Güncel

DENEYİM | Virüse değil dayanışmaya el uzat

Haluk Levent’in de dahil olduğu bu çalışma için tedavi masraflarının toplanması için oldukça geniş kesimlerle irtibat kurulmaya çalışılmakta.

Çin’in Wuhan kentinde başlayan Corona(Covid-19) salgını tüm dünyaya esir aldığında tüm dünya bu salgınla nasıl baş edileceğinin yollarını araştırmaya başladı.

Covid-19’un ülkemizde de pandemi halini alması neticesinde aynı korkuları bizler de yaşamaya başladık. Son neticede sokağa çıkma yasakları vb. uygulamalarla durumun ciddiyeti kendini gösterdi. Devletin bu salgını nasıl yönetip yönetmediği ayrı bir tartışma konusudur.

Bizler açısından tartışma konusu olan bu krizin yarattığı atmosferde kitlelerle iletişimin nasıl olacağı, pandemiye karşı nelerin yapılması, birlik ve dayanışma ruhunun nasıl hayata geçirilmesi gerektiği meselesidir.

Tarsus’nun Musalla Mahallesinde bu mini pratik, belli yanları ile tartışılmalı, incelenmeli ve sonuçlar çıkarılmalıdır. Bu açıdan bu mahallede gerçekleşen süreci bir izlemek gerekiyor.

Her şey üç gencin koronavirüse karşı başlattıkları ilaçlama çalışması ile başladı. Kitlelerle iletişim kurulmadan, kendi imkânları ile elde ettikleri araç gereçlerle başlatılan bu çalışma sadece hizmete dayalı bir çalışmaydı. Yapılan bu detayla ilaçlama çalışması kaçınılmaz olarak tartışmalara da neden oldu.

Özellikle yereldeki sol çevreler kitlelere balık tutma, yedirme metaforunu gündeme getirerek çeşitli eleştirilerde bulundular. Ancak gençler açısından mesele hizmetten çok bu çalışmayı yapan gençlerin simalarının tanınması ve kitlelerle aralarındaki görsel yabancılığın yok edilmesiydi. Bu çalışma neticesinde kitlelerle gençler arasında görsel yabancılık belli ölçüde azalmış oldu.

İkinci çalışma ise toplumun kültürel kodlarına dayanmak ve buradan bir hareketlilik sağlamaktı. Koronavirüs nedeniyle üretici köylülerin mallarını hasat etmede yaşadıkları zorlukları aşmada yardımcı olmaktı. Bu noktada atılan adımlar neticesinde üretici köylülerle iletişim kuruldu ve buradan alınan ürün bazında bağışlar yoksul ailelere dağıtıldı.

Bölge halkının kültüründe var olan seyip(bir ürünün artık toplanmaması, tarlada bırakılması ve bunun toplanması için halka çağrıda bulunulması) kültürünün hayata geçirilmesi ise bölge halkının harekete geçmesi için önemli bir dönemeç oldu. Topladığın kadarını komşun için topla sözü ile başlayan bu çalışma kişi kendi çıkarının paylaşmaktan ve dayanışmaktan, komşusunun ihtiyacının da karşılanmasından geçtiğini gördü. Kabak, salatalık, marul, lahana, domates, biber vb. ürün dağıtımları ise bu şekilde başladı.

Sokağa çıkma yasağının olmadığı günlerde kendiliğinden oluşan gönüllü tarım işçileri piyasa için değil kendileri ve komşuları için ürün toplamaya başladı. Bu çalışma kitlelerle gençlerin kaynaşmasına neden oldu.

Bölge halkının kültürel değerlerine dokunmak

Yapılan çalışmalardan en önemlisi ise bu çalışma neticesinde kültürel değerlerinin hayata geçirilmesidir. Bölge halkında var olan kültürel değerler koronavirüs nedeniyle yasaklanınca yapılmak istenen yardımlar gençler aracılığı ile yapılmaya başlandı.

Bölge halkının “dini şahsiyetleri” ile görüşüldü, bunlarla dini tartışmalar gerçekleştirildi ve en neticesinde ikna edilerek ibadetlerde kullanılamayan maddi imkânlar halkın dayanışma çalışmasında kullanıldı. Bu çalışmalara dâhil olunarak toplumun kültürel ve inançsal değerlerindeki dayanışma kültürü anlatıldı.

Bu çalışmaya “dini şahsiyetler de” çeşitli vaazlarla destek çağrısında bulundu ve Musallalı gençlerin çalışmalarına bu şekilde bir çağrıda bulunuldu. Mahallede gerçekleşen hiçbir cenaze sahipsiz bırakılmadı. Her cenazeye yedi gün boyunca geceli gündüzlü sahip çıkıldı.

Ailelerle kurulan bu birliktelik ailenin bir parçası olunduğunun en net göstergesi oldu.  Bu çalışmalara giderek artan ilgi neticesinde ciddi bir kitlesellik yakalandı.

Giderek kitleselleşen çalışmalara bir isim konulmadan kitleler tarafından bir isim konuldu: Musalla gönüllüleri. İdeolojik bir çizgisi olmayan sosyal temelli bir dayanışma ağının bu oluşumuna insan olmanın, dayanışmanın kriterleri konuldu. Kolektif çalışma paylaşma, tarladan ihtiyacın kadar topladığının aynısını komşun için toplama şeklinde devam eden çalışma bölge halkının ekonomik ve sosyal analizine kadar devam etti. Bölge halkının mülkiyetinden elde ettiği gelirlere kadar kapsamlı bir çalışma yapıldı. Bu şekilde dayanışma ağı daha köklü bir zemine oturdu.

Bu analizin ardından mahallede tespit edilen 350 aileye gıda yardımı yapıldı. Aynı şekilde bir başka 200 aileye nakdi destek, sokağa çıkma yasağı sürecinde 60 bin ekmek, toplamda 60 bin kumanya dağıtımı yapıldı. Bakıma muhtaç ekonomik geliri olmayan ve kanser hastası olan ailelere Çukurova’nın hava sıcaklığı göz önünde bulundurularak klima takıldı.

Ve son olarak da askıda fatura çalışması ile 359 ailenin 100 TL bazında su faturası ödendi. Tüm bu çalışmalar aileleri ailelerle buluşturma temelinde gerçekleşti. “Yardımsever” aileleri ihtiyaç sahibi ailelerle buluşturma temeline dayanan bu çalışma son kertede oldukça güçlü bir ivme kazandı.

Kanser hastası olup hayata tutunanlara düzenlenen moral etkinliği ile devam eden bu çalışma serebral(beyin felci) hastası 6 yaşındaki bir çocuğun tedavi çalışması ile devam ediyor. Haluk Levent’in de dahil olduğu bu çalışma  için tedavi masraflarının toplanması için oldukça geniş kesimlerle irtibat kurulmaya çalışılmakta. Tarsus geneline yayılan bu çalışmanın en kısa sürede yankı bulması için diğer mahallelerde bu çalışmalara destek vermeye başladı.

Bu çalışma neticesinde küçük bir mahalleden yükselen dayanışma çalışması diğer mahallelere de sıçradı.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu