Avrupa’da bir araya gelen bir çok demokratik kurum ve örgütler 28 temmuz 2020 tarihinde MünihKomünistler davası olarak bilinen davanın karar duruşması için çağrı yaparak, yapılacak protesto eylemine çağrı yaptı.
Yapılan çağrıda, “Münih Yüksek Eyalet Mahkemesi’nde on Türkiyeli devrimciye karşı “terörizm” bahanesiyle açılan dava dört yıldır sürmekte ve yüksek cezalar verilmek istenmektedir.
TKP/ML’ye üyelik ve örgüt adına faaliyet yürütme suçlaması ile yargılanan on devrimciye verilen cezalar, Alman devletinin anti-komünist yanını bir kez daha gözler önüne sermiştir. TKP/ML Almanya’da yasak bir parti değildir. Bu yargılama devrimci ve muhalif duruşa karşı yapılmaktadır. Bunun dışında mahkeme heyetinin elinde somut bir delil de yoktur. Fakat üç sene altı aydan başlayan ve altı yıl dokuz aya kadar verilmek istenen cezalar ile dışarıda yargılanan dokuz devrimci tekrardan tutsak edilmek istenmektedir. Örgüt liderliği ile suçlanan Müslüm Elma ise beş yılı aşkın süredir tutsak tutulmaktadır” denildi.
Yapılan açıklamada, “Gelinen süreç bize, Türk – Alman burjuvazisinin devrimcilere, Kürt haraketine ve muhaliflere karşı anti-komünist ve ortak tavır sergilediğini göstermiştir.” denildi.
Müslüm Elma’nın savunmasından, “29 Haziran 2020 ‘de Müslüm Elma mahkeme huzurunda yaptığı konuşmada:
“Bizler; zorbalığa, her türlü toplumsal eşitsizliğe, haksızlığa karşı mücadele etmenin suç değil, ilerici insanlığa hizmet etmek olduğuna inanan sınıf bilinçli devrimcileriz.
Varlığımıza inandığımız kadar haklı ve meşru olduğumuza da inanıyoruz. “Terörist” suçlamaları emperyalist haydutların ve işbirlikçilerinin, ezilen dünya halklarına karşı işlemiş oldukları suçları gizlemek ve haklı mücadelelerini karalamak için yirminci ve yirmi birinci yüzyılda uydurdukları en büyük yalanlardan biridir.
Ama tüm bu yalanlar da onların çöküşünü engelleyemeyecektir. Bizler enternasyonalist devrimcileriz… Bizi yargılayamazsınız!” diyerek Alman emperyalizmini ile Türk devletinin yaptığı kirli işbirliğini göstermiş ve devrimci iradeyi bir kez daha ortaya koymuştur” şeklinde bir bölüm paylaşıldı.
“Alman Devleti neden Türkiyeli devrimcilere yönelik böyle bir hamlede bulunmuştur?”
Yapılan açıklamada, “Erdoğan rejimi ile Alman devletinin “dostluğu” sonucu , Münih Politik Tutsaklar Davasında Türk İstihbaratı’nın yasadışı casusluk yoluyla elde ettiği “delilerin” sunulmasına, Erdoğan’ nın uluslararası hukuka aykırı bir şekilde Efrin’i işgal etmesine, Rojava’nın bir bölümünü işgal etmesi ve Kuzey Irak’taki Kürt ve Ezidi yerleşim yerlerini bombalamasına göz yumulmuş ve kirli işbirliği gözler önüne serilmiştir.
Bu süreç, Almanya’da hukuki gelişimi genişletmek için bir araç olarak kullanılmaktadır!
Alman emperyalizmi aynı zamanda, 1956’da KPD yasağına dayanarak Almanya’da gelişen muhalefeti susturmayı amaçlamaktadır. Anti-faşistleri, sendikalal faaliyetleri, çevrecileri, devrimcileri kriminalize ederek susturmayı ve tutuklamayı, eğer Alman değiller ise sınırdışı etmeyi amaçlamaktadır.
Bu süreç aynı zamanda 1968’de kabul edilen acil durum yasalarının genişletilmesi ile bağlantılıdır. Yeni Polis Yasası ile devlet baskısının genişletilmesi, koronayı da fırsat bilerek, siyasi ve demokratik hakları kısıtlamak istemektedir” denildi.
“Yöneticilerin korktuğu şey bizim birliğimizdir!”
Açıklamada, 2018’de başlayan ve korona ile derinleşen siyasal – ekonomik kriz, sosyal ve sınıfsal çelişkileri dahada belirgin hale getireceği, bu durum daha fazla kitle mücadelesine ve siyasi krizlere yol açacağı kaydedildi. Devamında, “Bu kapitalist sistem ile hesabı olan insanların sayısı her geçen gün artmaktadır. Gün anti-faşist, anti-emperyalist çizgide birlikte haraket etme günüdür. Müslüm Elma’nın da dediği gibi “Bu sürece mahkeme salonunda değil, sokakta karar verilecek.”
Biz bu yargılamayı kabul etmiyoruz!
Tüm sanıklarr için beraat!
Müslüm Elma’ya özgürlük!
Almanya Cezayasasının 129 a ve b bendi kaldırılsın, takibatlara son verilsin!
Alman devletiyle Erdoğan rejiminin ortak çalışmasına son verilsin!
Yaşasın enternasyonal dayanışma!
Mahkemenin karar açıklaması yapacağı; 28. 07. 2020 tarihinde, saat 10:00’da Münih’de düzenleyeceğimiz protesto yürüyüşüne katılarak destek vermeye çağırıyoruz!” şeklinde açıklama sona erdirildi.
Çağrıcılar:
ATİK (Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu), Rote Hilfe, UPOTUDAK (Uluslar Arası Politik Tutsaklar Komitesi), Internationalistisches Bündnis, ADGB (Demokratik Güç Birliği Avrupa), MLPD (Marxistisch-Leninistische Partei Deutschland), Frauen Verband Courage, Yeni Kadın, Antikapitalistische Linke, Roter Jugendaufbau, Arbeiterbund, Revolutionäre Front, Wladza Rad Polonya, Revolutionaire Eenheid Holland, AFA Fryslan Hollanda, Secourse Rouge (Belgium, France, Germany, Switzerland, Italy), CCFR (Collectif des Combattantes et Combattants Franchophones du Rojova), NDF (National Democratic Front of Philippines), MAKIBAKA (Free Movement of New Women), Samidoun Palestinian Prisoner Solidarity Network, Communist Party of Great Britain (Marxist-Leninist), London Anti-Fascists, Anti Imperialist Action Ireland, CARC (Party of the Committees to Support Resistance – for Communism Italy), Komintern (Kommunistische Gewerkschaftsinitiative- International), AZADÎ e.V., ADDKİ (Avrupa Devrimci Demokratik Komün İnisiyatifi), ADHK (Avrupa Demokratik Haklar Konfederasyonu), KCDK-E (Kürdistan Demokratik Toplum Kongresi-Avrupa), KKP (Kürdistan Komünist Partisi), SYKP Avrupa (Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi), Yeşil Sol Parti, AvEG-KON (Avrupa Ezilen Göçmenler Konfederasyonu), FİDEF (Federal Almanya İşçi Dernekleri Federasyonu)
