“MİT Planlarını ortaya çıkardı! Suriye’de ‘Ermeni Taburu’ kurdular” başlıklı 15 Mayıs tarihli haber, TC devletinin psikolojik savaş konseptinin bir örneği olarak servis edilmiş.
Haber yine Kürt Ulusal Özgürlük Hareketini emperyal güçlerin bir taşeronu olarak nitelerken işin içine bu defa ASALA’yı da dahil etmeyi unutmuyor. Vatan Gazetesi, kimsenin “görmediğini” ve “bilmediğini” su yüzüne çıkararak yine büyük bir gazetecilik örneği ortaya koyuyor:
“PYD’nin ABD’den aldığı desteği güçlendirmek üzere uluslararası kamuoyunun dikkatini Suriye’ye çekmek için kurduğu bu yapının kuruluşu, organizasyon şeması ve planları Türkiye tarafından tespit edildi. Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) kaynaklarına göre bu yapı içinde, 40-50 civarında silahlı unsur barındırıyor. PKK/PYD’nin bu sözde taburu ‘Ermeni soykırımı’ propagandaları ve ‘SDG’nin bölgedeki tüm azınlıkları temsil ettiği’ söylemlerini işlemek için kullandığı gelen bilgiler arasında.”
İktidarın basın bürosu olarak işlev kazanan Sabah gazetesine atıf yapılan haberde, Taburun kurulma amacına ve işleyişine dair çok sayıda manipülatif bilgiye yer veriliyor.
Haber, psikolojik savaş yöntemlerinden biri olan dezenformasyona sık sık başvuruyor. Taburda Ermeni olmadığı, Ermeniler tarafından Taburun sahiplenilmediği, Taburun kurulmasının huzur ve güven içinde yaşayan Ermenileri rahatsız ettiği vb. vb. çok sayıda yanlı, yalan bilgi barındırıyor.
Haberde Taburun adını aldığı Nubar Ozanyan’dan, mücadele yaşamı ve kişiliğinden ise hiç söz edilmiyor.
Taburun, Kaypakkaya geleneği ile kurduğu güçlü ilişkiler, bu geleneğin Ermeni Soykırımına dair tespitleri ve duruşuna da elbette yer verilmiyor. Bu konuda ifade edilen tek bilgi “Sözde taburun komutanlığını TKP/ML yanlısı Marksist/Leninist görüşleri ile tanınan Monte Vartanyan, yardımcılıklarını ise Nubar Melkonyan ile Masis Mutanyan yürütüyor.” şeklinde.
Vatan Gazetesi Bunu Neden Yapıyor?
Vatan Gazetesi, Rojava’da Kürt ve Ermenilerin, TC devleti, DAİŞ ile artığı çetelerin saldırıları karşısında toprağını, kimliğini ve onurunu korumak adına ortaya koyduğu pratiği tıpkı Sabah gazetesinin yaptığı gibi çarpıtarak, deforme ederek psikolojik savaş kapsamında okuyucularına aktarıyor.
Halk TV’den FOX’a ATV’den Habertürk veya NTV’ye kadar tüm basın ve medya kuruluşları, söz konusu işçi ve emekçiler, Kürtler ve Ermeniler olduğunda ortak bir çizgide birleşmekten imtina etmiyor.
FOX ile ATV arasında kanlı bıçaklı bir kavga sürerken bile mevzu Kürtlere ve Ermenilere geldiğinde aralarındaki husumeti bir kenara bırakıp ortak düşmana karşı mevziye girmekten çekinmiyorlar. Basının bu tutumu, Türk egemen sınıflarının bu iki konudaki tarihsel tutumlarını yansıtıyor. Rojava’da Kürtlerin 2011’den bu yana ortaya koyduğu irade ve gerçekleştirdikleri devrime tahammül edemeyen TC devleti, önce çeteler sonrada bu işe yaramayınca doğrudan kendisi buraya karşı saldırıya geçti.
Rojava’nın pek çok yeri işgal edildi, köyler yakıldı, on binlerce insan göç ettirildi. Rojava halklarının birikimlerine, değerlerine, kültürüne yönelik sistemli bir asimilasyon ve imha politikası yürürlüğe sokuldu. Nitekim bu politika hala tüm şiddetiyle devam ediyor.
1915 Ermeni Soykırımı ile Suriye’nin çöllerine ölsünler diye sürülen Ermenilerden hayatta kalabilenler, yaşama tutunabilenler, geçen süre içinde acılarını damıtarak yeniden ayağa doğrulmaya çalıştı. Yani Ermeniler en az 100 yıldır Suriye/Rojava topraklarında yaşıyor. Tıpkı Süryaniler, Keldaniler ve diğer halklar gibi.
TC devleti, 100 yıl sonra Osmanlı’dan devraldığı geleneği sürdürerek, bir kez daha Ermenileri yerinden toprağından ediyor, öldürüyor tüm değerlerine el koyuyor. Ancak Ermeniler tıpkı Musa Dağ’da, Karadeniz’de yaptıkları gibi, bu defa da direnişe sarıldı. TKP-ML üyesi yiğit komutan Martager Nubar Ozanyan ve yoldaşlarının öncülüğünde ulusal kimliğine, değerlerine ve geleceklerine sahip çıktı ve Şehit Nubar Ozanyan Ermeni Taburunu kurdu.
Tabur, her şeyden önce kendi topraklarını ve onurunu koruyor. Saldırgan ve işgalci olan, yağma ve talanı bir politika olarak yaşama geçiren TC’ye karşı vatanını savunuyor.
Elbette bunu Vatan Gazetesinin editörleri de çok iyi biliyor. Ancak onlar da diğer zalimlerin yaptığı gibi gerçeği karartma, yalan bilgilerle Türk halkının ve diğer milliyetlerin bilincini karatma; ulus ve milliyetler arasında düşmanlık tohumları serpme politikasına sığınıyor.
Dediğimiz gibi işgalci gerçekliği örtmenin başkaca bir yolu da yok zaten!
Tüm manipülasyonlara ve saldırılara karşın Nubar Ozanyan Ermeni Taburu, YPG/YPJ ile TKP-ML TİKKO’nun içinde bulunduğu devrimci güçlerle birlikte, işgal ve ilhak saldırılarına karşı direnmeyi sürdürecek.
Yani anlayacağınız Vatan Gazetesi’ne daha çok yapacak haber çıkacak!
Bir Partizan