GüncelKadın

8 MART | “Öfkemiz, Mücadelemiz, Dayanışmamız Büyüyor… Erkek İktidar Yenilecek!”

Yeni Demokrat Kadın'nın (YDK) 8 Mart için yaptığı açıklamada, “Bu yıkım ve katliamın sorumlusu olanlara öfkeliyiz. Bu öfkeyi “Kum üzerine kurulu düzenlerinden” hesap sormak için hep diri tutacağız” vurgusu öne çıktı.

YDK açıklamasına, “2023 yılında 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü emperyalist kapitalist sistemin ve beraberinde erkek devletin rantçı politikalarının deprem sonrası yarattığı büyük bir yıkımla karşılamaktayız.

Maraş Pazarcık ve Elbistan merkezli iki deprem Türkiye ve Kürdistan’da 11 il olmak üzere, Suriye ve Rojava’nın birçok bölgesinde büyük bir yıkım yarattı. AKP-MHP faşist iktidarının rant politikaları onbinlerce insanı ve hayvanı enkaz altında bıraktı, yüzbinlerce insan yakınlarını, sevdiklerini, evini, bahçesini kaybetti, hayvanların ve insanların yaşadığı mahalle, köy ve şehirler yerle bir oldu” şeklinde sözleriyle başladı.

YDK, 2023 yılını egemenlerin emperyalist kapitalist sömürü düzeni içerisinde erkek devletin savaş ve işgal politikaları, ekonomik krizin yarattığı kadın yoksullaşması, kadına yönelik her türlü erkek-devlet şiddeti ve emek sömürüsünün daha fazla derinleşmesi, çocuk istismarının meşrulaştırılmaya çalışılması, kazanımlarına dönük saldırıların yükselişe geçmesiyle karşıladıklarını dile getirerek, “Tam da böylesi bir dönemde 6 Şubat’ta yaşanan depremle patriyarkal sömürü düzeni kadın ve LGBTİ+’ları, çocukları, hayvanları büyük bir yıkım altında bıraktı. Patriyarkal düzenin rant politikasıyla yaşanan büyük yıkım karşısında erkek-devlet halkı enkaz altında ölüme terk ederken, depremden kurtulanları büyük bir yoksulluğa, açlığa ve zorunlu göçe mahkum etti”  dedi.

“Deprem değil, rantçı politikalarınız bu yıkımı yarattı

YDK açıklamsında, “Erkek devletin rantçı politikaları yüzbinlerce insanın ve hayvanın yaşam alanlarını yok ederken, bu yıkımdan en çok etkilenen kadın ve LGBTİ+’lar oldu. Yaşamın yükünü omuzlayan kadınların zaten emeği değersizleştirilip, görünmez kılınırken, işyerlerinde emeği sömürülerek ucuz iş gücü görülürken; yaşanan depremle birlikte kadın yoksulluğunun daha fazla arttığı ve kadın emeğinin gittikçe görünmez kılınacağını söyleyebiliriz. Egemenlerin her krizinde olduğu üzere; deprem, sel gibi doğal afetlerin rant politikaları sonucu yarattığı yıkımdan da doğrudan kadın ve LGBTİ+’lar daha fazla etkilenmektedir.

Yıkım sonrası deprem bölgelerinde yaşanan yoksunlukta, toplumsal cinsiyet rollerinden hareketle kadınların sorumlulukları daha fazla artmaktadır. Bir yandan çocuklarını, yakınlarını, evini barkını kaybeden kadınların yıkımdan sonra hayata tutunması bile yine toplumsal bir görev olarak atfedilmekte, depremden kurtulan yakınlarına bakması, onları doyurması ve geçindirmesi bu rollerin yükümlülüğü olarak dayatılmaktadır.

Kadın ve LGBTİ+’lar bu yıkımla daha fazla yoksulluğa mahkûm edilirken; emeklerinin daha fazla sömürüldüğü, türlü şiddet biçimlerine maruz kaldığı, ayrımcılık ve ırkçılığın ayyuka çıktığı, erkek şiddetinin daha görünmez kılındığı, çocuk istismarının aklanmaya çalışıldığı, çocukların devletin ‘koruyucu aile’ politikasıyla tarikat ve cemaat yurtlarına teslim edildiği bir dönemi karşılıyoruz” dedi.

“Erkek iktidarın bu yıkımında emeği sömürülen, derin bir yoksullukla karşı karşıya kalan, yaşamdan tecrit edilen kadınlar ve LGBTİ+’lar için, çocukların istismara açık hale getirildiği sistematik saldırıları engellemek için mücadelemizi büyüteceğiz. Nefret politikalarıyla örgütlenen mülteci düşmanlığına; ezilen milliyet ve inançlara yönelik ayrımcılığa; LGBTİ+’ların cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğine dönük sistemli saldırılara karşı mücadeleyi büyüteceğiz. Hapishanelerde bu yıkımı tecrit politikalarıyla karşılayan, yakınlarından haber alma hakkı engellenen siyasi, hasta ve yaşam hakkı için özsavunmada bulunan kadın ve LGBTİ+ tutsakların sesine ses olabilmek için mücadele edeceğiz” diyen YDK, “8 Mart’a doğru giderken öfkemiz, mücadelemiz ve dayanışmamız büyüyor. Erkek iktidarın yıkımı sonrası yaşama tutunan kadınlar mücadelemize direnç katıyor. Kadınların acı ve yaralarını dayanışmamızla sarmak için seferber olurken, alacaklı olduğumuz erkek iktidardan hesap sormaya devam ediyoruz! Bu yıkımın nedeni olan erkek iktidardan sorulacak hesabımız, öfkemizi isyana dönüştürecek direncimiz var! Yaşam alanları bu yıkımla tarumar edilen kadınlara sözümüz olsun; ERKEK İKTİDAR YENİLECEK!” şeklinde açıklamasnı sürdürdü.

“Öfkeyi “Kum üzerine kurulu düzenlerinden” hesap sormak için hep diri tutacağız”

Açıklamda, “Yıkım karşısında birlikte, gücümüzle, dayanışma ve mücadelemizle temelini birlikte atacağımız, eşit-özgür bir yaşamı kuracağımız günler çok yakındır.

Yıkımlarda yitirdiğimiz on binlerce insan ve hayvanın, yok olup giden mahallelerin, köy ve şehirlerin acısını, yasını tutarken; diğer yandan da bu yıkım ve katliamın sorumlusu olanlara öfkeliyiz. Bu öfkeyi “Kum üzerine kurulu düzenlerinden” hesap sormak için hep diri tutacağız.

 

Öfkemizi, mücadelemizi ve dayanışmamızı birlikte büyütmek, erkek iktidara karşı isyanımızı birlikte örgütlemek için 8 Mart’ta alanlarda, sokaklarda buluşuyoruz” şeklidne sokağa çıkma çağrısı ile sona erdi.

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu