Deniz Poyraz’ın katili Onur Gencer’in Antep, Kilis ve Suriye’de bulunduğu dönemde irtibatlı olduğu kişilerden 3’ünün asker olduğu iddianameye yansıdı. Gencer’in lüks otellerde yabancı uyruklu kişilerle konakladığı da kaydedildi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir İl Örgütü’ne yönelik 17 Haziran’da silahlı saldırı düzenleyerek, parti çalışanı Deniz Poyraz’ı katleden Onur Gencer hakkında hazırlanan iddianame kabul edildi. İzmir Bayraklı 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, katil zanlısı Gencer’e “tasarlayarak insan öldürmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet, “işyeri dokunulmazlığını ihlal etme” ve “siyasi partiler veya meslek kuruluşlarının kullanımında olan bina, tesis veya eşyaya zarar verme” suçlarından 7 yıla kadar hapis cezası istendi.
Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre; İlk duruşması 29 Aralık’ta görülecek dava iddianamesinde, Gencer’in savunması, araştırma tutanakları, mobil telefon HTS analizi, mobese kayıtları, otopsi raporu, tanık beyanları, teşhis tutanakları, dijital materyal inceleme raporları, adli sicil ve nüfus kayıtları deliller arasında yer aldı. İddianamede, Gencer’in saldırı sonrası mesajlaşma uygulaması WhatsApp üzerinden yaptığı paylaşımlar ile telefonunda “Oğulcan” adına kayıtlı kişiye saldırıyı nasıl gerçekleştirdiğine dair attığı mesajlara yer verildi.
Suriye’deki silahlı fotoğrafı
İddianamede, Gencer’in “onur_gencer1994” adlı instagram hesabında elinde av tüfeği ve tabanca bulundurduğu fotoğraf ile askeri birlik mevzisinde elinde uzun namlulu silahla bir fotoğraf paylaştığı belirtildi. Gencer’in Suriye’nin Halep kentinde askeri üniformayla çektirdiği ve WhatsApp durumunda “kin yuttuk kan kusturacağız or.. çocukları” ve “ulan ermeni dölleri hayatınızı s..cem kin yuttum kan kusturacağım hepinize” ifadeleriyle paylaştığı fotoğrafı da iddianamede yer aldı.
Ele geçirilen telefonun web geçmişinde “karaakrep1994” rumuzlu bir hesaba da giriş yapıldığının tespit edildiği kaydedilen iddianamede, hesapların şüpheli dışında başkaca kişiler tarafından kullanılıp kullanılmadığına ilişkin ilgili şirket ile yazışmalar yapıldığı aktarıldı. İddianamede, Gencer’e ait silahlı fotoğrafların paylaşıldığı “onur_gencer1994” rumuzlu hesabına işaret edilerek, “Olay tarihi ve öncesinde hesaba giriş yapan cihazlara ait İP bilgilerin temin edilmiş, (…) İletişim Hizmetleri A.Ş ile yapılan yazışmada tespit edilen İP’lerin nat özelliği (çoklu) olması nedeniyle aynı anda birden fazla kullanıcıya tahsis edildiğinden bağlantı sağlandığı andaki tespit edilen İP’ye bağlı port bilgisi olmadan kullanıcı tespitinin yapılamayacağı belirtilmiş, ilgili şirket tarafından port bilgileri sunulamadığı için belirtilen hesapları şüpheli dışında ikinci bir şahıs tarafından erişim sağlanıp sağlanmadığına dair herhangi bir delil elde edilememiştir” denildi.
Söz konusu hesaptan paylaşılan silahlı fotoğraflar, Gencer gözaltında tutulurken silinmişti. Sonrasında ise hesap tamamen kaldırılmıştı.
Silah muhabbeti
İddianamede, Gencer’i Şair Eşref Bulvarı’na taşıyan sürücü, bazı taksi şoförleri, Gencer’in gittiği atış poligonu görevlileri, HDP İzmir İl Başkanlığı ile İngilizce kursu yetkilisinin ifadelerine yer verildi. Gencer’in olay yerine gelirken kullandığı ticari taksi şoförü İ.I., daha önce de Gencer’i farklı yer ve kentlere götürdüğünü aktardı. Gencer’in aracına bindikten sonra İngilizce kursuna gideceğini söylediğini belirten İ.I., “(…) Bu şahıs durağımızın müşterisi olması sebebi ile daha öncesinde de kullanmakta olduğum taksiye bindiği zamanlarda günlük konuşmalar arasında silah almak istediğini bu konu ile yasal evraklar ile uğraştığını söyledi” dedi.
Lüks oteller, atış poligonları
Tanık olarak iddianamede yer alan diğer taksi şoförleri de farklı tarihlerde Gencer’i hem lüks otellere hem de atış poligonlarına götürdüklerini aktardı. Şoförler beyanlarında, Gencer’in 150-400 TL arasında değişen hesaplar ödediği ve bazen uzun bir süre bekletildiklerini kaydetti.
Bir şoförün, “Bu şahıs aracımda bulunduğu tüm süreler boyunca benimle sohbet etmedi, zaten yeniden benim taksimi de kullanmadı. Ancak kendisini Hilton oteline bıraktığım yani taksimi ikinci kullandığı zaman sürekli kafasından aşağıya dezenfektan kutusu büyüklüğünde bir şişe de kolonya olduğunu düşündüğüm maddeyi döküyordu. Bu şahsın yapmış olduğu tuhaf hareketler dikkatimi çekti” ifadeleri dikkati çekti.
İrtibatlı kişi tespit edilemedi!
İddianamede, söz konusu tanık ifadelerine işaret edilerek, “Alınan tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde, şüphelinin olaydan önce, atılı suçu işlemesi için şüpheliye yardım eden, azmettiren yada olayla irtibatı olan ve şüphelinin görüşüp irtibat kurduğu başkaca bir şahıs tespit edilememiştir” diye kaydedildi. İddianamede, ayrıca Gencer’in giriş kaydı bulunan otelde soruşturma konusu olayla ilgili irtibatlı olduğu başkaca bir şahıs tespit edilemediği belirtildi.
İddianamede, Gencer’in İzmir’de bulunan iki farklı poligonda atış eğitimi aldığı ifade edildi. Bir poligon çalışanı, Gencer’in kendisini sağlık personeli olarak tanıttığını ve yalnızca eğitim sırasında muhabbetlerinin olduğunu söyledi.
SİLAH RUHSATI
Gencer’in olayda kullandığı silahı satın aldığı av bayisi sahibi M.D.’nin ifadeleri iddianamede yer aldı. “RUGER” marka silahı emekli bir polisten satın aldığını belirten M.D., 3 Haziran’da Gencer’in gelerek silah satın almak istediğini söyledi. M.D., sonrasında yaşananları şöyle anlattı: “Ben de kendisine silah satın alma belgesinin olup olmadığını sordum, o da bana Gaziemir İlçe Emniyet Müdürlüğünden almış olduğu silah satın alma belgesini gösterince, ben de kendisine polis bir arkadaşın RUGER marka temiz, tamir bakım yapılmış bir silah var bunu satabilirim dedim. Onur Gencer silahı gördükten sonra, 3 bin 500 TL karşısında silahı sattım. 500 TL kaparo verdikten sonra Onur Gencer adına ve vekaleten (…) adına dilekçeleri yazdım, birlikte imzaladıktan sonra evrakı kendisine teslim ederek, Gaziemir İlçe Emniyet Müdürlüğüne gitmesini söyledim.”
Gencer’in 10 Haziran’da silah satın alma evraklarını tamamlayarak iş yerine geldiğini anlatan M.D., şöyle devam etti: “Ne iş yaptığını sordum, o da bana Kemalpaşa Devlet Hastanesinde çalıştığını, hastane ile ilgili bana her türlü yardımı yapabileceğini söyledi. Ben de kendisine neden silah aldığını sorduğumda, ‘Onur Gencer kendisinin silahları sevdiğini, arkadaşları ile birlikte dağ yürüyüşlerine gittiğini, yürüyüş esnasında başıboş hayvanların bulunmasından dolayı kendini korumak amaçlı olarak aldığını söyledi.”
İddianamede, Gencer’in atış eğitimi alması ve silah satın almasına ilişkin, “Tanık beyanlarından anlaşıldığı üzere, Sağlık Bakanlığı bünyesinde kamu görevlisi olarak çalışan ancak meslek grubu gereği ateşli silah kullanmayan şüphelinin, olaydan önce silah satın aldığı ve farklı poligonlara giderek satın aldığı silahın nasıl kullanılacağı konusunda ücret karşılığında gerekli eğitimleri tamamladığı anlaşılmıştır” değerlendirmesi yapıldı.
‘Ülkücüyle’ temas
İddianamede, Gencer ile telefonla irtibatı olan tanıkların beyanlarına yer verildi. Gencer’in olaydan önce konuştuğu D.Ç., Gencer’i yakından tanımadığını ve yüz yüze gerek görüşmesinin olmadığını söyledi. Ortak arkadaşlarının da bulunmadığını ifade eden D.Ç., “Onur’un benim telefon numaramı nereden ve kimden temin ettiğini bilmiyorum. Fakat ben okuduğum okulda ülkücü diye tabir edilen grubun içerisinde tanına birisi olduğum için muhtemelen numaramı üniversite içerisinde okuldaki arkadaşlarımdan temin etmiştir diye düşünüyorum” diye kaydetti.
Suriye süreci
Gencer ile olay öncesinde WhatsApp üzerinden görüştüğü tespit edilen İ.A., 2019 sonları ve 2020 başlarında Gencer’in Suriye’de Acil Tıp Teknisyeni (ATT) olarak görevlendirildiğini ve 3 ay orada kaldığını kendisine aktardığını ifade etti. Olay saatinden sonra Gencer’i telefon ile aradığı tespit edilen Y.F. de Gencer’in Suriye’ye sağlık personeli olarak görevlendirildiğini belirterek, “Orda bulunduğu zaman içerisinde çok az sayıda görüşmelerimiz oldu. Çoğunlukla WhatsApp üzerinden yazışma yapardık. Bazen yaptığımız görüşmelerde Hastanenin aciline göre daha rahat olduğunu, işi olmadığı zamanlarda uyuyabildiğini, oradaki insanlarla daha iyi anlaştığını, kafasının sardığını falan söylerdi” dedi.
23 dakika müdahale edilmedi
İddianamede, “şüpheliye yardım eden, birlikte hareket eden ya da şüpheliyi azmettiren başkaca kişiler olup olmadığına dair genişletilen soruşturma kapsamında yapılan araştırma” kısmında kimi tespitlere yer verildi. Tespitlerde, tanık anlatımları dikkate alınarak, Gencer’in olay anında ve sonrasında tek başına olduğu kaydedildi.
Tespitlerde, olayın 11.00’da emniyete bildirildiğine dikkat çekilerek, 11.23’te Gencer’in 7’inci kattan indiği belirtildi. 23 dakikalık zaman diliminde olaya müdahale edildiğine dair herhangi bir ifade yer almazken, yaşanan sürece dair şu bilgiler paylaşıldı: “Olay tarihinde soruşturma konusu olayın kolluk birimlerine ihbar edilmesi ve olaya müdahale edilmesiyle ilgili emniyet telsiz kayıtlarının yapılan incelemesinde saat 11:00’da ekipler tarafından merkeze olayın bildirildiği, 11:05’te silah seslerinin devam ettiğine dair anons geçildiği, 11:07’de ikinci katta bir erkek şahsın hedef gözetmeksizin ateş ettiğine dair çevreden bilgi alındığının ve tam teçhizatlı destek ekiplerin olay yerine intikalinin talep edildiği, 11:15’te 112 ekibinin talep edildiği, 11:22’de ekiplerin bina önüne yaklaşmasının talep edildiği, 11:23’te şüphelinin 7.kattan aşağıya doğru indiğine ve olay yerinde karmaşa olduğuna dair bilgi verildiği, diğer telsiz kanallarında da aynı dakikalarda benzer hususlarla ilgili bilgi aktarıldığı (…)”
İddianamedeki bilgiler, tanıkları ve Poyraz ailesinin avukatları tarafından olaya dakikalarca müdahale edilmediğine dair söylemlerini de doğrulamış oldu. Olay günü dahi polislerin önünde beklediği HDP’nin İzmir Eşbaşkanı Abdulkadir Baydur, olaya dair Mezopotamya Ajansı’na verdiği ropörtajda (link), bina önünde bulanan 3 sivil polisin olaya müdahale etmediği ve kendisinin binaya girişinin engellendiğini söylemişti.
