DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırılarına karşı gerçekleşen 6-8 Ekim eylemlerinden 6 yıl 3 ay sonra aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da bulunduğu 28’i tutuklu 108 kişi hakkında Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın ilk duruşması, Sincan Hapishane Kampüsü’nde görülecek.
HDP, iddianamenin davaya dönüşmesinin ardından başlattığı hazırlıkları tamamladı. HDP Ankara il ve ilçe örgütleri önünde toplanan yurttaşlar, araçlarla Sincan’a gidecek. HDP’nin gazetecilere tahsis ettiği bir araç da partinin Genel Merkezi’nden hareket etti. Duruşma salonu önünde yaşanacak olası gerginliklerin yatışması için HDP milletvekillerinin de içinde yer aldığı bir komisyon kuruldu.
HDP’nin Meclis Grubu’yla katılacağı duruşmaya, yabancı heyetler, baro başkanı ve temsilcilerinin yanı sıra siyasi parti temsilcileri, sivil toplum örgütlerinden de çok sayıda kişinin izleyici olarak katılması bekleniyor.
Saat 9.30’da başlayacak duruşma öncesi HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar ve Pervin Buldan, cezaevi önünde açıklama yapacak. Duruşmanın görüleceği salona girişlerin koordinasyonu da HDP tarafından sağlanacak.
Avukatlar duruşma salonunu terk etti
Mahkeme heyeti bütün tepkilere rağmen kimlik tespitlerine geçerken, avukatların salona alınmaması ve savunma hakkının engellenmesi üzerine içerideki avukatlar da salonu terk etti.
Mahkemeden alkışlarla uğurlanan avukatlara SEGBİS’le bağlanan HDP’liler de alkışlarıyla destek verdi.
Duruşma salonunda avukat kalmamasına rağmen mahkeme başkanı, kimlik tespitlerine devam etme kararı aldı.
Tutsak siyasetçilerden itiraz
Tutsak siyasetçilerden Alp Altınörs, “Avukatım olmadan kimlik tespiti yapılması hukuki değildir. Her aşamada müdafi desteğinden yararlanma hakkım vardır. Müşteki avukatlarının hepsi burada ama bizim avukatlarımız yok” diyerek avukatların salona alınmasını talep etti.
Mahkeme başkanı, bunun üzerine “Çağırın gelsin” dedi. Altınörs ise bunu mahkeme başkanının yapması gerektiğini söyledi.
Bunun üzerine mahkeme başkanı, Alp Altınörs’ün sözünü keserek tutuklu siyasetçilerden Ayhan Bilgen’in kimlik tespitine geçti.
Ayla Akat Ata ise “Bu koşullarda kimlik tespiti için bile sorularınıza yanıt vermem mümkün değil. Bu davanın böyle, avukatsız başlamış olması siyasi bir dava olduğunun ispatıdır” ifadelerini kullandı.
Duruşmaya SEGBİS ile bağlanan Emine Ayna, sorulan sorulara “Avukatım olmadan sorularınıza yanıt vermeyeceğim. Avukatımın salona girmesini talep ediyorum” dedi. Mahkeme başkanı bunun üzerine “Duruşma salonunun kapısı açık, isteyen girer” diyerek yanıt verdi.
Ardından Beyza Üstün’ün kimlik tespitine geçildi. Üstün, “Savunma hakkımı kullanmam için avukatlarımın burada olması gerekiyor. Avukatlarım olmadan kimlik tespitleri de dahil hiçbir sorunuza yanıt vermeyeceğim” dedi.
Üstün, “Hukukun gereğini yapın ve avukatlarımızı içeri alın” diye ekledi. Mahkeme başkanı buna rağmen sorularını sürdürdü. Ardından Üstün’ün sorulara yanıt vermediğini tutanak altına aldı.
Figen Yüksekdağ ise “En temel hukuk kurallarından biri savunma hakkının eksiksiz yerine getirilmesidir. Hukuku yerine getirin, avukatlar olmaksızın duruşmaya başlayamazsınız” demesine karşın mahkeme başkanı, “Evli misiniz, ne iş yapıyorsunuz, adresiniz neresi, üzerinizde mal varlığı var mı?” diye soru sormaya devam etti. Yüksekdağ’ın itirazlarını sürdürmesi üzerine SEGBİS’in sesi kesildi.
Ardından kimlik tespitine geçilen Sebahat Tuncel, “Eş genel başkanımız konuşurken sesini kapattınız. Dinlemek zorundasınız. Biz haklarımızı da savunmayı da savunacağız. Hukuk hepimizi bağlar, siz kendi hukukunuzu uygulamıyorsunuz. Mikrofonumu kapatırsanız bağırarak konuşurum” dedi.
