Antik Yunan düşünürlerinden Diodorus; “yasaları herkes için eşitlik temelinde yapıp mülkiyeti eşitsiz bölüştürmek aptalcadır” derken kuşkusuz ki aklında günümüzün Yunanistan’ı yoktu. Ama kuşkusuz ki çok derin bir sezgiyle içinde bulunduğu sınıflı toplumun gerçeğine işaret ediyordu. Günümüz Yunanistan’ının içinde bulunduğu durum bu gerçekten bağımsız değildir. Yunan halkı bir yandan emperyalizm diğer yandan ise Yunan komprador burjuvalarının, kendisine dayattıkları aptalca çözüm önerileriyle boğuşmaktadır. Sorunun temeline inilmediği, yani sınıflı toplum gerçeği hedeflenmediği müddetçe, Yunanistan’ın kurtuluşu mümkün görünmemektedir.
Günümüz Yunanistan’ında Syriza hükümetinin halka, AB emperyalistlerinin yani kreditörlerin ekonomik krizden çıkmak için önerdiği şartlara ne diyorsunuz diye sorduğu 5 Temmuz referandumunda kendilerini de korkutan güçlü bir hayır çıktı. Syriza’nın “OXI”si ile halkın “OXI”si arasında temelden bir fark olduğuna dair doğru önerme, daha bu referandumumda verilen hayır oylarının mürekkebi kurumadan yaşananlarla açığa çıktı.5 Temmuz’da gerçekleştirilen referandumumdan sonra Syriza Hükümeti mecliste AB emperyalistlerine teklif edilmek üzere bir reform paketi sundu. Bu pakette, Syriza hükümeti tarafından kreditörlere sunulmak üzere 2018′e kadar aşamalı olarak yüzde 3.5 oranında faiz dışı kredi sağlanması hedefiyle 12 milyar Euro’luk tasarruf tedbirlerini yapılacağı önerisi yer alıyordu.
Syriza’nın Yunan halkına yeni yükümlülükler dayatan reform paketi teklifi, hükümet ve muhalefet partilerinden 250 milletvekilinin ”evet” oyu ile reform paketi geçti. Oylamada Aleksis Çipras’a, kreditörlerle müzakere yetkisi veren yasa tasarısı da oy çoğunluğuyla kabul edildi. (11 Temmuz) 290 milletvekilinin katıldığı oylamada, hükümette bulunan bazı milletvekilleriyle muhalefet partilerinden 32 milletvekili ”hayır” oyu kullanırken 8 milletvekili çekimser kaldı. Eski Maliye Bakanı Yanis Varufakis oylamaya katılmadı.
Son 5 yılda toplam 240 milyar avroluk 2 kurtarma paketine rağmen ekonomiyi düzlüğe çıkaramayan Yunanistan hâkim sınıfları bir kez daha AB emperyalistlerinden çözüm beklemektedir. Ancak bu kez farklı olan solcu Syriza hükümetinin yeni bir kurtarma paketi önerisi yapmasıdır. Syriza halkın AB emperyalistlerinin sunduğu “kurtarma paketleri”ne ve bunların sonucunda ortaya çıkan işsizliğe ve derin yoksulluğa karşı vermiş olduğu güçlü hayır tepkisini, yeni bir “kurtarma paketi” hazırlayarak yanıt olmuş durumdadır. Bunun halkın OXI”si ile ilgisi olmadığı açıktır.
Syriza hükümeti AB emperyalistlerine önerdiği bu 3 yıl süreli üçüncü “kurtarma paketi” için kreditörlerden 53,5 milyar avro talep etmektedir. Bunun karşılığın da Syriza hükümeti, AB emperyalistlerine emeklilik reformu taahhüt etmekte, vergileri artırma ve yeni özelleştirmeler dahil bir dizi kemer sıkma önlemi önermektedir. Diğer bir ifadeyle Syriza Hükümeti, Yunan halkına AB emperyalistlerinin dayattığı neoliberal politikaları uygulayacağım demektedir. Bu politikaların Yunanistan’ı getirdiği durum ortadayken ve üstelikte daha önceden uygulanan iki “kurtarma paketi”nin hiçbir işe yaramadığı açıkken, Syriza hükümetinin çözümünün çözüm olmayacağı açıktır. Bu “çözüm”de Yunan halkına daha fazla işsizlik, yoksulluk ve açlık olacağı kesindir.