Gencer’in, konakladığı lüks otellerde çok sayıda yabancı uyruklu kişiyle birlikte kaldığına dair bilgiler ise iddianamede dikkat çeken detaylardan. Gencer’in Mart ayında Belarus uyruklu V. P. adlı kişiyle aynı odada konakladığı ve bu kişinin kimlik bilgilerinin tespit edilemediği belirtildi. Gencer’in 17 Şubat’ta bir otelde G.S. adlı bir şahısla konaklama kaydı bulunduğu ve bu kişinin de yabancı uyruklu olmasından kaynaklı kimlik bilgileri tespit edilemediğinden hakkında araştırma yapılamadığı ifade edildi. Yine Gencer’in İzmir’de bulunan farklı bir otelde A.R. adlı kimlik bilgileri tespit edilemeyen bir kişiyle de konaklama kaydı bulunduğu aktarıldı.
SADAT bağlantısı
Gencer’in, Türkiye’nin farklı ülkelerde savaştırdığı paramiliter grupları eğitmek ve Saray ile olan ilişkileriyle gündemden düşmeyen Uluslararası Savunma Danışmanlık İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş (SADAT) ile bağlantılı olduğuna dair çıkan bilgilere dair yapılan araştırmalar da iddianamede yer aldı. Gencer’in SADAT ile bağlantısının bulunduğuna dair delil elde edilemediği belirtilerek, “Kamuoyunda şüphelinin, Sadat ünvanlı şirket bünyesinde Suriye’de silahlı eğitim gördüğüne dair ileri sürülen iddialarla ilgili yapılan araştırmalarda, 2020 yılında Sağlık Bakanlığı bünyesinde görevli olarak Suriye’de bulunduğu kurum yazışmaları, otel kayıtları, telefon hts kayıtları ve otobüs-uçuş kayıtları ile uyumlu olduğundan bu hususta herhangi bir delil elde edilememiştir” denildi.
Psikolojisi yerinde
İddianamede, Gaziemir Nevvar Salih İşgören Devlet Hastanesi’nde 6 Nisan 2016’da Gencer’e F41 ve F32 kodlarıyla anksiyete bozukluğu ve hafif depresif nöbet tanısı konduğu kaydedildi. Ancak Buca Seyfi Demirsoy Hastanesi Başhekimliği’nin 22 Şubat 2021 tarihli raporunda Gencer’in herhangi bir psikolojik rahatsızlığına rastlanmadığı ifade edildi.
Gencer’in Sağlık Bakanlığı Yönetim Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından 3 Ocak 2020’de 1 ay süreliğine Kilis Sosyalleştirme Bölgesi’nde görevlendirildiği ve daha sonra Kemalpaşa’daki görevine tekrar başladığı ifade edildi.
115 kez olay yerinde
İddianamede, Gencer’e ait olan telefon hattının HTS kayıtlarına dair yapılan incelemede, Gencer’in olay yeri olan Konak ilçesi Şair Eşref Bulvarı bölgesinden farklı tarihlerde toplamda 115 kez bulunduğu bilgisi yer aldı. Yine Kemalpaşa ilçesi Çınarköy mevkinden farklı tarihlerde 16 gün sinyal aldığı tespit edildiği aktarıldı.
İddianamede, Gencer’in telefon rehberinde “FETÖ/PDY” bağlantısı aranması da dikkat çekti. Söz konusu duruma ilişkin, şunlar belirtildi: “Yapılan incelemesinde haklarında FETÖ/PDY terör örgütüne üye olma suçundan daha önce soruşturma yürütülmüş 8 kişinin rehberde telefon numaralarının kayıtlı olduğu, Ş.K. isimli şahsın şüpheliyle aynı kurumda görev yapan kamu görevlisi olduğu, H.B. isimli şahsın polis memuru olarak görev yaptığı, R.Ç. isimli şahsın MEB’den emekli olduğu, M.M.’nin halen görevde Silahlı Kuvvetler personeli olduğu, Y.K.’nın İzmir İl Müftülüğünde kamu görevlisi olduğu, Ü.G.A.’in Kayseri İl Milli Eğitim Müdürlüğünde görevli personel olduğu, T.T.K.’nin şüphelinin görev yaptığı ilçede emniyet personeli olduğu, Taksi M.A. olarak kayıtlı şahsın Gaziantep İl Emniyet Müdürlüğünde personel olduğu tespit edilmiş, ancak bu şahısların olayla bağlantılı olduklarına dair herhangi bir delil elde edilememiştir.”
