EmekGüncel

EMEK | Çalışma Yaşamının Yeniden Şekillendirilmesi; Kıdem Tazminatı Gaspı!

"Açıklanan YEP’te de IMF isteklerine paralel bir program oluşturulmuştur. Patronların istediği esasta belirli süreli iş sözleşmesi ile ilgili çalışma hayatını önemli ölçüde değiştirecek yasanın geçirilmesidir"

Türkiye de 2018 yılı ile başlayan ve etkileri artarak devam eden ekonomik krizin Koronavirüs pandemisi ile beraber daha da şiddetlenmesi devleti yöneten iktidarın kaynak sıkıntısı çekmesi ile birlikte iyice çözümsüzlüğe doğru gitmesi, iktidarın yeni kaynaklara doğru yönelmesine neden oldu.

Yeni kaynaklar derken kastımız aslında eski olan ama her krizde değişik biçimde yöneltilen saldırılarla gasp edilen, ezilenlerin haklarıdır.

İktidar pandemi sürecini de bir fırsat olarak değerlendirip krizin faturasını işçi ve emekçilere çıkarmak için azami çaba göstermektedir. Süreçten faydalanıp yıllarca mücadele içinde kazanılmış olan haklara bir bir saldırmakta ve saldırı noktasında frene basmamaktadır.

Son olarak işçi ve emekçilerin 84 yıllık kazanılmış hakkı olan kıdem tazminatını fona devretmek ve bununla birlikte istihdam kalkanı paketi adı altında getirmek istediği, belirli süreli iş sözleşmesi ile beraber tüm çalışma hayatını değiştirecek düzenlemeler yapmak istemektedir.

İşçilerin ve emekçilerin kazanılmış hakkının ortadan kaldırılmak istenmesi patronlar ve onların hükümetlerinin 50 yıllık rüyası.

Kıdem tazminatı hakkı, ilk olarak 1936 yılında iş kanuna girmiş, geçen yıllarda işçi lehine gelişerek devam etmiştir. 2000’li yıllarla beraber budanmaya çalışılmış neredeyse AKP iktidarının her döneminde bir şekilde değişik biçimlerde gündeme getirilmiştir. Son olarak Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi(TES) adı altında önümüze çıkmıştır.

Mevzuata göre, işçinin çalıştığı her yıl için 30 günlük brüt ücret karşılığında kıdem tazminatı hesaplanmaktadır. Tazminat hesabı yapılırken, brüt maaşa düzenli ve nakit olarak yapılan tüm ödemeler de eklenmektedir. Burada toplanan para patronların işçiyi işten çıkarmasına engel olmakta, işten çıkarma ya da emeklilikte güvence sağlamaktadır. Kıdem tazminatı patronlar için yükümlülük, işçiler için iş güvencesidir.

Kıdem Tazminatı Hakkı Gasp Ediliyor

İktidarın kıdem tazminatı ile ilgili getirdiği iki formül üzerindetartışılmaktadır. Birinci formüle göre yüzde 8,33’e karşılık gelen 30 günlük kıdem tazminatının yüzde 5,33’ü (19 gün) üzerinden mevcut uygulamaya devam edilmekte, kıdem tazminatının 19 günü eskisi gibi işveren yükümlülüğü olarak kalmaktadır. Kıdem tazminatı 30 günden 19 güne inmekte geri kalan yüzde 3 (11 gün) ise işveren tarafından tamamlayıcı emeklilik sistemi adı altında bir fona her ay ödenmesi tartışılmaktadır.

İşçiler 60 yaşına kadar bu sistemden yararlanamamakta ve 75 yaşını doldurmadan da toplu ödeme alamamaktadır.  İşçi 60 yaşını doldurduğunda fonda biriken paranın yüzde 25’ini ancak alabilmekte, kalan kısmının getirisi ise işçinin emekliliği halinde yaşlılık aylığına ilave edilmektedir.

Bu sistemle kıdem tazminatının yüzde 37’si ortadan kalkmakta ve fona devredilmektedir. Fon ile birlikte kıdem tazminatının miktarı da düşecek ve işçiler fonda biriken paralarını alma noktasında birçok engelle karşılaşacak.

Diğer tartışılan formülde kıdem tazminatı tamamen fona bırakılmaktadır. Kıdem tazminatı bir işveren yükümlülüğü olmaktan çıkmakta ve “Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi” adı altında bir fona devredilmektedir.

Bu modelde Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi’ne işveren yüzde 4, işçi yüzde 2,5, devlet ise yüzde 1 prim ödeyecek. Üstelik bu modelde işverenlerin kıdem tazminatı yükü yüzde 52 azalmaktadır. İşverenin yükümlülüğü yüzde 8,33’ten yüzde 4’e düşmektedir. Bir diğer nokta, işçiye alacağı kıdem tazminatı için ayrıca cebinden prim ödeme yükümlülüğü getirilmesidir.

Esnek ve Güvencesiz Çalışma Yaygınlaştırılıyor!

Kıdem tazminatı tartışmalarının gölgesinde iktidarın meclise getirmeyi planladığı, “istihdam kalkanı paketi” adı altında 25 yaş altı ve 50 yaş üstü çalışanlar için getirilmek istenen yasa kıdem tazminatı tartışmaları ile beraber bir bütünün parçası olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bu bütünlük çalışma hayatının yeniden düzenlenmesi ile ilgilidir. Belirli süreli iş sözleşmesi yasalaşırsa 25 yaş altı-50 yaş üzeri işçiler ihbar ve kıdem tazminatı alamayacak, iş güvencesi kapsamı dışına çıkacak.

Böylelikle sayıları 3,5 milyonun üzerinde olan 25 yaş altı-50 yaş üstü çalışanlar için patronlar tazminattan kurtulmuş olacak. Bu oran sigortalı işçilerin dörtte birine tekabül etmektedir. Yine bu düzenlemeye göre 25 yaş altı işçiler ayda 10 günden az çalıştırılırlarsa SGK primi yatırılmayacak.

Sadece kıdem ve ihbar tazminatını tasfiye etmek değil, sigorta primi ödemeden işçi çalıştırabilmenin önü açılmaktadır. Belirli süreli sözleşmeler bu şekilde yaygınlaşırsa kıdem tazminatı ortadan kalkmış olacak. Bunlara ek olarak belirli süreli çalışanlar için iş güvencesi hükümleri de geçerli olmayacak. Bu durumun şimdilik kapsamının 25 yaş altı-50 yaş üstünü kapsaması ileride tüm çalışanları kapsayacağının ön habercisidir.

Hedef Çalışma Yaşamının Patronlar Lehine Yeniden Düzenlenmesi!

Bu tartışmaların esası daha önce açıklanan 2020-2022 yılını kapsayan Yeni Ekonomik Programda(YEP) açıkça yazılmış ve hazırlıklarına başlanmıştır. “İşgücü piyasasında yasal düzenlemesi bulunan ancak yeterli uygulama alanı olmayan esnek çalışma biçimlerinin uygulanabilirliği artırılacaktır.” “Ekonomimizin uluslararası sermaye hareketlerindeki oynaklığa dayalı kırılganlığını azaltacak, reel sektöre Türk Lirası cinsinden ucuz ve uzun vadeli kaynak sağlayacak bir Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES) sosyal tarafların mutabakatı ile kurulacak ve sermaye piyasalarını derinleştirecek kapsamlı bir reform paketi devreye sokulacaktır.

Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES) sosyal tarafların mutabakatı ile hayata geçirilecektir.” Yukarıda alıntıladığımız, YEP içinde çalışma yaşamı ve kıdem tazminatı ile ilgili bölümdür. Uluslararası Para Fonu(IMF) 2018 ve 2019 Türkiye raporlarında kıdem tazminatının yeniden yapılandırılması ile ilgili ısrarlı vurgular bulunmaktadır. Açıklanan YEP’te de IMF isteklerine paralel bir program oluşturulmuştur.

Patronların istediği esasta belirli süreli iş sözleşmesi ile ilgili çalışma hayatını önemli ölçüde değiştirecek yasanın geçirilmesidir. Bu yasayla beraber çalışma yaşamının patronlar lehine düzenlenmesi hedeflenmektedir. Kıdem tazminatının fona devredilmesi esas olarak iktidarın kendine kaynak yaratma girişimidir.

Sonuç olarak her iki yasa girişimi birbiriyle bağlantılı olarak çalışma hayatını yeniden düzenlemeye ilişkindir. Esnek, güvencesiz çalışmanın önü açılarak işçi ve emekçilerin yıllar içinde mücadele ile kazanmış olduğu haklarına ilişkin ciddi gaspları içermektedir.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu