İzmir: İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından işine son verilen Mahir Kılıç, belediye binası önünde haftalardır açlık grevinde. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin alt kuruluşu olan İZENERJİ A.Ş’de 2010’dan bu yana çalışan Kılıç 2 ay önce Büyükşehir belediyesine açmış olduğu kadro ve ilave tediye davası nedeniyle işlerinde atıldı. Mahir Kılıç ile yaptığımız röportajda 20’li günleri aran grevi ve işlerini geri isteyen arkadaşlarıyla İBB önünde direnişte olduklarını belirtti.
-Açlık grevi direnişine nasıl karar verdiniz?
-Mahir Kılıç: Açlık grevi direnişi işçi platformunda en son noktadır. Açlık grevi insanlar tarafından çok onaylanan bir direniş tarzı değildir. Fakat İBB yapmış olduğu hamle ile beni işten çıkartarak beni ve ailemi açlığa mahkum etti. Ben bu açlık grevi direnişinin kazanımla sonuçlanacağına inanıyorum beklentimiz bu yönde.
-Direniş 20’li günleri aştı. Genel olarak nasıl tepkilerle karşılaşıyorsunuz?
-İBB de işten çıkartılan 220 den fazla işçi arkadaşımız var fakat burada direnen 15 arkadaşız insanların artık kendilerini sorgulamaları gerekiyor diye düşünüyorum. Çünkü bu kavga benim ve yanımdaki desteğe gelen arkadaşların kavgası değil. Bu kavgayı ne kadar büyütülebilirsek sürecimiz daha çok ses getirecek ve kısalacaktır. Ben bugün açlık grevinin 23. gününü bitirmek üzereyim her geçen gün tepkiler artıyor desteğe gelen insanlar fazlalaşıyor. İlk günlerde bizlere selam vermeyen çekinen tedirgin olan işçi arkadaşlarımız vardı, şimdi her geçen gün bu tabu yıkılıyor. Çünkü insanlar burada bir haksızlık olduğunu biliyor ve burada direnen bizler haksızlığa, hukuksuzluğa, adaletsizliğe başkaldırmış durumdayız. Bu baş kaldırışımız kazanımla sonuçlanacak. Diğer işten atılan arkadaşlar, gelin bu kavgayı birlikte sahiplenelim.
-“Sosyal demokrat” olarak kendisini tanıtan İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin direnişinize karşı tutumu nasıl?
-Ben sonuçta bir direniş sergiliyorum. Burada direnişimizin kazanımına odaklıyım. Ortada haksız, hukuksuz, adaletsiz bir şekilde işlerinden çıkarılan 220 den fazla işçi var. Bizimde talebimiz islerimize geri alınmaktır. Biz İBB nezdinde, İzmir halkına hizmet eden işçileriz. Bugüne kadar bunu layıkıyla yerine getirdiğimizi düşünüyoruz. Bugün belediye başkanının duruşundan ziyade bizlerin mücadelesi benim için önem taşıyor. Bu mücadeleyi sonuna kadar götüreceğimizden kimsenin şüphesi olmasın.
-Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın açlık grevi direnişi de devam ediyor. Buradan hak mücadelesi verenler olarak onlara dair söyleyecekleriniz var mıdır?
-Nuriye ve semih hocamız bizim için çok büyük bir onur, çok büyük bir gurur. Kendilerinden güç alıyorum. Onlar direndikçe benim direncim artıyor. Yüksel direnişçilerine de Nuriye ve Semih hocamın kavgasını büyütenlere de bin selam olsun diyorum. Sürecimiz devam ediyor devam edecektir, ta ki bizler işlerimize geri dönene kadar. Nasıl orda Nuriye ve Semih hocamız faşizme karşı direniyorsa, ben de burada direniyorum, direnmeye devam edeceğim.