DünyaGüncel

ÇEVİRİ | Meksika’da Kadınlar Kartellere Karşı Silahlanıyor: “Adaleti Sağlamak İçin Buradayız, Biz Yapmazsak Kimse Yapmayacak!”

"Devletin ve devlet kurumlarının rüşvetle beslendiği, büyük kartellerin korumalığına soyunduğu bu bölgelerde, genç kadın ve erkekler çetelere hizmet etsin diye kaçırılıyor, kaybediliyor, kabul etmeyenler ise vahşice katlediliyorlar"

Uyuşturucu ve insan kaçakçısı karteller tarafından birçok bölgesi ele geçirilmiş olan Meksika’da, halk yer yer kendi savunma birliklerini kurma çabasına girişiyor. Devletin ve devlet kurumlarının rüşvetle beslendiği, büyük kartellerin korumalığına soyunduğu bu bölgelerde, genç kadın ve erkekler çetelere hizmet etsin diye kaçırılıyor, kaybediliyor, kabul etmeyenler ise vahşice katlediliyorlar.

Aileler bir daha çocuklarının, eşlerinin yani aile üyelerinin yüzlerini göremiyor. Bu durumun en çok etkilediği kesimler kadınlar oluyor. Dolayısıyla kendini, ailesini ve bölgesini korumak isteyen, bunun için artık devletten bir beklenti içerisinde olmayan kadınlar, silahlanmaktan başka çareleri olmadığını düşünüyor. Bu konuda AP News muhabiri Armando Solis’in yaptığı röportajı okurlarımız için çevirdik:

Meksika’nın kanunsuz “meşru müdafaa” hareketinin doğduğu yerde, Jalisco kartelinin Michoacán eyaletine dönük kanlı bir saldırı içinde olduğunu söyleyerek bu saldırıyı geri püskürtmek için barikatlar kuran ve tamamen silahlı kadınlardan oluşan yeni bir grup ortaya çıktı.

Dört düzine kadın savaşçıdan bazıları hamile; kimisi küçük çocuklarını birlikte barikatlara taşıyor. Kırsal alan, Michoacán’daki cinayet oranının 2013’ten beri görülmeyen seviyelere yükseldiği bir zamanda Jalisco silahlı adamlarının girebileceğinden korktukları toprak yollardan geçiyor.

El Terrero mezrasındaki pek çok kadın, çatışmada oğullarını, erkek kardeşlerini veya babalarını kaybetti. Eufresina Blanco Nava, 29 yaşındaki kireç toplayıcı oğlu Freddy Barrios’un Jalisco karteli olduğu düşünülen silahlı kişiler tarafından kamyonetlerde kaçırıldığını söyledi; o zamandan beri ondan hiç haber almadı. “Birçok insanı ve genç kadınları da kaçırarak kaybettiler” diyor Blanco Nava.

Jalisco kartelinin hakim olduğu bölgelerde akrabaları olduğu için isminin kullanılmamasını isteyen bir kadın, kartelin 14 yaşındaki kızını kaçırdığını ve ortadan kaybettiğini belirterek, “Sağ kalanlarımızı savunacağımız, sağ kalan çocuklarımızı da, hayatlarımızı da.”

“Biz kadınlar çocuklarımızın, ailelerimizin yok edildiğini görmekten bıktık” diyen bir savaşçı, “Oğullarımızı alıyorlar, kızlarımızı, akrabalarımızı, kocalarımızı alıyorlar.” diye ekledi.

(…) Kadın, “Silah taşıyabilen bir adam görür görmez götürürler,” diyor. “Ortadan kaybolurlar. Onları çetelerine katıp katmadıklarını veya onları çoktan öldürüp öldürmediklerini bilmiyoruz.”

Barikatların yanında, kadın güvenlik görevlilerinin ev yapımı bir tankı, üzerinde çelik plaka zırhlı ağır hizmet tipi bir kamyonet var. Yakındaki diğer kasabalarda, bölge sakinleri, saldırganları dışarıda tutmak için komşu Jalisco eyaletine giden yollarda hendekler kazdılar.

Grup üyesi bir erkek olan Alberto Garcia, savaşın ortaçağ tarafını görmüş: El Terrero’nun hemen karşısında bir kasaba olan ve Jalisco kartel lideri Nemesio Oseguera’nın doğum yeri Naranjo de Chila’dan. Garcia, o çetelere katılmayı reddettiği için Jalisco karteli silahlı adamlar tarafından şehir dışına çıkarıldığını söyledi. “Kardeşlerimden birini de öldürdüler” diyor Garcia. “Onu ve sekiz aylık hamile olan eşimin kardeşini parçalara ayırdılar.”

El Terrero, uzun süredir Yeni Michoacan Ailesi ve Viagras çetelerinin hakimiyetindeyken, Jalisco karteli Rio Grande nehrinin güney yakasını kontrol ediyor. 2019’da Viagras, Jalisco konvoylarının sürpriz bir saldırıya girmesini önlemek amacıyla nehir üzerindeki köprüyü kapatmak için yarım düzine kamyon ve otobüsü kaçırdı ve yaktı.

Ve aynı yıl, bir sonraki kasaba, San Jose de Chila’da, rakip çeteler, Jalisco silahlı adamlarının saldırısına karşı savaşmak için bir kiliseyi silahlı üs bölgesi olarak kullandılar. Kilise kulesinde ve çatısı boyunca, kasabayı istilaya karşı korumaya çalıştılar ve kiliseyi kurşun delikleriyle doldurdular.

Herkesin taraf seçmeye zorlandığı -ya Jalisco ya da Yeni Michoacán Ailesi ve Viagralar- çoğu kişi El Terrero kanunsuzlarının bu son iki çeteden biri için sadece piyade olduğuna ikna oldu.

İntikamcılar, kendilerinin bir suç çetesinin parçası oldukları iddialarını şiddetle reddediyorlar, ancak Jalisco kartelini düşmanları olarak açıkça görüyorlar. Polis ve askerlerin gelip işlerini yapmalarından çok mutlu olacaklarını söylüyorlar.

El Terrero, 2013 yılında Hipolito Mora tarafından gerçek savunma hareketinin başlatıldığı La Ruana kasabasından uzak değil. Mora, Tapınak Şövalyeleri kartelini başarılı bir şekilde kovduktan sonra, liderlerin çoğu gibi, sözde savunma gruplarından uzaklaştı ve şimdi vali adayı.

Mora, intikamcıları suçluyor, “Meşru savunma aktivistleri olmadıklarına dair sizi neredeyse temin ederim. Organize suçtur. … Var olan az sayıdaki kendini savunma grubu, kendilerine sızılmalarına izin verdiler; kendilerini savunan kılığına girmiş suçlular.”

Michoacán’ın şu anki valisi Silvano Aureoles bu konuda daha keskin. “Onlar suçlu, nokta! Şimdi, kendilerini gizlemek ve yasadışı faaliyetlerini korumak için kendilerine nefsi müdafaa grupları diyorlar, sanki bunlar cezasızlık pasaportuymuş gibi.”

Ancak Mora, bazı açılardan, orijinal 2013 hareketinin doğmasına neden olan koşulların aynı kaldığını söylüyor: “Yetkililer ve polis yasayı uygulamada başarısız oluyor ve bölge sakinlerinin barışını garanti etmiyor.”

El Terrero intikamcı grubunun erkek üyesi Sergio Garcia, 15 yaşındaki erkek kardeşinin, Jalisco tarafından kaçırılıp öldürüldüğünü söylüyor. Şimdi, polisin ona asla vermediği adaleti istiyor. “Bir sebepten ötürü buradayız, sahtekarlıkla engellenen adaleti sağlamak için buradayız, çünkü biz yapmazsak, kimse yapmayacak.” diyor Garcia.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu