Türk Tabipleri Birliği (TTB) Meclis’te görüşülmekte olan 2021 yılı bütçesine ilişkin değerlendirmesini genel merkezinde düzenlediği basın toplantısı açıkladı.
TTB adına basın açıklamasını okuyan Merkez Konseyi üyesi Doç. Dr. Deniz Erdoğdu, Anayasa’ya aykırı biçimde, tek elden ve katılımcılıktan uzak hazırlanan 2021 bütçesinin pandemiye yönelik bir düzenleme olmadığını ve toplum sağlığını öncelemediğini ifade etti.
2021 bütçesi bu yılkinden az
Sağlık Bakanlığı’nın 77 milyar 615 milyon 519 bin TL’lik 2021 bütçesinin 2020 bütçesine göre dolar bazında yüzde 17 daha az olduğunu aktaran Erdoğdu, 2021’de de tedavi edici hizmetlere ve şehir hastanelerinin kiralarına çok daha fazla kaynak ayırıldığını, koruyucu sağlık hizmetlerine ise gerekli maddi kaynak ayrılmadığını söyledi.
Halka yeterli kaynak ayırmanın ve refah düzeyini artırmanın öncelikli olması gerektiğini belirten Erdoğdu, vergi sistemindeki adaletsizliğe karşı yoksul yurttaşların temel tüketim kalemlerinden dolaylı vergilerin kaldırılması ve gelir vergisi alınmaması gerektiğini ifade etti.
Tedavi edici değil, koruyucu sağlık hizmeti
Erdoğdu, TTB’nin sağlık bütçesi ile ilgili taleplerini şöyle sıraladı:
* Sağlık Bakanlığı bütçesi pandemi koşullarına uygun hale getirilmelidir. Tedavi edici değil, koruyucu sağlık hizmetlerinin payı artırılmalıdır.
* Sağlık Bakanlığı bütçesi genel bütçenin en az yüzde 10’unun üzerinde olmalıdır.
* Genel bütçe gelirleri içinde gelir vergisinin payı zenginlerden ve kurumlardan olacak şekilde artırılmalıdır. Özellikle önümüzdeki yıllar için servet vergisi uygulaması düşünülmelidir. Dolaylı vergiler, temel gıda, elektrik, su, ulaşım gibi ihtiyaçlar üzerinden kaldırılmalı ya da azaltılmalı. Asgari ücret üzerinden gelir vergisi alınmamalıdır.
* Şehir/şirket hastaneleri statüsünden vazgeçilerek kamuya bağlı devlet hastanelerine dönüştürülmeli, dolar üzerinden ödenen fahiş kiralardan vazgeçilmelidir.
* Son yıllarda giderek azalan genel bütçe yılsonu ödeneğinin Gayri Safi Yurtiçi Gelir içindeki payı yeniden artırılmalı, yüzde 40’ın altında olmamalıdır.
* Bütçeden personel giderleri çıkarılarak, sağlık hizmetlerine aktarılmalıdır.
* Sağlık hizmetleri harcamalarında merkezi devlet harcamalarının payı artırılmalı, SGK ve hane halkları harcamalarının payı azaltılmalı, SGK’ye genel bütçeden aktarılan pay artırılmalıdır. SGK’nin özel hastanelere yaptığı ödemeler azaltılmalıdır.
* Ekonomideki krizi aşmak için çözüm olarak “acı reçete” çıkışının yerine resmi kurumlara alınan araç filolarından, kiralanan konutlardan, “itibar” denilen aşırı ve lüks tüketimden vazgeçilmelidir.