Dayanışma günlerinde eski köy geleneğinin önemli bir etkinliği olan imeceyi düşürdüm aklıma. Bu yükün altından kalkmak bir başımıza öyle kolay yutulabilecek bir lokma değil çünkü. Biz gönüllülerin çabasını içten bulan köy halkı işlerin bir kısmını üstlenerek beraberce dayanışmanın tadına doyulmaz lezzetiyle buluşturdu yüreklerimizi. Kimimiz yemek yaptı, kimimiz dağıttı ve kimimiz de ekmeğimizi pişirdi tandırda.
Bazen hayat öyle güzel bir öğretmenlik yapıyor ki zor zamanlarda, güvene dayalı bağlarla kenetliyor insanları birbirine. Yorgunluk yerini keyifli bir paylaşıma bırakırken Hızır olup yetişiyor imdadımıza köy halkı. O vakit günün rengi koyu griden kızıla doğru rota değiştiriyor bir kez daha. İnsanların yüzündeki endişe gülümsemeye bırakırken nöbetini, hayat bir başka güzelleşiyor esmer tenlerinde köy insanlarının.
Şimdiki zamanların unutulan kıymetli duyguları bir bir kendini yeniden hatırlatıyor insanlığın gündemine, asilere de yeni şeyler öğretiyor yaşamın zorlukları. Dünü bugüne bağlayan incelmiş pamuk ipliği giderek kalınlaşıp kopmayan bir zincire dönüşüyor usumda. Yeter ki öğrenmekten ve yenilenmekten vazgeçmesin geleceği parolasına düşüren ateş hırsızları. Kışın ayazı sıcacık bir güne dönünce sabahın şafağında, insanlığın birbirine kenetlenmiş elleri müthiş bir sanat eseri gibi parlıyor gecenin yıldız yağmurunda. Ve her gün yeniden doğunca güneş insanlığın gelecek düşü, karanlık sevicilerine inat, bir daha bir daha yaralarını birlikte sarmaya çalışıyor…
Yarin yanağından gayrı her şeyde hep beraber diyebilmek…
(Şubat 2023)