Bu haftaki eylemde 13 Ağustos 1993 yılında İstanbul Terörle Mücadele Şubesi’ne bağlı polislerin Okmeydanı’nda bulunan Perpa İş Merkezi’nde yaptığı baskında gözaltına alınan ve bir daha kendisinden haber alınmayan Erdoğan Şakar’ın akıbeti soruldu. Şakar’ın akıbetini gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun’un kızı Jiyan Tosun okudu.
Erdoğan Şakar’ın akıbetine ilişkin konuşane Tosun, Şakar’ın kaybedildiği dönemde 2 çocuğunun olduğunu, İstanbul Terörle Mücadele Şubesi’ne bağlı polislerin, Okmeydanı’ndaki Perpa İş Merkezi’ne bir baskın düzenlediğini, baskının İş Merkezi’nde bulunan bir cafede gerçekleştiğini, baskın günü Şakar’ın arkadaşıyla görüşmek için o cafeye gittiğini ve o günden sonra kendisinden bir daha haber alınamadığını dile getirdi.
Baskın sonrası yapılan resmi açıklamadan 18 yıl sonra eski özel harekat polisi Ayhan Çarkın’ın sözlerine yer veren Tosun, “Ayhan Çarkın olaydan 18 yıl sonra Perpa Katliamı’nın Özel Harekat Dairesi’nin işi olduğunu ifşa etti. Çarkın, kendisinin de tetikçi olarak katıldığı Perpa Katliamı için “…yargısız infaz yaptık. Oradakiler bizimle çatışmaya girmedi. Çatışma süsü verildi. Garson kızı da tanık kalmasın diye öldürdük” şeklindeki sözlerine dikkat çekti.
Tosun, baskın sonrası gelişen olayları şöyle aktardı: “Perpa baskınına katılan özel harekatçılar ‘kasten adam öldürme’ suçlamasıyla yargılandı. İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, 21 Aralık 1999 tarihinde sonuçlanan davada, 5 polis idam cezasına çarptırıldı. İdam cezası önce 8’er yıla, ardından da 3 yıl 10 ay 20’şer gün hapis cezasına indirildi. Temyiz aşamasında da Yargıtay 1.Ceza Dairesi polisler hakkında verilen hapis cezasını, ‘beraat etmeleri gerekir’ diyerek bozdu. Güvenlik güçlerinin vatandaşa karşı işlediği yaşam hakkı ihlallerinde öldürenin değil, ölenin suçlanması geleneği devam etti, suçun failleri yargı eliyle aklandı.
Failler 29 yıldır cezasızlık zırhıyla korundu
Hanım Şakar ise eşinin Beyaz Saray Cafe’ye gelmek üzere yola çıktığını ve Perpa’ya ulaştığına dair tanıklar olduğunu belirterek, yaptığı girişimlerinin sonuçsuz kaldığını, eşinin gözaltında işkence ile öldürülmesinden endişe duyduğunu belirterek açlık grevi dahil pek çok yola başvurduğunu, dönemin TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Sabri Yavuz’la görüştüğünü ancak gözaltına alındığı kabul edilmeyen Erdoğan Şakar’dan bir daha haber alınamadığını ifade etti.
Hanım Şakar şunları kaydetti:
“Bu güne kadar Erdoğan Şakar’ın gözaltında kaybedilmesi ile ilgili etkin bir soruşturma yürütülmedi. Bu insanlığa karşı suçun failleri 29 yıldır cezasızlık zırhıyla korundu. 907’inci haftamızda bir kez daha talep ediyoruz; Erdoğan Şakar’ın akıbetini açığa çıkartmayı, fail ve sorumluları cezalandırmayı hedefleyen etkin bir soruşturma ve kovuşturma faaliyeti yürütülsün. Maddi gerçek açığa çıkartılsın, adalet sağlansın.”