28. İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası Komitesi, bu yıl ilk kez online olarak gerçekleştirilen İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’nün basın açıklamasını yayınladı. Komite herkese “açıklamayı okuduğunuz videoları bizimle paylaşın” çağrısı da yaptı.
‘Eşitliğin olmadığı yerde huzurda yoktur’
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“2003 yılında otuz, kırk kişi tarafından yapılan ilk yürüyüş, gittikçe artan sayıda insanın katılımı ile on iki yıl boyunca çok sesli, çok renkli olarak coşkuyla gerçekleşti.
“2015 yılında yürüyüş için bir araya gelen onbinlerce insan beklenmedik polis müdahalesi ile karşılaştı ve takip eden dört yılda da yürüyüşümüz İstanbul Valiliği tarafından çeşitli bahanelerle hukuksuzca yasaklandı. Buna rağmen, hiçbir zaman Taksim’i ve İstiklal’i terk etmedik.
“2016’da ‘Bizler yürüyüşlerimizde, dünya tarihinde bizim payımıza düşen bu karanlık zamana aşkımız ve arzumuzla kafa tutarız’ dedik. 2017’de ‘Basın açıklaması haktır, protesto haktır, örgütlenme, itiraz ve mücadele etme haktır; izne tabii tutulamaz’ dedik. 2018’te ‘Bugün burada varoluşumuzun verdiği onurla ve onurumuzun verdiği güçle bizlere sınırlar çekmeye çalışanlarla alay ediyoruz.’ dedik. 2019’da ‘Eşitliğin olmadığı bir toplumda huzur da mümkün değildir.’ dedik.
‘İstanbul’un her köşesinde hafızalarımız var’
“İstanbul Onur Yürüyüşü, bu coğrafyanın en barışçıl ve en kitlesel eylemlerinden biridir. Bizi tarihsizleştirmeye çalışan muktedirlere sesleniyoruz: Bizler varız, mücadelemiz var, tarihimiz var. Sizlerin onayına muhtaç olmayan hatıralarımız, silip süpüremeyeceğiniz yaşanmışlıklarımız var bizim. Polisinizle, bekçinizle, ablukanızla ‘temize çekemediğiniz’, buldozerlerinizle ‘dönüştüremediğiniz’, inatla, aşkla İstanbul’un her köşesinde yaşayan, yaşatılan hafızalarımız var.
“Ülker Sokağı yaşamış ’99 altın kelebeği’, Avcılar Meis Sitesi’ndeki arkadaşlarımızın direnişini nasıl unuturuz! Gezi Parkı’nın, Başkurt Sokağın, Pürtelaş’ın, Küçük Bayram Sokağın, Kazancı Yokuşu’nun dili olsa da konuşsa! Ya Boğaziçi Köprüsü’nden sallandırdığımız o dev gökkuşağı bayrağı, Fındıklı salı pazarı yokuşunda gökkuşağı renklerine boyadığımız o merdivenler… İzlerimizi nasıl sileceksiniz?! İstiklal Caddesi, Tünel… ah çok özledik.
‘Tam buradayız’
“80’lerde Gezi Parkı merdivenlerinde hayat bulan, 90’larda görünürlük kazanan, 2003’ten bu yana İstiklal’de eşitlik ve özgürlük diye haykıran ve her geçen gün bir araya gelerek güçlenen varlığımızla işte tam buradayız. Mücadelemiz ve tarihimiz ile onur duyuyoruz. Biliniz ki, bugün fiziksel olarak Taksim’de değilsek yasaklarınızdan ya da zulmünüzden korktuğumuzdan değil, birbirimizin sağlığını, bizi eşit yurttaş olarak kabul etmeyen devletten daha çok düşündüğümüz içindir.
‘Siz gideceksiniz’
“Halkın sağlığını, geçim sıkıntısını, işsizliği, yoksulluğu görmezden gelebilirsiniz. Hepimizin yaşam derdine düştüğü bir dönemde, bizleri tüm kötülüklerin sebebi gibi göstermekten bir nebze olsun hicap duymayabilirsiniz. Her geçen gün büyüttüğünüz adaletsiz düzeninize güvenebilir, iktidarınızı korumak için bu zamana kadar yaptıklarınızı ve daha da fazlasını yapabilirsiniz. Ancak sonucu değiştiremezsiniz. Siz gideceksiniz, biz burada ve birlikte olmaya devam edeceğiz.
“Ne bedenlerimiz, ne kimliklerimiz, ne deneyimlerimiz, ne varoluş biçimlerimiz ne de mücadelemiz homojen. Bilgi ve medya üretimi adı altında LGBTİ+’ları söylemsel şiddetle tektipleştirme, şeylere indirgeme, karikatürize etme, bizi alışılmış düşünce ve temsil kalıplarının içinde tutsaklaştırma çabaları dün olduğu gibi bugün de nafile!
“Toplumun tüm kesimlerine sesleniyoruz: LGBTİ+’ların içinde olmadığı, sözümüzün ve eylemlerimizin dikkate alınmadığı bir anayasal ve toplumsal düzen oluşturma planı ancak ve ancak başarısızlıkla sonuçlanacaktır. LGBTİ+ hareketi bu ülkenin eşitlik, özgürlük, barış ve demokrasi yolunda olmazsa olmaz parçalarından biridir. Bu yolda birlikte yürümekte kararlı olanlara bu zamana kadar olduğu gibi bundan sonra da umut olacak, güç katacaktır.
“Bugün farklı bağlamlarda dünyada yaşananların ve özellikle küresel salgının bir kez daha gösterdiği gibi birlikte adilce yaşamanın yollarını bulmak, etik ve sorumlulukla hareket etmek zorundayız.
‘Baskı ve ayrımcılığı reddedeceğiz’
“Biz birlikte yaşamı hem mümkün kılacak hem perçinleyip güzelleştirecek şiddetsizliğe, türcülükten uzak, ekolojik, anti-militarist, ırkçılık karşıtı, hak odaklı bir demokrasi zeminine inanıyor, bunu dayanışmamızla örmeye çalışıyoruz. Pusulamız kesişimsel kuir, trans-feminist politikalar. Gücümüz birbirine karışan düşüncelerimiz, sorularımız, seslerimiz, sessizliklerimiz… Bizi biz yapan onurumuz.
“Tekrar ediyoruz: baskı ve ayrımcılık kimden gelirse gelsin reddedeceğiz. Bizi eşitleri olarak görmeyenlerle de eşitliği lütuf gibi sunanlarla da mücadele edeceğiz. İsteseniz de istemeseniz de eşitleneceğiz.
“28. Onur Haftamız ve 18. Onur Yürüyüşümüz hepimize kutlu ve mutlu olsun!”