Güncel

Dersim Adı, Alevi Dua ve Beyitlerini Kaydetmek Milli Birliğe Aykırı bulundu!

Dersim Tarih Kültür Vakfı’nın kuruluşu için yapılan başvuru Tunceli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından Dersim adının ve Alevilik inancının milli birliğe aykırı olacağı gerekçesiyle reddedildi.

Pirha’nın geçtiği habere göre Dersim Tarih Kültür Vakfı’nın kuruluşu için yapılan başvuru Tunceli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından reddedildi. Mahkeme gerekçe olarak, ‘Dersim’ isminin resmi olarak kabul edilmediğini ve Alevi ritüelleri, dualar ve beyitlerin kayıt altına alınacağı, Dersim ve Alevi tarihi ile ilgili araştırma çalışmalarının desteklenmesinin milli birliğe aykırı olacağını öne sürdü.

Dersim Tarih Kültür Vakfı Girişimi, yazılı bir açıklama yaparak, bir yıl önce “Dersim Tarih Kültür Vakfı’nın kuruluşu için yaptıkları başvurunun, Tunceli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından reddedildiğini bildirdi. Mahkeme reddetmeye gerekçe olarak, ‘Dersim’ isminin resmi olarak kabul edilmediğini ve Alevi ritüelleri, dualar ve beyitlerin kayıt altına alınacağı, Dersim ve Alevi tarihi ile ilgili araştırma çalışmalarının desteklenmesinin milli birliğe aykırı olacağını öne sürdü.

Açıklamada, “Dersim’in adı, Dersim’in duaları ve beyitleri yasaklanamaz! Dersim bu toprakların adıdır, kültürüdür, tarihidir! Dersim Sözlü Tarihini, Alevi dua ve beyitlerini kaydetmek haktır” denildi.

Dersim Tarih Kültür Vakfı Girişimi tarafından şu açıklama yapıldı:

“Bir yıl önce “Dersim Tarih Kültür Vakfı’nın kuruluşu için yaptığımız başvuru, Tunceli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından reddedildi. Eğer sorun yalnızca bir vakıf başvurusunun reddi olsaydı,
böyle bir açıklama yapma gereği duymaz, hukuki yollardan mücadelemize devam ederdik. Ancak kararın gerekçesi çok vahim, bu karar aynı zamanda Dersim halkına, milyonlarca Aleviye dahası
demokrasiye büyük bir saygısızlıktır. Mahkeme iki gerekçeyle başvurumuzu reddetmiştir. Bu gerekçeleri karardan kelime kelimesine aktarıyoruz.

1. “Dersim” isminin resmi olarak kabul edilmediğinin..“
2. “Vakfın amacının “Dersim bölgesinin ekonomik ve toplumsal tarihi alanında uzmanlaşan bir arşiv, kitaplık, araştırma, eğitim ve yayın kurumu olarak etkinlik göstereceği, Dersim 1937-38 Sözlü
Tarih Projesi çerçevesinde yapılan mülakatların, korunması, arşivlenmesi, bilimsel değerlendirmesi ve nihayet kamuoyuna açılması çalışmalarına katkı sunacağı, Alevi ritüelleri, dualar ve beyitlerin kayıt altına alınacağı, Dersim ve Alevi tarihi ile ilgili araştırma çalışmalarının desteklenmesi…” gibi amaçların düzenlendiği, bu kapsamda TMK 101/4 maddesi uyarınca Cumhuriyetin anayasa ile belirlenen niteliklerine ve anayasanın temel ilkelerine, hukuka ahlaka milli birliğe ve menfaatlere aykırı…”

“Alevi dua ve ritüellerinin kayıt altına alınması milli birliğe aykırı olabilir mi?”

Uygar ülkelerde yukarıda sıralanan amaçlar için çalışan vakıflara kamu yararına çalışma statüsü verilir. Katliam tanıklarıyla yapılan mülakatların kamuoyuna açılması suç değildir. Daha fazla bilgi
ve belgenin kamuoyuna açılması yaşananların gün ışığına taşınmasına, yaraların iyileşmesine, birlikte barış içinde yaşamaya katkı sunar. Tarihten alınacak derslerle gelecekte bu tür acıların tekrar etmesinde de caydırıcı olur. Alevilere ait duaların, ritüellerin kayıt altına alınması vicdan ve inanç özgürlüğüdür. Milyonlarca Alevinin yaşadığı bir ülkede Alevi dua ve ritüellerinin kayıt altına
alınmasını “milli birliğe aykırı” olarak değerlendirmek hukuki bir karar olabilir mi?

