Güncel

Halkın çaresi ‘kullanılmış’ kıyafet!

Açlık sınırının altında yaşayan halk, kullanılmış kıyafet almaya mahkum kaldı!

Düşük ücretler ile zam yağmuru karşısında alışveriş yapamaz duruma gelen emekçiler, çareyi kıyafet dayanışmasında arıyor. Ankara’da muhtarlık önüne getirilen eşyalar, ihtiyaç sahiplerine gidiyor. Özellikle kadınların dayanışmaya daha çok katıldığını anlatan Mustafa Akdoğan, zamlar karşısında vatandaşın durumuna ilişkin, “Çözüm öyle alayım birkaç şeyi stok ederim olayı değil. Mesele Türkiye’nin ekonomisinde. Yani su baştan bulanık geliyor” dedi.

Ankara Eryaman’da, Şehit Osman Avcı Mahallesi Muhtarlığı önünde birikmiş kıyafet ve ayakkabı yığını dikkatimizi çekiyor. Muhtarlıktan içeriye girdiğimde keyifli bir İç Anadolu türküsü çalıyordu. Muhtar Sema Gürkan Akdoğan içeride yoktu. Eşi Mustafa Akdoğan vardı. “Günaydın, birkaç şey soracaktım. Gazeteciyim ve bu dayanışmayı merak ettim. Anlatmanızı rica ediyorum,” dedim. Oldukça neşeli olan Akdoğan, kahvaltısına ara vererek, bir çay ikramında bulundu ve anlattı.

“Geçen yıl pandemi ile birlikte başladı bu dayanışma. Çok sayıda insan bu kıyafetleri, işte bu gördüklerinizi nereye götüreceklerini bilmedikleri için bize getirdiler başta. Sonra burada bir yığılma oldu, biz de bunları nasıl değerlendirebiliriz dedik. Ve muhtarlığın önüne bıraktık. İlan astık bir tane de. Öylece başladı işte. İhtiyacı olan insanlar bundan memnun. Gelip, seçip alıyorlar. Alırken tabii zorlanıyorlar. Gururu incinenler oluyor, fark ediyoruz bu durumu, ama biz ne yapalım. İhtiyaçları da var bir yandan, vaziyetimiz bu.”

“En çok erkek giyimi ve çocuk giyimine ihtiyaç oluyor”

“En çok neye ihtiyaç var?” diye soruyorum. “En çok erkek giyimi ve çocuk giyimine ihtiyaç oluyor” diyor, “Erkekler çok paylaşımcı değil. Genelde buraya kadınlar getirir. Ve en fazla biriken kadın giyimi olur. Kadınlar çocuklarının giyimini, bebek ihtiyaç malzemelerini de buraya bırakır. Ancak erkekler getirmez. Anladığım kadarıyla erkekler bir giyimi yıllarca giyiyor. Çok paylaşmıyorlar yani. Kısacası kadınlar buraya getiriyor, erkekler gelip alıp götürüyor. Bir de başta söylediğim gibi bebek ve çocuk giyimi malzemelerine ihtiyaç çok oluyor. Bunlar pahalı olunca, haliyle en çok sorulan da bunlar oluyor.”

“Dayanışma sadece kıyafet ve ayakkabıyla mı sınırlı?” diye soruyorum, “Aslında daha başka, büyük bir alanımız olsa beyaz eşya, mobilya, mutfak eşyası vermek isteyenler de oluyor. Tabii bunun da çaresini bulduk. Beyaz eşya, mobilya artık her neyi verecekse insanlar, onlarla ihtiyaç sahiplerini buluşturuyoruz. İletişimini sağlıyoruz. Geçenlerde oğlum geldi, ‘Baba bir öğrenci arkadaşım ev tuttu sadece bir yatağı var, eşyaya ihtiyacı var’ dedi. Şimdi o öğrenci için uğraşıyoruz. İncek’te oturuyormuş o öğrenci, bazı şeyleri hazırladık ama hâlâ eksiğimiz var. Çevremize haber saldık. WhatsApp grubumuz var. İşte kapıcılar grubu ayrı, yöneticiler grubu ayrı… Yazıyoruz. Herkes haberdar oluyor. Bu mahalle büyük, 35 ila 40 bin arası insan yaşıyor burada. Herkese bu şekilde ulaşabiliyoruz” diyor.

“Su baştan bulanık geliyor”

Artan hayat pahalılığı, yükselen kiraları ve insanların tepkilerini sorduğumuzda Mustafa Akdoğan şöyle devam ediyor: “İnsanların artık şikayetçi olmadığı bir konu yok. Kiralar, evler… Bir tek şikayet edilecek şey kira olsa, dersin ki hadi şu kirayı halledeyim, gerisi kolay. Birinden kurtuluyorsun, diğerinden yakalanıyorsun. Mesela mazota zam geliyor değil mi? Gidip arabanın deposunu dolduruyorsun. Depon dolu kapının önünde bekliyor, iki gün sonra bakıyoruz mazota bir zam daha. Hangi birini kovalayacaksın! Çözüm öyle alayım birkaç şeyi stok ederim olayı değil. Mesele Türkiye’nin ekonomisinde. Yani su baştan bulanık geliyor. Bulanık gelince de herkesi etkiliyor. Kirayı etkiliyor, pazarı etkiliyor, arabayı bile etkiliyor kısacası.” (Kaynak: Evrensel)

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu