Emperyalist sömürgeciler, 1970’lerin enerji krizi ile birlikte oluşturdukları, G7 olarak bilinen ABD, İngiltere, Kanada, Fransa, Almanya, İtalya ve Japonya 1975’ten bu yana iç ekonomik meseleler ile birlikte jeo-politik durum, güvenlik ve güncel konuları ele almak amacıyla, her yıl bir ülkenin ev sahipliğinde toplanıyor. G7’ye düzenli olarak katılan Rusya da 1998’de resmi üye oldu ve G8’i oluşturuldu. Fakat 2014’te Rusya gruptan çıkarıldı.
G7, bu yılda, 19-21 Mayıs tarihleri arasında, Japonya’nın Hiroşima kentinde toplandı. Emperyalist sömürgecilerin toplandığı Hiroşima şehrinin unutulmaması gereken bir tarihi var. II. Paylaşım Savaşı döneminde, ABD, 6 Ağustos 1945’te Hiroşima’ya; 9 Ağustos’ta ise Nagazaki’ye attığı atom bombalarıyla 210 bine yakın kişinin hayatını kaybetmesine yol açmış, 100 binlerce insan da yaralanarak sakat kalmıştı.
Hiroşima kentinde yapılan G7 toplantısına Japonya Başbakanı Fumio Kishida, ABD Başkanı Joe Biden, İngiltere Başbakanı Rishi Sunak, Kanada Başbakanı Justin Trudeau, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, Fransa Başkanı Emmanuel Macron, Almanya Başbakanı Olaf Scholz, AB Konseyi Başkanı Charles Michael ve AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in katıldılar. Bunların dışında Ukrayna, Brezilya, Endonezya, Hindistan, Güney Kore, Avustralya ve Vietnam gibi ülkeler de ikinci gün zirveye katıldılar. Gündem bildirisinde Ukrayna’nın işgali, nükleer güvenlik, Ukrayna’nın yeniden inşası, Rusya’ya karşı yeni yaptırımlar, Çin’in nüfuz alanlarına müdahale, küresel ekonomi ile Karadeniz’e tahıl sevkiyatı üzerine kararlar aldılar.
Zirvelerden payımıza düşen; Ölüm, acı ve yoksulluk!
Rusya’nın Ukrayna’yı işgal savaşında ABD, AB ve NATO üyesi ülkeler ne pahasına olursa olsun Ukrayna’yı tamamen ele geçirmek ve Rusya’nın egemenliğine son vermek istiyorlar. Bu anlamda, tüm emperyalist zirvelerde olduğu gibi bu toplantıda da Rusya-Ukrayna savaşı, G7’nin önemli ve birinci gündemi olarak yer aldı. Rusya’ya yönelik ekonomik ve askeri yeni yaptırım kararlar arasında şunlar var; Rusya’nın askeri gücünü destekleyecek ve onun için hayati önem taşıyan teknoloji, endüstriyel ekipman ihracatı sınırlandırılacak ve mahrum bırakılacak. Rusya’ya savaşta yardım etmekle suçlanan gruplar doğrudan hedef alınacak. Ayrıca Rusya’nın milyar dolarlık ham elmas ticaretine de ambargo konularak, kısıtlamalar getirildi. Rusya, elmas üretiminde ve ticaretinde, dünyada ilk sırada yer alıyor ve önemli gelir kaynaklarından biri. Rusya devletine ait elmas madenciliği şirketi Alrosa’nın 2021 yılında elde ettiği gelirin yaklaşık 4 milyar Euro civarında olduğu açıklanmıştı.
Her zirvelerinde olduğu gibi G7’de de aldıkları kararlar ile kendi egemenlik ve hegemonyalarını derinleştirecek ve pazar çatışmasını keskinleştireceklerdir. Bu anlamda, kapitalist-emperyalist sistemin sömürü ve saldırılarının hız kesmeden devam ettiği günümüzde; yoksulluk, açlık, sefalet ve gelir eşitsizliği derinleşmekte, temel hak ve özgürlükler yok edilmekte, adalet ortadan kaldırılmaktadır. Bu gerçeklerden hareketle diyebiliriz ki, bu gibi emperyalist zirvelerde alınan tüm kararlar ile silah tekelleri, kârlarını daha da artırarak palazlanıyorlar. Ezilen dünya halkların payına ise ölüm, acı ve yoksulluk düşüyor.
Sonuç olarak; kapitalist-emperyalist sistemin G7 zirvesi bitti. Ancak ezilen halkaların yüz yüze yaşadıkları çelişkiler, sorunlar devam ediyor. Bu gerçekler ışığında, içinde geçtiğimiz “an”ın çelişki ve sorunlarına karşı; anti-faşist, anti-emperyalist, devrimci ve demokratik kurumlar olarak önemli görevler bizi bekliyor. Mevcut emperyalist saldırganlık ve barbarlığa karşı, sokakları kuşatma zamanı gelmiş bulunuyor. Eşitlik, demokrasi ve özgürlükler için yüzümüzü sokağa dönmeliyiz. Emperyalist haksız savaşların kaynaklık ettiği işsizlik, sefalet, açlık ve kitlesel göçlere sebep olan bu sömürücü ve gerici saldırganlığa karşı mücadelenin zengin biçim ve taktikleriyle, anti-emperyalist mücadeleyi sokaklarda büyütelim.
