Ankara’da Beyaz Miting: Sağlıklı bir gelecek elimizde
Ankara’da “Beyaz Miting” düzenleyen sağlık emekçileri, "Yaşamak ve yaşatmak istiyoruz" dedi.
29 Mayıs 2022
Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve sağlık meslek örgütlerinin çağrısıyla, “Emek bizim söz bizim sağlık hepimizin” şiarıyla Ankara Anıtpark’ta “Beyaz Miting” düzenlendi. Mitinge Diyarbakır, Mardin, Van gibi kentleri başla olmak üzere ülkenin dört bir yanından binlerce sağlık emekçisi katıldı.
Sağlıkta şiddetin sona ermesi ve sağlık emekçilerinin gasp edilen hakları için sağlık emekçileri Ankara’da bir araya geldi. Sağlıkçılar, Türkçe ve Kürtçe “Emek bizim söz bizim sağlık hepimizin”, “5 dakikada hasta bakılamaz”, “Sağlıklı bir gelecek elimizde”, “Eşit, parasız, anadilde sağlık”, “Yaşamak yaşatmak istiyoruz”, ve “Kadınlar sağlığın toplumsal gaspına son verecek”, “36 saat nöbet öldürüyor”, “Hastaneler halkındır satılamaz”, “5 dakikada hasta bakılmaz”, “İş cinayetlerine son”, “Sağlık haktır”, “Emekliyken yoksulluğa mahkum edilmek istemiyoruz”, “Fahrettin randevu bulamıyoruz, randevusuz bakar mısın” sloganlarının öne çıktığı mitingde, iktidarın sağlık politikalarının eleştirildiği dövizler taşındı.
“Yeter Fahrettin sağlığı mahvettin”
Arama noktasından çok sayıda döviz geçerken, “Aysel Tuğluk’un sağlık hakkı gasp ediliyor” ve “Dikkat patojen (AKP) madde” yazılı dövizler miting alanına alınmadı. Söz konusu dövizlerin fotoğraflarını çekerek kayıt altına almak isteyen avukatlara ise polis “Şov yapmayın” diyerek ortamı provoke etmeye çalıştı.
Miting, yaşamını yitiren sağlık emekçileri ve hekimler anısına yapılan bir dakikalık saygı duruşuyla başladı.Saygı duruşu sırasında “Çalışırken ölmek istemiyoruz” sloganı atıldı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın sağlık politikalarına yönelik de alandan sık sık “Yeter Fahrettin sen bizi mahvettin” ve “Yeter Fahrettin sağlığı mahvettin” sloganları yükseldi.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı, TTB Tıp Öğrencileri Kolu (TÖK) ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Öğrenci Komisyonu adına Esma Eylem Dede, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği (SHUDER) adına Can Kirişçi, Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği Başkanı Heybet Aslanoğlu hazırlanan basın metnini okudu.
” Bizi sağlıksızlığa mahkum etmek isteyenlere karşı yan yanayız”
Sağlık örgütlerinin ortak metninin okunmasının ardından konuşan TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı, “Emek bizim, söz bizim” şiarıyla alanlarda olduklarını belirtti.
“Bugün bir kez daha seslerimizi ve inancımızı birbirine katıyoruz” diyen Fincancı, “Savaşlara, adaletsizliğe, açlığa, yoksulluğa, yaşamlarımızı tüketenlere karşı, karları uğruna çarkları durdurmayanlara, işçi sınıfını yok sayanlara karşı yan yanayız” şeklinde konuştu.
Sağlık emekçilerinin taleplerinin tüm halkın talepleri olduğunu belirten Fincancı, toplumda sağlıksızlık üreten ne varsa ona karşı mücadele yürüttüklerini vurguladı.
Savaşlara, adaletsizliğe, baskılara, zulme, açlığa, yoksulluğa, bu gezegeni daha fazla kar uğruna tüketim nesnesi görenlere, yaşamları tüketenlere, umutları hapsedenlere karşı mücadele ettiklerini söyleyen Fincancı, “Bu çoklu krizler çağında ekolojik krizle pandemilere yol verenlere, karları uğruna çarkları durdurmayan, onbinlerce emekçiyi ölüme terk eden, işçi sınıfı hastalığını yok sayanlara, sağlığımızı sermayeye teslim edenlere, bizi sağlıksızlığa mahkum etmek isteyenlere karşı yan yanayız” dedi.
Fincancı şöyle devam etti:
“Sivas’da katledilen meslektaşımız Behçet Aysan’ın dediği gibi ‘Bizim de günlerimiz olacak. Güle değecek kuşların kanadı ve kuşlar sırtlarında gül taşıyacak.’ Kardeşlerim koşar adım moraran beyazla zincirlerimizle yaralarımızla ırmakların geçilecek, fırtınaların dinecek bir yanı var” diye kaydetti.
,
TTB TÖK ve SES öğrenci komisyonu üyesi Esma Eylem Dede, “Bizler sağlık öğrencileri olarak mücadeleyi fakülte sıralarından örmeyi ve dayanışmayı büyütmeyi hedefliyoruz” dedi.
“Nitelikli, toplumsal cinsiyet eşitlikçi, parasız bilimsel, anadilinde eğitim ve sağlık hakkını savunmak” amacıyla bir araya geldiklerini belirten Dede, “Bize ‘giderlerse gitsin’ diyenler duysun; Gidecek olanlar bizler değil sizsiniz. Buradaydık, buradayız gitmiyoruz” ifadelerini kullandı.
Pandemi ile birlikte sağlık emekçilerinin haklarının görmezden gelindiğini söyleyen SES Eş Genel Başkanı Selma Atabey, iktidarın tercihini her zaman sermayeden yana kullandığını ifade etti. Atabey, “Bu yüzden tüm toplumsal kesimler gibi bizler de artık geçinemiyoruz. Koruyucu sağlık hizmetlerinden daha çok tedavi edici sağlık hizmetlerinin sunulduğu, kışkırtılmış sağlık talebi yaratan bu sağlık sistemi toplumun nitelikli sağlık hizmetine ulaşma ve alma hakkını elinden almaktadır” şeklinde konuştu.
“Hayatları kararan her bir kişinin vebali bu hükümetin boynundadır”
KHK’yle ihraç edilen sağlıkçı Aslıhan Han, iktidarın 15 Temmuz askeri kalkışmayı fırsata çevirdiğini dile getirdi. Han, şunları söyledi: “İktidar hukuk sistemini adeta OHAL ve KHK ile yönetilen rejime evriltti. OHAL döneminde gece yarıları çıkarılan 32 KHK ile 134 bin 207 kişi savunma hakkı bile tanınmadan ihraç edildi. Emekçiler ölüme mahkum edildi. Yaşamını yitiren, hayatları kararan her bir kişinin vebali bu hükümetin boynundadır. Peşini asla bırakmayacağız.”
“Sağlık işçilerini yok sayan uygulamaları kabul etmiyoruz”
Dev-Sağlık İş adına söz alan DİSK Yönetim Kurulu üyesi Hüseyin Bolat ise şunları kaydetti:
“Kamu hastanelerindeki sağlık işçileri olarak emeğimizin karşılığını istiyor, sağlık hizmetinde ‘biz de varız’ diyoruz. Bizler sağlık işçileri olarak yok sayılmak, görmezden gelinmek istemiyoruz. Hastanelerimizin güvenliğinde, laboratuvarlara götürülen kanlarda, sterilize edilen ameliyathanelerde, temizlenen hasta odalarında, hastalarımızın bakımında, acillere hasta taşıyan ambulansların direksiyonlarında, hastanedeki tüm cihazların teknik bakımında, hasta kayıtlarında, çekilen tomografilerde sağlık işçilerinin emeği var. Bu nedenle, sağlık emekçileri arasında çalışma barışını bozan, sağlık işçilerini yok sayan uygulamaları kabul etmiyoruz.”
Kardeş Türküler ezgilerini sağlıkta şiddet politikalarına direnen ve tüm toplumun sağlığı için mücadele eden sağlık emekçileri için seslendirdi. İstanbul Sözleşmesi’ni savundukları, kıyafetleri ve söylemleri nedeniyle hedef gösterilen, Kürt olduğu için konserleri engellenen kadın sanatçıları selamlayan Kardeş Türküler, son şarkıları Burçak Tarlası’nı da tüm kadınlar için seslendirdi.
Miting, Kardeş Türküler’in sahne almasıyla son buldu.