Avrupa’dan Ermeni Devrimciler 2022 yılı vesilesiyle yaptığı açıklamada, “Bir yılı daha geride bıraktık. Gün, arkaya bakıp karmaşık sorunların içinde dönüp-dolaşmak değil, gerekli dersleri çıkarıp ileriye bakma zamanıdır.
Kafkaslar’a geçişin, Ortadoğu’ya açılan kapının, Avrupa’ya gidişin tam orta yerinde bulunan Türk Devletine karşı Artsakh’ta Azadutyun (Özgürlük), Amed’de Direniş, Rojava’da Berxvadan (Mücadele) bütün varlığı ile devam ediyor. Halklar, soykırım-talan ve işgal ile tanıdığımız ceberut bir devlet ile karşı karşıya bulunuyor. Ararat’tan Aras’a akan özgürlük ve mücadele coşkusu, Anadolu’da Yeşilırmak ile Kızılırmak’ta buluşuyor. Amed’de Fırat ile Dicle’de çoğalıyor. Rojava’da halklara hayat-can ve umut oluyor.” şeklinde başladı.
Yapılan açıklamada, Bütün bu coğrafyalarda halkların savaşı TC’ye karşı özgürlük ve var oluş mücadelesidir! Bu yüzden ben-sen-hepimiz! Artsakh’ta toprakları işgal edilen Arthur’um, Aşod’um, Anahid’im, Hayganuş’um…
Ben Ermeni’yim! 19 Aralık 2000 yılından bu yana devrimci tutsakların iradesini teslim alamayanların sesiyim… 10 yıldır Roboski’de katledilen 19’u çocuk 34 yoksul Kürt köylüsünün adalet arayan sesiyim.
Maraş’ta devlet destekli faşistlerin katlettiği, suçları sadece Alevi olmak olanların halen kanayan yarasıyım.
Esir alınan ama teslim olmayan, devrimci tutsaklar “intihar”, “hasta” yalanları ile katledilen Garibe Gezer, Vedat Erkmen, Halil Güneş’im…
Hapishanelerde kin ve intikam duygusuyla esir tutulan yüzlerce tutukludan Aysel Tuğluk, Mehmet Emin Özkan, Devrim Ayık’ım… Suçu Kürt olmak olan helikopterden atılan Osman Şıban’ın vicdanının sesiyim…
Özel Harp elemanları tarafından kalleşçe ve acımasızca katledilen Deniz Poyraz’ın sesiyim.
Urfa’da AKP’li milletvekili koruması ve yakınları tarafından eşi ve iki oğlu hunharca katledilen Emine Şenyaşar ailesinin adalet arayışındaki sesiyim.
Esir alınan Gültan Kışanak, Sabahat Tuncel, Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş’ın hapishanelerden yükselen “umutsuzluğa yer yok, mutlaka biz kazanacağız” sesine kulak verelim.
Meriç nehrini, Manş Denizi’ni ölü denizine dönüşen Ege denizinde botları batarak ölen, bebeğinden yetişkinine kadar isimleri belli olmayan Kürt, Arap göçmenlerim.
Irkçı saldırılarda artık dünyada sığınacak bir karış toprak parçası bulamayan yakılarak öldürülen yabancıyım, göçmenim.
Hayat pahalılığında intihar eden işçiyim, elektrik yokluğunda soğuktan donarak ölen bebeğim, hak alma mücadelesinde fabrikada, grev çadırında işçiyim, şiddete karşı direnen kadınlarım…
İstedikleri kadar inkar-red politikalarına rağmen “burası Kürdistan’dır” diyen Kürt’üm…
Zalim diktatörler her ne kadar acımasız olurlarsa olsunlar, 2022 yılı özgürlüğü kazanma ve mücadele yılımız olacak!
İktidarı kaybedeceklerinin farkına varan, saldırı, tehditler ve yeni oyunlar ile faşist saldırılar içerisinde olan AKP-MHP artık yolun sonuna geldi.
2022, Birlik-Beraberlik ve Mücadele içerisinde kazanacağımız yıl olacak!
Em ê teqez di sala 2022’an de bi ser bikevin! (2022 Yılında Mutlaka Biz Kazanacağız!)
2022 Նոր տարում մենք անպայման հաղթելու ենք! (2022 Yılında Mutlaka Biz Kazanacağız!)” denildi.