GüncelManşet

TOHAV’dan “Uzun Süreli Mahkumiyet” konulu panel

 

İstanbul: TOHAV, Taksim Hill Otel’de “İşkence ve Kötü Muamele Yasağının İhlali Bakımından Uzun Süreli Mahkumiyet” başlıklı panel düzenledi. Panel, Avukat Selim Okçuoğlu, Prof. Dr Ümit Biçer, Dr Türkcan Baykal, Yar. Doç. Dr Devrim Aydın, Yard. Doç. Dr. Öznur Sevdiren ve Av. Ömer Güneş’in sunumu ile gerçekleşti.

Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı (TOHAV)’ın Taksim Hill Otelde gerçekleştirdi.  Prof. Dr. Ümit Biçer ve Klinik Psikolog Dr. Türkcan Baykal, uzun tutukluluğun fiziki ve psikolojik etkilerini anlatmak üzere “Uzun Süreli Mahkumiyetin Tıbbi Sonuçları” konulu sunum yaptı. Ümit Biçer’in dikkat çektiği konu uzun tutukluluk, tecrit ve sağlık konusunun yan yana olmayacağıydı. Dünya sağlık örgütünün sağlık tanımıyla yola çıkan Biçer, tutukluların fiziksel, ruhsal ve sosyal sağlığının bir bütün olarak iyi olması durumunda tutukluların sağlığının iyi olabileceğinden bahsetti. Tutuklulukta cezanın cezalandırma, caydırıcılık, toplumsal yararlılık ve rehabilitasyonun biçiminde ele alındığını söyleyen Biçer, uzun süreli tutukluluklarda rehabilitasyonunun nasıl sağlanacağını sağlıkçılar ve hukukçular olarak anlam veremediklerini söyledi.

Tecritle “uyaran yoksunluğu” yaratılarak kişilerde istenilen “değişim” in sağlanmasının keşfedilmesinden sonra özel güvenlikli hapishanelerin yapıldığı ve en sert biçimde tecridin uygulandığını söyleyen Dr. Türkcan Baykal bu yöntemin özellikle siyasi tutsaklarda uygulandığını ve adli olarak hiçbir suça karışmayan bilinç düzeyi hakim ve savcılardan bile yüksek olan tutsakların cezalandırılmasındaki sebebin toplumsal yararlılık kazanmalarının dışında bir konu olduğunu ifade etti. Yaşam boyu mahkûmiyete dikkat çeken Baykal, yaşam boyu mahkûmiyetin “yaşatarak öldürme, öldürerek yaşatma” ve “umudun yok edilmesi” anlamına geldiğini söyledi. Bu mahkûmiyetin aynı zamanda sivil bir ölüm hali olduğunun bazı ülkelerde kabul gören bir tanım olduğunu ifade etti.

tohav 2Ceza Hukuku en sert biçimde sadece siyasi durumlarda işliyor

Yar. Doç Dr. Devrim Aydın, “Karşılaştırmalı Hukukta Uzun Süreli Mahkumiyet Sorunu” başlıklı sunum yaptı. Yar. Doç Dr. Devrim Aydın, suçlunun sunun karşılığının kamuoyu karşısında cezasını ödetme ve topluma kazandırma olarak tanımladı ve “Nasıl bir ceza adalet?” sorusunun cevabının verilemediğini söyledi. Ceza kanunun dünyanın birçok yerinde olduğu gibi Türkiye’de de siyasal konular olduğunda en sert biçimde uygulandığını söyleyen Aydın, “Uzun süreli tutukluluklarda yeniden sosyalleşme gibi infazla amaçlanan olmuyorsa, bu ceza sisteminin çöktüğünün kanıtıdır” dedi. Adli suç işleyenlerin her durumda bırakıldığını ancak siyasal “suç” işleyenlerin ağır cezalarla yargılandığını örneklerle anlatan Aydın, iki durum arasında gece gündüz gibi fark olduğunu söyledi.

Yard. Doç. Dr. Öznur Sevdiren, AİHM’in Vinter kararında “Özgürlüğünden yoksun bırakılan insanlar insan haklarına uygun muamele görmelidir” diyerek, bu sebeple Avrupa’da şartlı tahliye kararları ve gözden geçirme kararı olmadan müebbet hapis cezasının işlenmediğini söyledi.

Av. Ömer Güneş, Abdullah Öcalan davasının siyasi yönüne vurgu yapmanın gerekliliğini belirtti. Güneş, “AİHM’nin kararındaki siyasi nedenlerle ilgili karar verirken, CPT raporlarını incelemiş ancak siyasi nedenler hiç göz önüne alınmamıştır” dedi. Güneş, Öcalan’a ayrı bir infaz rejimi uygulandığını belirtirken, AİHM’in kararından ihlal kararı vermediği için Öcalan’ın kaldığı tecrit koşullarını normal gördüğünü söyledi. Güneş, “Bu hakikaten kaygı verici bir durumdur ve devlete ‘Siz orada her türü sınırlama yapabilirsiniz’ uygulamasının yolunu açmıştır” dedi.

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu