Emperyalist-kapitalist sistemin var olma nedeni tüm yaşamı kendi ikamesi altında bulundurmak ve bu duruma göre bütün yaşamı düzenlemekten geçer.
Bu anlayış ile birlikte kapitalist sömürü çarkında ekosistem ve yaşam alanları yok edilirken, doğadaki canlılar da yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bırakılmakta. Kapitalist sömürü, ekosistemi bir rant alanına dönüştürerek sermayeye peşkeş çekerken, doğa ve yaşam alanlarındaki tüm canlıların yaşam mücadelesine de özel bir müdahalede bulunmakta.
Çeşitli coğrafyaların toprağı, suyu ve havasına HES, JES, barajlarla yeni bir rant alanı yaratan kapitalizm, bu coğrafyada yaşayan canlıların habitatına yapılan müdahalelerle; binlerce endemik bitkinin gelişimine, yaban hayvanların neslinin devam etmesinin önünde büyük bir tehdit oluşturmaktadır.
Devlet, 798 yaban hayvanını, “av turizmi” adı altında ihaleye sunarak büyük bir katliama hazırlık yapıyor. Özellikle nesli tükenmekte olan çeşitli yaban hayvanlarına yönelik devletin açtığı ihalelerle, “av” teşvik edilmektedir.
AKP ve sermaye ortakları yeni rant alanları için doğaya, canlıların yaşam alanlarına yönelik yağma, talanı sürerken; aynı zamanda nesli tükenmekte olan yaban hayvanlarının yaşamını ihalelerle ranta açtı.
Çeşitli coğrafyalarda doğa ile iç içe yaşamını sürdüren yaban keçisi, Anadolu yaban koyunu, dağ keçisi, ceylan ve karaca gibi yabani hayvan türleri nesli tükenme tehlikesi ile karşı karşıya.
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın “av turizmi” adı altında Türkiye genelinde 798 yaban hayvanı ihaleyle satılıp avlanacaktı. Bu süreç karşısında hayvan katliamına dur demek için; doğaseverler ve çevre aktivistleri harekete geçerek ihalelerin iptali için hukuksal mücadele başlattı. Dersim’de 17 yaban ve çengel boynuzlu dağ keçisi ihalesi tepkiler üzerine iptal edildi. Eskişehir’de ise 18 kızıl geyiğin 513 bin TL karşılığı vurulması ihalesi için mahkeme ‘yürütmeyi durdurma’ kararı verdi.
Hayvan Hakları Federasyonu’nun açıkladığı verilere göre; 2020 yılının ilk 7 ayında Türkiye genelinde hayvanların avlanması için 21 ihale verildi. İhalelerin toplam bedeli ise 17 milyon 145 bin 42 lira 48 kuruş.
Açılan her ihale için “av turizmini geliştirmek” gerekçesini sunan Tarım ve Orman Bakanlığı, bu ihaleler sonucunda geyikleri vurmak için yurt dışından da çok sayıda avcı gelmesini bekliyor. Bursa’da bakanlık 2 kızıl geyiğin vurulması ihalesi açarak, her bir geyik için 14 bin TL ödeneceğini açıklamıştı. Bursa’da bakanlığa bağlı bölge müdürlüğü ise hayvan katliamını bir çalışma olarak nitelendirerek; “çalışmanın” kent turizmini gelişmesine katkı sağlayacağını ifade etti. Aynı zamanda geyikleri öldürmeyi, “geyiklerin neslini bir seviyede tutarak düzenli hale getirmek” gibi bir açıklama yaparak bir türü yok etmeyi nasıl meşrulaştırdıklarını belgeledi.
AKP teşvik ettiği bu ihaleler ile katledilecek hayvan çeşidini arttırdı, her vurulan hayvan sayısına biçilen fiyatla öldürülen hayvan sayısı arttı. Bu ihalelerle sadece yaban keçisi ve yaban domuzu değil, nesli tükenmekte olan çengel boynuzlu dağ keçisi, karaca, kızıl geyik, Anadolu yaban koyunu, ayı ve ceylan öldürüldü.
Doğa Koruma ve Milli Parklar (DKMP) Genel Müdürlüğü 2017-2021 yılları için stratejik hazırladığı plandaki “Sürdürülebilir Avcılık Stratejisi ve Eylem Planlarını hazırlamak, iş ve işlemlerini yürütmek” ifadesiyle hayvanları avlamayı süreklileştirme amacını taşımakta.
AKP öncesinde de hayvanların öldürülmesinden yüzbinlerce lira gelir sağlanmaktaydı. AKP döneminde ranta açılan doğa ve sit alanları arttı ve sermayedarların kaynağı olup yağma, talan edildi. Yine beraberinde tıpkı doğa ve sit alanlarının tahribatıyla bir piyasa yaratılırken, doğadaki canlılar üzerinden “av turizmi” adı altında ayrı bir sermaye sektörü yaratılarak hayvanların katledilmesi üzerinden büyük paralar kazanılmaya devam ediyor.