“Gecikmiş ve yetersiz bir adım”
Öte yandan AB emperyalistleri ise Syriza hükümetinin bu reform önerilerini içeren paketini “gecikmiş ve yetersiz bir adım” olarak değerlendirdiklerini açıkladırlar. Yunanistan’ı 5 Temmuz’da düzenlenen referandumda halkın AB emperyalistlerinin ve kreditörlerin şartlarını reddetmesi üzerine Salı günü Brüksel’de toplanan AB emperyalizmi temsilcileri yeni kurtarma paketi için Atina’ya 5 gün süre tanımıştı. Bu sürenin sonucunda toplanan Avro Bölgesi maliye bakanları 3 yıllık yeni bir kurtarma paketi için başvuran Yunanistan’ın reform taahhütlerini yetersiz bulduklarını açıkladılar.
Avro Grubu Başkanı ve Hollanda Maliye Bakanı Jeroen Dijsselbloem, toplantının ardından yaptığı kısa açıklamada “Yunanistan’ın teklifini derinlemesine konuştuk. Kredibilite ve güven meselelerini tartıştık. Hala çok zor fakat çalışmalar hala ilerliyor” dedi. (12 Temmuz). Brüksel’deki maliye bakanlarının 8 saati aşan toplantısı sonuçsuz kalırken, (ki bu aslında Yunan halkına bir gözdağıdır) 12 Temmuz’daki AB Zirvesi öncesinde yeni bir toplantı yapılacağı açıklandı.
Kısacası emperyalizmin Yunan halkını terbiye etme çalışmaları tüm hızıyla sürmektedir. Syriza ise bu politikalara açıktan cephe almak yerine, yeni yeni “kurtarma paketleri”yle çanak tutmakta, Yunan halkının emperyalistlere olan öfkesini arkasına alarak adeta “top çevirmekte”dir. Yunan halkının emperyalizme ve onun yerli işbirlikçileri olan komprador burjuvalara olan tepkisini massederek günü kurtarmaya çalışmaktadır. Emperyalizme, kapitalizme ve onların fıtratında olan, eşitsizliğe, sömürüye karşı güçlü bir itiraz yerine (ki Yunan halkı “OXI”si ile bunu söyledi), daha adil, onurlu bir kapitalizmden bahsetmekte, yeni “kurtarma paketleri”yle borçların ödeneceğinden dem vurmaktadır. Bunun “aptalca bir çözüm” (daha doğrusu çözüm olamayacağını) olduğunu, temel meselenin günümüzden binlerce yıl önce Diodorus’un söylediği sözün içeriğinde olduğunu unutmuş görünmektedirler.
Yunanistan’ın ve esas olarak da Yunan halkının bugün yaşamak zorunda bırakıldığı koşullar, AB emperyalizminden, kapitalist sistemden bağımsız değildir. Bu sistemi hedeflemeyen hiçbir adım, Yunan halkının sorununa çare olamayacaktır. Çözüm olarak sunulanlar, sistemin bekasının devam ettirmekten başka bir amaç taşımamaktadır. Yunan halkı dün olduğu gibi, bundan sonrada AB emperyalistlerinin ve onların işbirlikçi Yunan burjuvalarının politikalarına karşı tepkilerini dile getirmeye devam edecektir. Bu tepkilerin nasıl bir boyutta süreceği, nitel bir sıçrama yaratıp yaratmayacağı, tamamen Yunan komünistlerinin, devrimcilerinin çalışmalarına bağladır. Görünen Yunan halkını zorlu günler beklediğidir.