ABD’nin New York şehrinde bulunan Brooklyn’deki Metropolitan Gözaltı Merkezi’nde, 35 yaşındaki siyahi tutuklu Jamel Floyd, hücresine gaz sıkılarak katledildi. Gözaltı merkezi, Floyd’un “hücresinin içinde barikat kurduğunu” ve hücrenin penceresini “metal bir nesne ile kırmaya çalıştığını” söyleyen bir açıklama ile Floyd’un ölümündeki sorumluluğu üzerinden atmaya çalıştı.
Gözaltı merkezinin yaptığı açıklamada Floyd’un “giderek saldırganlaştığını” ve “kendisi ve başkaları için potansiyel olarak zararlı olduğunu” söyleyen ifadelerle öldürülen tutukluyu suçladı.
Floyd Ekim 2019’ten bu yana gözaltı merkezinde tutuluyordu.
Gözaltı merkezi Kovid-19’a karşı yeterince önlem almıyordu
Dün gerçekleşen cinayetin ardından ülkede George Floyd ile başlayan öfke daha da arttı. İnsan hakları aktivistleri cinayetin araştırılması için gözaltı merkezine tarafsız inceleme çağrısı yaptı.
HUFFPOST’a konuşan ABD Temsilciler Meclisi Üyesi Nydia Velázquez, olayı yakından takip edeceğini ve gözaltı merkezinde ciddi değişimlere ihtiyaç olduğunu söyledi. Gözaltı merkezinde Kovid-19’a karşı yeterince önlem alınmadığını belirten Velázquez, bu kurumun güvensizlik uyandırdığını ifade etti.
Floyd’un katledildiği gözaltı merkezinde, çoğu duruşmayı bekleyen ve herhangi bir suçtan mahkum edilmeyen yaklaşık 1.600 erkek ve kadın mahkum bulunuyor. Bu gözaltı merkezi, daha önce de Velázquez’in de dikkat çektiği gibi pandemiye karşı yeterince önlem almamakla ve tutukluların hayatını tehlikeye atmakla ulusal basında gündeme gelmişti.
“Burası acımasız ve korkunç bir yer”
Yine HUFFPOST’a konuşan New York Federal Savunucuları sözcüsü David Patton, “tam, bağımsız ve şeffaf bir soruşturma” çağrısı yaptı ve gözaltı merkezi için “herhangi bir zamanda da acımasız bir yer, ama şu anda gerçekten korkunç” ifadelerini kullandı. “Orada hapsedilen insanlar tamamen tecritte, ailelerinden ve sevdiklerinden koparılıyor ve ölümcül bir hastalık korkusu içinde yaşıyor. Dün ne olduğunu bilmiyoruz ama öğrenmemiz gerekiyor.”
