İstanbul: Gezi eylemleri uzun bir zamandır halkın forumlarda tartışmasıyla devam ediyor. 12 Temmuz Cuma akşamı Yoğurtçu Parkı’nda da iki etkinlik vardı.
Etkinlikler her zamna olduğu gibi dün (12 Temmuz) ses çıkarma eylemleri ve Gezi Direnişinde yaşamını yitirenler için yapılan saygı duruşuyla başladı.
İlk etkinliğin konusu “Gezi Direnişinin Tribüne Yansımaları ve Endüstriyel Futbol”du. Saat 19.00’da başlayıp 19.30’da biten etkinlik kapsamında taraftar gruplarının konuşmalarından oluştu.
Gezi direnişine katılan taraftar gruplarından birisi olan “Tek Yumruk” taraftar grubuna Ultraaslan’ın açıklamaları soruldu. “Tek Yumruk” adına katılan konuşmacı Ultraaslan’ın yaptığı “direnişçileri suçlayan, direnişin amacının dışına çıktığı” açıklamalarının şaşırtıcı olmadığı vurgulandı. Asıl şaşırtıcı olanın direnişin ilk günlerinde bu grubun direnişe destek vermesi olduğunu vurgulayan konuşmacı, taraftar gruplarının sosyalistlerle, devrimcilerle tribünler arasında köprü kurduğunu, onlara kendilerini ifade etme zemini kurduğunu anlattı. Tek Yumruk temsilcisi devamında “yöneticilerin neden direniş sürecine destek vermediğinin sorgulanmasınından daha anlamlı bir şey varsa o da sporcuların direniş sürecindeki tavırlarının incelenmesi” gerektiğini anlattı. Galatasaray Basketbol takımının oyuncusu Cenk Akyol’un NTV’nin direniş sürecindeki tavrından kaynaklı röportaj yapmak isteyen muhabirin mikrofonunu yere atarak tavır alması sonucu Basketbol milli takımına çağrılmaması üzerinde durularak, Cenk Akyol’un arkasında durulması gerektiğini ifade eden konuşmacı, devamında “Metin Oktay, Metin Kurt gibi devrimci sporculara her zamankinden fazla ihtiyaç olduğunu” anlattı.
Adana Demir Spor taraftarı olan bir başka konuşmacı sezon açılış maçının işçi sınıfının yoğun olduğu Zonguldak Demirspor’la açılış maçı yapılması kararının yönetime yapılan baskı sonucu kendileri tarafından aldırıldığı anlattı. Geçmişte Livorno ile yapılan açılış maçı örnek gösterilerek işçi sınıfının ve ezilen halkların desteklediği takımlarla dayanışmanın geliştirilmesi gerektiğini söyleyerek konuşmasını bitirdi.
Gözaltı ve ev baskınlarında haklarımızı bilelim
21.00’da başlayan bir başka etkinlik de Hukuk atölyesinin ilk etkinliği olarak yakalama, durdurma ve ev araması konuları üzerinden insanların hukuksal haklarının anlatılmasıydı. Ezilenlerin tiyatrosu ile birlikte oyunlaştırılarak anlatılan etkinlik kitlenin ilgisi epey çekti. Yöntem itibariyle ev baskınının canlandırıldığı oyun birinci seferinde Ezilenlerin Tiyatrosu tarafından kimsenin katılımı olmadan oynandı. Seyircilerden katılımın sağlanması için siz olsaydınız ne yapardınız sorusunu gösterebilmesi için ikinci sefer aynı oyun oynanırken, farklı davranacaklar oyuna alınarak canlandırmalar yapıldı. Herkesin katkısının alınmasının ardından Hukuk Atölyesinin bileşeni olan avukatlar tarafından haklar üzerine bilgilendirmeler yapıldı.
Formatı bu şekilde olan etkinlik kapsamında vatandaşlar olarak belirli haklara sahip olduğumuz vurgulandı. Hukuksal ifadede durdurma olarak geçen kavramın kimlik sorularak GBT sorgulamasının yapılması olduğu belirtildi. Burada polisin belirli mekanlarda vapur iskeleleri, merkezi kavşaklarda sürekli bir şekilde kimlik denetiminin yapmasının hukukta yeri olmadığı vurgulanarak bu tarz denetimlerin ancak geçici statüyle yapılabileceği anlatıldı. Ancak hukuksuzluğun normalleştiği ülkemizde polisin ”hukuk kurallarını” bilinçli bir şekilde uymadığı anlatıldı. Forumun oldukça canlı olduğu ve ülkemizde çokça yaşanan ev baskınları oyunun canlandırılmasında kitlenin pür dikkat dinlediği gözlemlendi. Oyun canlandırılırken polisin evden gözaltına aldığı kişiyi götürürken kitleden “slogan at” şeklinde uyarıların gelmesi coşkunun göstergesiydi.
Göz altına alınırken isminin yüksek sesle söylenerek herhangi bir gözaltında kaybedilmeye karşı etkili bir önlem olduğu söylenerek gözaltına alınma sırası ve gözaltındaki haklar anlatıldı.
Soru cevaplarla devam eden etkinlik gece geç saatlerde sona erdi.