim, her iki fabrikada da yok. Sadece grev gözlemcisi var içeride. Her iki tarafında da tüm işçileri tek yumruk olarak sabah geliyor akşama kadar bekliyorlar. Halay çekiyor, oyunlar oynuyorlar. Sohbetlerini yapıyorlar.
Biz orada hakkımızı savunmak için varız. Ekmeğimizi savunmak için varız. Bu durumda da tartışarak-kavga ederek değil, sendikamıza güvenerek hareket ediyoruz. Tüm işçiler bu şekilde birlik içinde orada kalıp devam ediyorlar. Her iki direniş alanı birbirine yakın, iki alanda da birlikte açıklamalar vs. oluyor.
– Peki, bu sıcakta biraz zor olmuyor mu? İşçileri bu sıcakta motive eden şeyler nelerdir?
– Aslında her işyerinde olduğu gibi işçilerde bir bölünme vardır kendi içlerinde. Ama greve çıktığın zaman o bölünen işçiler ya da örneğin birbirlerine küs olan işçiler, birbiriyle konuşmayan işçiler aynı çadırda, aynı evde, aynı ortam aklıyor. Ve hepsi kenetlendi, tek yumruk oldu. Biz, “siz gidin” desek bile hiç kimse gitmiyor. “Sıcak da olsa biz hiçbir yere gitmeyiz. İşveren görsün bizi. Biz kırılmayacağız. Ne zamana kadar grev sürüyorsa biz devam edeceğiz” diyorlar. Bu şekilde devam ediyor. İkinci bir nokta, iki yerde grevin olması… Fabrikaların arası fazla uzak değil. Bir iki kilometre falan var. Colgate’teki işçiler Corning Kablo’ya desteğe geliyorlar, konvoy halinde. Corning işçileri de Colgate’e gidip destek veriyorlar.
Şöyle bir şey daha söyleyeyim. Buradaki duruma baktığın zaman Corning işçisi şu ana kadar rekorlar kırıyordu. İşverenler tüm işçiye pasta dağıtıyor, kek dağıtıyor, tatlı dağıtıyor, çek yardımı atıyordu. Birdenbire böyle olması, işi kesmesi şu demektir; Benim işim varken iyiyim, işim yokken işçiyi greve çıkarıyorum. Bu hiç doğru ve etik bir durum değil.