Türkiye Komünist Partisi(TKP) ile Türkiye-T. Kürdistanı komünist hareketi bu topraklarda devrim ve sosyalizm mücadelesi adına yeni bir yola girdi. TKP kurucu ve ilk yöneticileri bilindiği üzere 28-29 Ocak 1921’de Trabzon açıklarında Karadeniz’de katledildiler.
Mustafa Suphi ve yoldaşları, Osmanlı topraklarında, Ermeni ve Rum devrimcilerinin, Hınçaklar’ın/Paramaz’ların başlattığı sosyalist bir dünya mücadelesini, 17 Ekim devrimiyle birlikte yeni bir evreye taşıdı. Eylül 1920 yılında Bakü’de kuruluş kongresini toplayan TKP’nin önündeki ilk hedef, bir an önce Anadoluya gelerek emperyalist işgale karşı bir mücadele yürütmek ve örgütlenmekti.
Yazar Kenan Karabağ, son eserinde bize ülkeye dönüş serüvenini oldukça ayrıntılı, canlı bir şekilde aktarıyor. Eserin daha önce yayımlanan TKP’nin geri dönüş belgeleri ve bu düzlemdeki ürünlerden farkı ise, Odessa’dan Bakü’ye oradan Kars-Erzurum’a ve Trabzon’a uzanan bu serüveni, Maria Suphi ile birlikte anlatıyor olması.
Devrimci-ilerici çevrelerde, Maria Suphi’ye dair özellikle son on yıl içinde daha fazla ilgi sözkonusu. Karadağ’ın bu eseri de bu olumlu gelişmelere eklenen yeni bir halka durumunda.
Yazar, on yıllık titiz bir saha çalışması ve araştırma sonucunda kaleme aldığı eserinde, Maria’nın bir komsomolka olarak devrime, sosyalizme olan inancına, bitmez tükenmez enerjisine ışık tutuyor. Maria’nin Mustafa Suphi ile tanışması ve sosyalizm mücadelesini Anadolu’da geliştirip büyütmek adına ortaya koyduğu irade ve çabayı mercek altına alıyor.
Yazar, Maria ve yoldaşlarının geçtiği güzergahlardan, gittiği kent ve köylere kadar izlerini takip eden titiz araştırmasıyla, okuyucuya 100 yıl öncesini adeta yeniden yaşatıyor.
Karabağ, eserin yazım sürecinde Maria’ya dair çok önemli bilgi ve belgelere de ulaşıyor. Bu süreci de kitapta ayrı bir bölümde okuyucularıyla paylaşıyor. Karadeniz’de yoldaşları katledilen Maria, Kayıkçılar Kahyası Yahya Kaptan tarafından alıkonuluyor ve iki buçuk yıl boyunca ağır işkencelere, aşağılanmalara, taciz ve tecavüze maruz kalıyor. Ancak Maria, tüm bunlara rağmen direnişçi tavrından ödün vermiyor ve mücadeleye olan inancını kaybetmiyor.
Katiller çareyi onu katletmekte buluyor.
Maria’nın, 100 yıl öncesinden bir komünist kadın olarak yaktığı meşale bugün tüm kadınların, devrimci-ilerici ve yurtseverlerin elinde yanmaya devam ediyor.
“Maria Suphi; Bir Direniş Öyküsü”, 100 öncesinden komünist bir kadının güçlü sesini bize taşıyor. Devrim ve sosyalizm için ödenen hiçbir bedelin asla karşılıksız kalmayacağını ve unutulmayacağını bir kez daha hatırlatıyor.
Kitabın Adı: Maria Suphi, Bir Direniş Öyküsü
Yazar: Kenan Karabağ
Yayınevi : Tekin Yayınevi
Sayfa Sayısı : 400