Güncel

YORUM |   2024 Yılı Gençlik Panaroması: Düzen Sınırlarına Sığmıyor, İsyanı Mayalıyoruz!

"Açıktır ki; geride bıraktığımız yıl, ortaya koyulan her eylem ve pratiğin bastırılmak istendiği, bunun gerçekleştirilemediği koşullarda ise verili düzen sınırlarında kendi talep ve istekleriyle sınırlı bir biçimde kalmasını hedeflendiği çokça örneğini sunmaktadır"

2024 yılı önceki yıla benzerliği açısından halka açlık sınırının altında bir yaşamın dayatıldığı, yoksulluk cenderesinde savaş tamtamları arasında geleceksizlik kıskacında geçen bir yıl oldu. Bir yandan halkımız açısından açlık ve yoksulluk çanlarıyla başlarken, bir yandan 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana Siyonist İsrail devletinin aldığı darbelerin hıncını Filistin halkından çıkarmak istercesine resmi rakamlara göre 40 binin üzerinde insanın katledildiği, milyonlarca insanın göç yollarına mahkum edildiği savaş haberleriyle başladı.

Emperyalistlerin Ortadoğu’daki yayılmacı soykırım politikalarının gölgesi altında başlayan yeni yıl, AKP-MHP iktidarının “savaş kapımızda” açıklamalarıyla geniş halk yığınlarının korku ve kaygılarını büyüten, geleceksizliği derinleştiren bir hal aldı. Halka sefalet dayatılırken,  savaş tamtamlarıyla sukunet sağlanmak istendi. Filistin için döktükleri gözyaşlarıyla katliam ortaklığı gizlenmek, İsrail devletiyle kurulan askeri-ekonomik işbirliği perdelenmek istenirken, halkın yaşadığı geleceksizlik karşısında sessizliğini koruması istendi.

2024 yılı bu atmosferde, faşist TC  devletinin Siyonist İsrail devletiyle işbirliğini, TC  devletinin katliam ortaklığı, İsrail ve emperyalist ortaklarının Filistin halkına uyguladığı işgal ve soykırım politikalarını Kürt ulusuna uyguladığını teşhir  eden gençlik eylemleriyle başladı.

Geçtiğimiz yılın Ocak ayında adeta arka arkaya yaşanan genç intiharları gençlik kitlelerine dayatılan geleceksizliği gözler önüne sererken gençlik birçok kentte intihara sürüklenen öğrencilerin neden intihara sürüklendiğini teşhir eden umudu ve mücadeleyi büyütme çağrısında bulunan açıklamalar, yürüyüşler gerçekleştirdi. Polis şiddetine, faşizmin haber ajansları tarafından gerçekleştirilen yalan ve manipülasyona rağmen gerçekleştirilen açıklamalar, savaş ve yoksulluk cenderesinde gençliğin yaşadığı geleceksizliği ifade ederken, gençlik kitleleri açısından umudu büyütmenin kendi öz gücünü örgütlemenin çağrısı oldu.

2024 yılı 6 Şubat depreminin birinci yılı olduğu için özgün bir yıl oldu. Depremin gerçekleşmesinin ardından yaşanan katliamın boyutu, yıkımın sonuçları, açığa çıkan sorun ve çelişkilerin çözümü konusunda en azami sorumlulukla hareket eden gençlik açısından depremin birinci yıldönümü, tablonun dışavurumu açısından önemli bir parametre oldu.

On binlerce insanın (resmi rakamlara göre 50 bini aşkın, Murat Kurum’un ifade ettiğine göre 110 bin kişinin) katledildiği bir depremin sorumlularının yargılanmaması, halkı ölüme sürükleyen düzenin sürgit devam etmesine yönelik itiraz, halktan zorla alınan vergilerin hortumlanması, depremin ilk günlerinde yıkımın boyutuna rağmen devlet kuruluşlarının gerçekleştirdiği vurgunlar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Alevi inancına mensup halk kitlelerinin bulunduğu bölgeleri “sahipsiz” bıraktığını apaçık ifade etmesine karşın halkın ve gençliğin öfkesinin değil yasın devam ettiğini gösterdi. Gerçekleşen anmalar halkın öfkesinin içte yanmaya devam ettiğinin işaretiydi. Bunun politik devrimci bir güce dönüşmesi için devrimci sorumluluklarımızı hatırlatan anmalar yaşandı.

Taksim iradesini savunmak

8 Mart’ta binlerce kadın sokaklara çıktı. Genç kadınlar, devletin tüm baskı sindirme politikalarına rağmen mücadeleyi büyütmekte, kazanımlarını korumakta kararlı olduklarını gösterdi. Kampüslerden sokağa; evden yurda her sözün ve eylemin öncüsü olan genç kadınlar, 8 Mart’ı sahiplenmeye, birliğini büyütmek için bir adım öne çıkmaya hazır olduğunu gösterdi.

Halkın yoksulluğunu sahte vaatlerle avutmak, rant planları eşliğinde gerçekleştirilen yerel seçimler, AKP-MHP iktidarının yenilgisiyle sonuçlanırken T.Kürdistanı’nda halk iradesinin somut pratiğiyle sonuçlandı. Arka arkaya kayyum atanarak iradesi gasp edilen halk, kayyum atanan tüm belediyelerde tekrar iradesini kazanımlarını savunacağını gösterdi.