“400 tanık ile mülakatlar yaptık”

Resmi açıklamaya göre dahi Dersim’de 13.806 insan katledildi. Bizler, Dersim 1937-38 Sözlü Tarih Projesi“ çerçevesinde, yaklaşık 400 tanık ile uluslararası standartlarda mülakatlar yaptık. Bu mülakatları, Dersim merkezde kurmayı amaçladığımız “Hafıza Merkezi“ aracılığıyla halka açmayı planlıyoruz.

“Hiç kimse Dersim’i inkar edemez, yasaklayamaz”

Katliam tanıkları ile yapılan mülakatları kamuoyuna açmak suç değildir, bilakis belge ve bilgileri kendi halkından gizleyenler suç işlemektedir. Dersim, bu coğrafyanın adıdır, tarihidir, kültürüdür hiç kimse Dersimi inkar edemez, yasaklayamaz. Dersim, Devlet Güvenlik Mahkemeleri (DGM) döneminde bile yasaklanmamıştır.
İşin trajik yanına bakın ki; Adalet Bakanı Gül’ün Ankara’da “hukukun üstünlüğünü koruyun“ dediği saatlerde bu karar alınıyordu.

“Yaramızı siyasal amaçlarınız için kanatmayın”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da bir hatırlatmada bulunmak istiyoruz. 2009-2011 yılları arasında yaptığınız konuşmalarda Dersim’de 1937-39 yılları arasında yapılan vahşeti dile getirdiniz.
“Dersim’de yapılan mezalimi savunanlar insanlıktan nasibini almamıştır“ dediniz. Dersim’de “gerekçeleri önceden hazırlanmış, hazırlıkları yapılmış, uçaklarla, toplarla, zehirli gazlarla hareket
eden her şeye “vur emrinin“ verildiği büyük bir vahşet yaşandı” dediniz. 23 Kasım 2011 tarihinde “Dersim için özür” dilediniz. Biz, devletten özürün gereklerini yerine getirip, somut adımlar
atılmasını beklerken, maalesef her geçen gün olumsuz gelişmelere tanık olmaktayız. Dersim Tertelesi için anıt ve müzeler açılmadı, Tertele araştırılmadı, 4 Mayıs resmi yas günü ilan edilmedi.
Dün Genelkurmay’ın kilitli kasalarında bulunan belgeler, bugün TBMM‘de mühürlü torbalarda bekletilmektedir. Devlet özürün gereklerini yerine getirmediği gibi biz mağdurların çok zor
koşullarda yapmaya çalıştığı; tarihi çalışmaları da yasaklamak istiyor. Uygulanan yasak ile, Dersim çocukları kendi kültürlerinden uzaklaştırılarak yabancılaştırılmak isteniyor.
Sayın Erdoğan’a bir kez daha çağrıda bulunmak istiyoruz: Samimiyseniz somut adımlar atın, özürün gereklerini yerine getirin, mağdurların çalışmalarına kolaylık sağlayın, destek olun, yaramızı
siyasal amaçlarınız için kanatmayın.”

Dersim halkına, Alevilere, demokrasi güçlerine çağrı

Bir çağrı da Dersim halkına, Alevilere, demokrasi güçlerine yapan Dersim Tarih Kültür Vakfı Girişimi, “Bu kararla Alevilerin en temel hakları inkar edilmekle kalınmıyor, yasaklanmak isteniyor, Dersim Tertelesi tanıklarının anlatımları suçmuş gibi gösterilmek isteniyor, Dersim ismi yasaklanmak isteniyor. Bu saldırı yalnızca Dersim halkına ve Alevilere değildir! Esasen demokrasiyedir, insan haklarına, hukuka, birlikte huzur içinde yaşama koşullarınadır, sessiz kalmayalım. İnsanlık onuru dokunulmazdır, onu tekrar diriltmek herkesin görevidir” ifadelerini kullandı.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu