Diyarbakır’ın merkez Bağlar ilçesinde 25 Aralık 2011 yılında açılışı yapılan Pir Sultan Abdal Kültür ve Cemevi Diyarbakır Şubesi’nin elektriği, Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş. tarafından faturalarını ödemedikleri gerekçesiyle 2018 yılında kesildi. Diyarbakır Valiliği, Bağlar Belediyesi, DEDAŞ gibi birçok kurumla görüşmeler yapan, ancak tüm görüşmeleri sonuçsuz kalan cemevinin çözülmeyen elektrik sorunu yargıya taşındı.
Elektrik 14 aydır kesik
Mezopotamya Ajansı’na konuşan Pir Sultan Abdal Kültür ve Cemevi Diyarbakır Şubesi Başkanı Cafer Koluman, cami, kilise ve diğer ibadet yerleri gibi cemevlerinin de elektrik enerjisinden muaf tutulması gerektiğini savunduklarından kaynaklı faturaları ödemediklerini söyledi. 4 buçuk yıl elektrik faturası ödemeyen cemevine bu süre zarfında fatura gelmediği gibi kesinti gibi bir müdahalenin de olmadığını aktaran Koluman, Ekim 2018’de elektriklerinin kesildiğini kaydetti.
DEDAŞ’a dava
DEDAŞ’ı mahkemeye veren Koluman, Diyarbakır Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’nde, “İhtiyati Tedbir Talepli” dava açtıklarını belirterek, bir an önce mağduriyetlerinin giderilmesi gerektiğini söyledi. Cemevinin Alevilerin hem ibadet yeri hem ölülerini yıkadıkları yer hem de taziye evi olarak kullanıldığını dile getiren Koluman, 2014 yılında cemevinin Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi tarafından yapımı tamamlanıp, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’ne tahsis edildiğini, bu teslimatın yapıldığı sırada özel bir hattan elektrik sağlandığını, hatta oluşan arızadan kaynaklı DEDAŞ’a geçiş yaptıklarını ifade etti.
Müftülüğü işaret ettile
Cemevlerinin ibadet yeri olduğunu ve elektrik enerjisinden muaf tutulması gerektiğini söyleyen Koluman, yaşadıkları süreci şöyle özetledi: “Başlangıçta DEDAŞ’a yazılı bir başvuru yaptık. Yazılı başvurumuzda buranın bir ibadet yeri olduğunu, buna yönelik hem Yargıtay’ın hem Anayasa Mahkemesi’nin ‘cemevlerinin de ibadethane olduğu ve elektrik enerjisinden muaf olduğu’ konusunda alınan kararlarla DEDAŞ’a başvurduk. DEDAŞ, 2 ay sonra bizim başvurumuza yanıt verdi. Verilen yanıtta muhatabımızın müftülük olduğu yazılıydı. Biz Aleviler bir taraftan Diyanet İşleri Bakanlığı’nın varlığına karşıyken, diğer taraftan bizi müftüyle muhatap etmeleri huzursuz edici.”
Diyanet İşleri Bakanlığı’nın asimilasyon kurumu olarak görev yaptığını söyleyen Koluman, müftülükle temasa geçmediklerini, Bağlar Belediyesi ile temasa geçtiklerini ancak buradan da bir sonuç alamadıklarını belirtti.
Haksızlıklar son bulsun
Belediyeden bir sonuç alamayınca 19 Aralık’ta mahkemeye başvurduklarını, 3 gün içerisinde mahkemenin bir değerlendirme yapıp olumlu bir sonuç beklediklerini belirten Koluman, “Temennimiz biran önce Alevi halkına yapılan bu zulmün giderilmesi. Burada cemlerimizi yapıyoruz. Taziyeler burada oluyor. Cenazeler burada yıkanıyor, morg burada. 14 aydır bunlardan mahrum kaldık. Sınırlı imkanlarla sadece burada çalışan jeneratörle taziye yapabiliyoruz. Diğer etkinliklerimizi yapamıyoruz. Biran önce bu haksızlığın son bulmasını istiyoruz” dedi.