Van Büyükşehir Belediyesi’ne, seçimin hemen ardından Abdullah Zeydan’ın belediye başkanlığını kabul etmeyerek kayyum atanmak istenmesine karşı, Van’da ve tüm kentlerde örgütlenen eylemlerle halk tepki gösterdi. Serhildan ruhuyla sokaklara çıkan halkın iradesi karşısında devlet geri adım atarak saldırısını ötelemeye, başka saldırı planlarını devreye koymaya karar verdi. Hakkari’de, Mardin’de, Batman’da, Esenyurt’ta, Halfeti’de, gençliğin direnişiyle karşılaşan devlet, kayyum uygulamaları karşısında nasıl geri adım atacağını gösterirken açığa çıkan pratik süreç kitleler nezdinde bu yönlü istikrarlı bir eylem pratiği gerçekleştirilemese dahi gençliğin direnişi sürdürdüğünü gösterdi.

Devrimci-demokratik kurumlar açısından İstanbul 1 Mayıs’ının adresi olan Taksim Meydanı, bu yıl CHP’nin ve ideolojik etkisi altında bulunan sendikaların işaret ettiği adreslerden biri oldu. 2024 1 Mayıs’ı  işçilerin halk kitlelerin görünmez kılınmak istenen talep ve mücadeleleri açısından önemli bir dönüm noktası oldu. İşçi sınıfı başta olmak üzere kadınların, LGBTİ+’ların Kürt ulusunun, halk kitlelerinin çelişkilerinin yoğunlaştığı böyle bir tarihsel kesitte seçimler gündemiyle öfkesi, enerjisi soğurulmak, sözü, eylemi polis şiddetiyle bastırılmak istenen milyonlarca insanın birliğini göstereceği bir gün olan 1 Mayıs, CHP ve sendika bürokratlarının katılımıyla sınırlı bir anmayla geçiştirilmek istendi. Ancak başta gençlik olmak üzere Taksim hedefiyle Saraçhane’ye giden kitlenin Taksim’e yürüme iradesi göstermesiyle 1 Mayıs gününden geriye kalan başta Saraçhane meydanı olmak üzere Taksim’i birçok noktadan zorlayan kararlılık oldu.

Devrimci-demokratik güçlerin bir kısmı “1 Mayıs Alanı Taksim’dir” açıklaması yaptıktan sonra Saraçhane Meydanı’na giderek Taksim iradesini kırmış ve sarı sendikal anlayışların peşine takılsa da YDG’nin de içinde olduğu sınırlı sayıda devrimci-demokratik güç, yaptıkları açıklama ve çıkışların arkasında durarak Okmeydanı’ndan Taksim’e yürüme iradesi ortaya koymuştur. 1 Mayıs 2024, sarı sendikal anlayışlar ile onları yörüngesine giren ve Taksim talebinin içini boşaltan anlayışlar ile Taksim iradesini savunan devrimci tutum arasındaki farkı da gösterdi.

Sözümüzün ve eylemimizin parolası…

2024 yılınının son dönemecinde yaşananlar ise bu yılın deneyimlerini özetleyen bir içeriğe sahip; İkbal ve Ayşenur’un katledilmesinin ardından genç kadınların öncülüğünde ortaya konulan eylemlerin “Jin Jiyan Azadi!” sloganı üzerinden hedef alınarak bölünmeye, eylemlerin politik mahiyetinin üzerinin örtülmeye çalışıldı… DEM Parti ve CHP’nin gerçekleştirdiği kent uzlaşısının adayı Esenyurt Belediye Başkanı’nın, Kürt kimliği hedef alınarak tutuklanmasıyla atanan kayyumun meşrulaştırılmaya çalışıldı. İrili ufaklı gerçekleştirilen tüm işçi eylemlerinden tutalım, her türlü hak alma arama mücadelesinin çeşitli gerekçeler uydurularak halk kitlelerinin bir diğer kesimle karşı karşıya getirilip birbirine düşman edildiği bir dönemi yaşadık.

Açıktır ki; geride bıraktığımız yıl, ortaya koyulan her eylem ve pratiğin bastırılmak istendiği, bunun gerçekleştirilemediği koşullarda ise verili düzen sınırlarında kendi talep ve istekleriyle sınırlı bir biçimde kalmasını hedeflendiği çokça örneğini sunmaktadır. Bu açıdan bu ele alışı reddeden, düzen sınırlarını aşan, halkın yaşadığı sorun ve çelişkiler karşısında bütünlüklü bir mücadele yürüten gençler tutuklama saldırılarının hedefi  olmaktadır.

2024 yılından öğrendiklerimizi yeni mücadele yılında bir kılavuza dönüştürürken, hedefimiz, mevcut düzen karşısında harekete geçen tüm güçlerin birleşik mücadelesini örgütleme kararlılığını ortaya koymak, bu dinamiklerin ileri-kararlı özneleriyle ilişkilenmek olmalıdır. İdeolojik hattımız bu bütünlüklü kavrayışa imkan sunarken, bunu sözümüzün ve eylemimizin parolasına dönüştürmek yarın açısından halkın yaşadığı sorun ve çelişkilerin kaynağı olan mevcut düzen karşısında birliğini örgütlemesinin koşulunu oluşturacaktır.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu