Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu (ATİK) 2021 1 Mayıs’ına ilişkin açıklama yayınladı. Yayınlanan açıklamada işçi sınıfına yönelen saldırılara karşı 1 Mayıs’ta sokaklarda olunması gerektiği vurgulandı.
“İşçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs’a; işçilere, emekçilere, kadınlara ve gençlere yönelik yoğun saldırıların olduğu bir dönemde giriyoruz” sözleriyle başlayan açıklama şöyle devam ettirildi:
“Sistemin içinde bulunduğu kriz derinleştikçe, saldırılar da yoğunlaşmaktadır. Tüm Avrupa’da; demir çelik, elektro metal, hizmet sektörü gibi birçok üretim alanında işten çıkartmalar, ücretlerin düşürülmesi ve çalışma saatlerinin yükseltilmesi olarak adlandıracağımız bu saldırı, yoğun bir işsizlik ve yoksullaşmayı i birlikte getirecektir. Özellikle sağılık alanında çalışanlara yönelik sistematik bir saldırı zaten söz konusuydu. Sağlık sektöründe özelleştirme, taşeronlaştırma, çalışma saatlerinin esnekleştirilmesi ve ücretlerin düşürülmesi ile sağlık emekçilerinin durumu zaten giderek kötüleşirken, pandemi ile birlikte sorun yumağına döndü. Sistemin insan sağlığına önem vermediği ve esas amacının daha fazla kâr olduğu bir kez daha açığa çıktı.”
“Dünya halkları adeta ölüme terk edilmiş durumdadır”
Açıklamanın devamında korona pandemisi ortaya çıkmasından bugüne 140 milyon insanın virüse yakalandığı 1 milyon insanın da hayatını kaybettiği ifade edildi. Açıklanan bu sayıların gerçeği yansıtmadığı da vurgulanarak sistemin kar hırsının tablonun bu noktaya evrilmesinde temel sebep olduğu da söylenerek şunların altı çizildi:
“Sistem, emperyalist karakterinden kaynaklı insan sağlığı yerine aşırı kârı esas almaktadır. Bunun içindir ki; aşının bulunmasıyla birlikte emperyalist ülkeler, daha fazla kâr için adeta bir yarışa başladılar. Bir taraftan kitlesel aşılanmadan bahsedilirken, diğer taraftan aşılar ilaç tekellerinin denetimine bırakılmakta. Aşı üretimi yapan ilk 5 tekel, şimdiye kadar 60 Milyar Euro’nun üzerinde gelir elde ettiler. Aşının patenti büyük tekellerde olup, yoksul ülkelerin insanlarının ulaşımı adeta engellenmektedir. Şimdiye kadar üretilen aşının sadece yüzde yirmisi geri bıraktırılmış ülkelere ulaşmış, geri kalanı emperyalist ülkelerde kalmıştır. Özellikle tekellerin, patent hakkını vermemelerinden kaynaklı, aşılar diğer ülkelerde üretilememektedir. Dolayısıyla dünya halkları adeta ölüme terk edilmiş durumdadır.”
Açıklamanın sonunda ise şunlar vurgulandı:
“1 Mayıs’a sayılı günlerin kaldığı bu günlerde, tüm Avrupa ülkelerinde yeni kısıtlamalar tartışılmakta. Kısıtlamalara rağmen, sağlık koşullarına dikkat edilerek, emperyalist saldırganlığa, işten çıkarılmalara ve faşizan içerikli yeni güvenlik yasalarına, egemenlerin insan sağlığını değil kârı esas almalarına karşı 1 Mayıs günü sokak eylemleriyle haklarımızı savunmalıyız. 150 yıl önce Paris komünarlarının; sokak sokak, mahalle mahalle, ev ev yürüttükleri direniş, bugün bizlere de örnek olmalıdır. Çünkü bizim kaybedeceğimiz zincirlerimizden başka bir şeyimiz yok, ama onların kaybedeceği çok şeyleri var!”