Askerlerle irtibat
Gencer’in Suriye ve Antep-Kilis illerinde bulunduğu dönemde irtibatlı olduğu kişilere dair yapılan incelemeye dair kimi bilgiler iddianamede yer aldı. Gencer’in irtibat kurduğu 9 kişiden 3’ünün asker, 3’ünün sağlık çalışanı ve diğerlerinin de farklı işlerde çalışan kişiler olduğu ifade edildi.
Farklı saldırı planları
İddianamede, Gencer’in İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nda alınan ifadesi de yer aldı. Gencer, ifadesinde emniyette verdiği ifadelerin doğru olduğunu söyledi. Karaburun İlçe Devlet Hastanesi’nde görev yaptığı sırada Siverek’li olduğunu öğrendiği bir sağlık personeline de saldırmak istediğini anltan Gencer, bu fikrinden vazgeçtikten sonra “PKK’ye destek veren aileleri” araştırmaya başladığını belirtti. İnternet üzerinden Bayraklı’da kömür satışı yapan bir ailenin olduğunu öğrendiğini dile getiren Gencer, aileni iş yerini aradığını ve sonrasında iş yerlerini erken kapatmaları nedeniyle gitmekten vazgeçtiğini itiraf etti. Gencer, “Eğer gitseydim oradaki şahıslara saldırma fikrim vardı. Ancak o zaman silahım yoktu sadece evde bir adet av tüfeği bulunuyordu” diye kaydetti.
Katliamı anlattı
Ardından HDP’nin bulunduğu binaya İngilizce kursuna kayıt yaptırmak bahanesiyle gittiğini ve keşif yaptığını anlatan Gencer, aradığı numaraların kapalı olmasından kaynaklı “daha planlı saldırı yapma” isteğinin gerçekleşmediğini ifade etti. Ankara’da silah alması halinde HDP Genel Merkezi’ne saldırma fikrinin olduğunu söyleyen Gencer, olay gününe dair hazırlıklarını ise şöyle anlattı: “Olay sabahı saldırı sonrasında neler yaşanabileceğini düşündüm. Çatışma çıkması durumunda yaralanabileceğimi ya da cezaevine gideceğimi bildiğim için yanıma kıyafet aldım. Satın aldığım silahı da kıyafetlerle beraber çantaya koydum. Ticari taksi çağırıp elimde çanta ile birlikte olay yerine kadar geldim. Taksiciyi sürekli onun arabasıyla bir yerlere gittiğim için öncesinde de tanıyordum fakat kendisinin benim yapacağım olaydan bilgisi bulunmamaktadır. Olay anında panik yapabileceğimi düşünerek silah kurulu vaziyette içeri girmek istedim. (…) Bu sırada sol taraftan bir ses geldi. Sol tarafa dönmemle ateş etmem bir anda oldu. Kızın yere düştüğünü gördüm. Kapalı alanda ateş ettiğim için kulaklarım etkilendi. Biraz bulanık görmeye başladım. Hem korku hem heyecan hem de sevinç duygusu yaşıyordum”
Gencer, Poyraz’ı birden fazla atışla katlettiğini ve cenazeye işkence ettiğini de itiraf etti. Silahı çantaya bıraktıktan sonra ellerini yıkamak için üst katlara çıktığını ve daha sonra polislere teslim olduğunu söyleyen Gencer, instagram hesabının da kendisine ait olduğunu aktardı.
Gencer, Sağlık Bakanlığı ile Savunma Bakanlığı arasındaki protokol gereği Suriye’in Minbiç kırsalına gittiğini ve fotoğraftaki kamuflajın “karasal iklim olduğu ve geceleri çok soğuk olduğu için” TSK personeli tarafından kendilerine verildiğini ileri sürdü. Gencer, askeri mevzideki fotoğrafına dair ise “Nöbet değişimi sırasında personele ait silahı alarak hatıra fotoğrafı çektirmiştim. Diğer fotoğraflarda uzun namlulu olarak görülen silahlardan birisi yivsiz av tüfeği diğeri ise boncuk atan havalı tüfektir. Tabancalı olan fotoğraf ise poligonda atış yaptığım esnada çekilmiştir. Herhangi bir suç örgütü ya da terör örgütü ile bağlantım yoktur” diye kaydetti.