Gültan Kışanak da “Kanunlarınızın gereğini yerine getirin. Öncelikle savunma hakkına riayet edeceksiniz. Savunma hakkı engellenirse bu davada baştan Saray’ın talimatı ile karar verilmiş demektir” ifadelerini kullandı.
Demirtaş: Yargılanmaya değil, yargılamaya geldik
Yine duruşmaya SEGBİS’le katılan Selahattin Demirtaş’ın kimlik tespiti yapılmak istendi.
“Bütün bilgileri zaten mahkemeye vereceğiz” diyen Selahattin Demirtaş, şunları söyledi:
Buraya susmaya değil konuşmaya geldik. Yargılanmaya değil, yargılamaya geldik. Avukatların sayısı belliydi. Her bir sanık için 3 avukat olsa da 100’den fazla avukat olacaktı. Mahkeme salonunun kalabalık olacağı önceden belliydi. Bu sorunu çözebilirdiniz. Gerçekten yargılamanın devam etmesini istiyorsanız ara verip bu sorunu çözebilirsiniz. Bilgilerimizi tabii ki mahkemeye vereceğiz. Sormak istediğiniz her türlü soruyu sorabilirsiniz, biz de savunmamızı yapacağız. Yıllardır darbecileri yargılıyorsunuz, bizi onlarla karıştırmayın. Sesinizi yükseltmeyin. Karşınızda çocuk yok. Türkiye’nin üçüncü büyük partisinin meclis grubu eş başkanları karşınızda.
Her ne kadar sanık sandalyesinde otursak da halkın iradesini temsil ediyoruz. Bizler medeni insanlarız. Daha önce darbecileri yargıladınız, bilemem nasıl yargıladınız. Ama bize o muameleyi uygulayamazsınız. Bir duruşma salonunda avukatların bulunması gerekir. Yargılama usulen uygun gibi gözüksün istiyorsanız avukatlar girsinler. Ben orada değilim. Yanımda avukat yok, duruşma salonunda avukat yok. Şu anda duruşma salonunda aleyhime bir şey tespit etme şansım yok. Baskı ortamında yargılamayı yapsanız da avukatların buraya girmesi gerekiyor.
Demirtaş kimlik tespitine ilişkin sorulara yanıt vermedi.
Tüm avukatlar polis engelini aşarak duruşma salonuna girdi
Duruşmaya alınmayan meslektaşları için salonu terk eden avukatlar, kimlik tespiti devam ederken duruşma salonuna girdi.
Çevik kuvvet polisleri avukatları engellemeye çalışırken mahkeme başkanı duruşmada kimlik tespitine devam etti.
Duruşma kimlik tespiti ardından iddianamenin okunmasıyla devam etti. Ardından duruşmaya saat 14:00’e kadar ara verildi.
‘Adil yargılama konusundaki endişelerimiz arttı’
Verilen aranın ardından duruşma savunma avukatlarının yoklaması ile başladı. Ardından avukatların usule ilişkin beyanlarına geçildi.
Avukat Mesut Beştaş, “Bu dosyaya konu olan bütün olayların aydınlatılmasını istiyoruz” dedi ve ekledi:
Umarım açığa kavuşturulması heyetinize nasip olur. Sabah bu duruşmaya girerken bir kısım müdafi arkadaşların içeriye bile girilmesine izin verilmedi. Aynı zamanda hiçbir müdafinin bu dosya hakkında hiçbir görüşüne izin verilmedi. Bu nedenle sayın mahkemenizin şu ana kadar ki yaklaşımları adil yargılama konusundaki endişelerimizi arttırmıştır. Tarafımıza iddianamenin tebliğ edildiği tutanağa geçildi. Biz isterdik ki buradaki her şey, her cümle doğru olarak tutanağa geçsin. Eğer bir suçlamayla bir soruşturma başladıysa ve kovuşturma aşamasına geldiği andan itibaren aynı suçlamayla başka bir soruşturma başlatılamaz. İlk açılan soruşturma kovuşturma aşamasına geçmişse ilk açılan dosya ile birleştirilmesi gerekiyor. 6-8 Ekim olaylarını esas alarak hazırlanmış bir iddianame var karşımızda. Başka çok sayıda dava aynı suçlama ile açılmışken, bu iddianamenin siyasi saik ile yazıldığı çok açık.
Hem soruşturma hem de yargılama aşamasında adil yargılanma usullerinin duruşmada yok sayıldığına dikkat çeken Beştaş, Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve Sebahat Tuncel’e taleplerini iletmesi için söz verilmesini talep etti. Mahkeme başkanı ise bu talepleri reddetti.