Avrupa ülkelerinin birçoğunda yapılan parlamento ve eyalet seçimlerinde ırkçı-faşist partilerin oylarını sürekli yükseltmeleri, zemini giderek güçlenen sistemin yeni bir dünya savaşına hazırlığının köşe taşlarını oluşturmaktadır.
Emperyalist sistem dışa yönelik; bölgesel savaşlar, işgaller ve soykırımlarla bu sürece hazırlanırken, tek tek ülkelerde içe yönelikte baskıları geliştirmektedir. Son yıllarda bütün Avrupa ülkelerinde ardı ardına çıkartılan yeni güvenlik yasalarıyla, istihbarat ve polis teşkilatlarına düşman hukuku uygulama yetkisini genişleterek sunmaktadır. Aynı şekilde toplantı ve gösteri yasalarındaki değişikliklerle, işçi ve emekçilerin gösteri ve grev hakkı giderek kısıtlanmaktadır.
Geliştirilen ırkçı ve faşizan politikalarla faşist partilerin eylem ve örgütlenme yetileri giderek güçlendirilmektedir.
Adeta kitleler içinde nasyonalizm geliştirilmektedir. Özellikle de göçmenler ve mülteciler üzerinden yürütülen teşhir kampanyaları, bu yönelimlerini beslemektedir. Genç kitleleri emperyalist politikalarına hizmet etmek için geliştirilen militarist politikalar, okullara kadar taşınmış durumdadır. Yaygınlaştırılan bu siyaset, kadınlara katliam olarak geri dönmektedir. Son yıllarda Avrupa’nın tüm ülkelerinde kadına yönelik şiddet ve katliamın oranı her gün daha da artmaktadır.
Tüm bu gelişmeler, sistemin Avrupa’da (tabi ki tüm dünyada) savaşa yönelik yatırımlarının bir sonucudur. Bu yatırımların ana başlıkları da savaş hükümetleri oluşturmak, silah üretiminde yoğunlaşmak ve militarizmi geliştirmektir. Bu yönelimlerini hayata geçirmek için, gelişebilecek karşı koyuşları ezmek ve bu yolda olabilecek engelleri temizlemek temel öncelikleri olacaktır.
Emperyalist-kapitalist sistemin bu yönelimini teşhir etmek, kitlelerle bağ kurmak ve örgütlemek, yerli ve göçmen örgütlerle birleşik mücadeleyi geliştirmek amacıyla ATİK (Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu) 1 Eylül’den itibaren bir kampanya başlattığını kamuoyuna duyurdu.
Kampanya “Emperyalizme ve Faşizme Karşı; Ayağa Kalk, Geleceği Kazan” sloganı altında yürütülmektedir. Kampanya merkezi olarak ATİK çatısı altında örgütlü olan; Yeni Kadın, Yeni Demokratik Gençlik (YDG) imzasıyla kamuoyuna açıklandı. Aynı şekilde ülke federasyonları ve ülke komitelerinin de bu kampanyanın birer özneleri olduğu da yapılan açıklamalarda yer almaktadır.
Kampanya Çerçevesinde Neler Yapıldı ve Yapılacak?
Kampanyaya “1 Eylül Dünya Barış Günü” vesilesiyle çıkartılan bildiriyle start verildi.
Ardından ATİK, Yeni Kadın ve YDG imzasıyla; Türkçe, İngilizce, Fransızca, Flamanca ve Almanca dillerinde bir broşür yayınlanarak, kampanyanın politik hedef ve amaçları kitlelerle buluşturulmaya çalışılmaktadır.
Kampanyanın ikinci aşaması olarak; ATİK, Yeni Kadın ve YDG temsilcilerinin katıldığı geniş kitlelerle buluşmak amacıyla alanlarda paneller düzenlenmeye devam edilmektedir. Avrupa’nın birçok merkezinde düzenlenen bu panellerde; dünyada giderek zemini güçlenen emperyalist savaş tehlikesi, Avrupa’da gelişen iç faşistleşme, militarizm ve göçmen düşmanlığı, emperyalist savaş tehlikesi ve kadınlar, Avrupa’da gelişen ırkçılık, militarizm ve gençlik başlıkları ele alınmaktadır.
Yapılan bu panellere kitlelerin ilgisinin yoğun olduğu gözle görülmektedir. Paneller birçok bölgede gelecek dönem yoğun bir şekilde örgütlenecektir. Ayrıca Avrupa’nın birçok merkezinde yapılan yürüyüş ve mitinglere katılım sağlanarak, hazırlanan pankartlar taşınarak ve broşürler dağıtılarak kampanyanın tanıtımı yapılmaktadır.
Kampanyanın bundan sonraki aşaması panellerle birlikte, kitle eylemleriyle devam edecektir. Şehir merkezlerinde enformasyon masaları açma, kitle gösterileri düzenleme ve düzenlenecek kitle gösterilerine güçlü katılarak, kampanyayı görsel kılmak ve savaş sanayisini teşhir etmek için silah üreten fabrikaların önünde mitingler düzenlenerek devam edilecektir.
Ayrıca kampanya çerçevesinde, geniş kitlelerin katılacağı ve tartışma yürüteceği dönemsel Webinerler (Online seminer) örgütlenecektir. Sosyal medya hesaplarında kampanya çerçevesinde çeşitli kampanyalar örgütlenecektir. Genç kitlelerle kampanyayı buluşturmak en önemli adım ise; YDG önderliğinde gerçekleştirilecek olan, “Gençlik Irkçılığa ve Militarizme Karşı” yürüyüşüdür. Yürüyüş, 9 Kasım’da Frankfurt’da düzenlenecektir.
Aynı gün YDG’nin düzenlediği ikinci etkinlik olan, “32. Gençlik ve Kültür Sanat Festivali” de kampanyanın gençlik ayağını oluşturacaktır.
Yeni Kadın, “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü”nü de kampanya çerçevesinde ele alacaktır. Emperyalist dünya savaşının kadına yönelik yansıması ve bunun sonucu olarak kadına yönelik şiddetin giderek artması üzerinden Yeni Kadın kendi kampanyasını sürdürecektir.
Kampanya NATO Karşıtı Yürüyüşte Sonuçlandırılacaktır
Kampanya, ATİK’in, 15 Şubat 2025 tarihinde Münih’te yapılacak olan ‘NATO Güvenlik Zirvesi’ne karşı yapılacak merkezi yürüyüşe güçlü katılımıyla sonuçlandıracaktır.
NATO’nun her yıl düzenlediği bu zirveye karşı Almanya’da kitlesel bir protesto gerçekleştirilmektedir. Bu zirvede, NATO ülkelerindeki silah üreticileri yoğun katılmakta ve yeni savaş stratejileri üzerine yönelim belirlenmektedir. Bundan dolayı, emperyalist saldırganlığı ve militarizmi teşhir etmek açısından önemli bir gündür, bundan dolayı da kampanyanın burada bitirilmesi oldukça önemlidir.
Dünyanın birçok ülkesinde geliştirilen bölgesel savaşları ve emperyalizmin saldırganlığını teşhir etmek, kitlelerle ilişkilenmek, yerli ve göçmen örgütleriyle birleşik mücadeleyi geliştirmek açısından bu olumlu yönelimi sahiplenip büyütmek gerekiyor.
Somut siyasal belirlemeler doğrultusunda hedefi net olan bu kampanya, kitlelerle buluşmanın önemli bir adımı olacaktır.