YDG’li Kadınlar “Genç kadınlar olarak her sene olduğu gibi bu 8 Mart’ta da her renkten HAYIR’ımızla ‘erkek egemen sisteme itirazımız var!’ diyerek sokaklarda olacağız. Baharı hep birlikte karşılayacak, erkek egemen zihniyeti direnişimizle bozguna uğratacağız” diyerek 8 Mart’ta alanlarda olacağını duyurdu ve çağrı yaptı:
Tüm renkleri kuşanarak, 8 Mart’ta alanlara!
Devletin içerisinde bulunduğu krizin üstünü katliamlar, saldırılar ve siyasi soykırımlarla örtmeye çalıştığı bir süreçten geçiyoruz. Saldırılarını yoğunlaştıran egemenler başkanlık naraları atmaya devam ediyor. Ancak devletin hedefinde olan kesimler yine direnişleriyle bu saldırıları boşa çıkarıyor. Süreç bize, diktatörün başkanlık hayallerinin karşısında birlikte duran ezilenlerin güçlü bir hayır’ı örgütleyerek, bu karşı duruşuyla egemenleri bozguna uğratacağını gösteriyor.
Başkanlık naralarının atıldığı, ezilenlere yönelik saldırı ve biat politikalarının yoğunlaştığı bu süreçte bildiğimiz üzere kadınlar ve LGBTİ+’lar bu saldırıların en büyük hedeflerinden biri oluyor. Kadınlara ve LGBTİ+’lara yönelik saldırılar durulmadan ve artarak devam ederken bir 8 Marta daha girmiş bulunuyoruz. Sadece başkanlığa değil erkekliğe, kadın katliamlarına, heteroseksizme, erkek egemen sisteme ve bizden götürdüklerine “HAYIR” dediğimiz bir 8 Mart geçireceğiz.
Geçirdiğimiz bu zorlu süreçte, OHAL ilanı ile birlikte çıkarılan KHK’ler ile emekçiler işlerinden ihraç edildi.Emeği iki kat daha fazla sömürülen kadınlar da bu KHK’ler ile birlikte işlerinden atıldılar.Ancak devlet bu saldırılarına rağmen kadınları biat ettirememiş yine kadınların direnişiyle karşı karşıya kalmıştır.Bu saldırılara direnişiyle cevap veren kadınlardan öğretmen Nuriye Gülmen ihraç edilen, emeği sömürülen bütün kadınlar için direndiğini ifade ederek kadınların direngen ruhunu gözler önüne sermiştir.Bu direnişlere bir diğer örnek ise Kadıköy’de işini geri almak için günlerdir direnen bir diğer emekçi kadın Betül Celep oluyor.Betül Celep kadınların ancak birlikte direnerek bu saldırıları bertaraf edeceğini ifade ediyor.
Devletin her zaman hedefinde olan, saldırmaktan geri durmadığı Kürdistan’da sürdürdüğü katliam politikaları, bu kez Xerabe Bava köyünde kendini gösteriyor.Kürt ulusuna yönelik katliamların sürdüğü bu süreçte katledilen işkenceye uğrayan Kürt kadınlar oluyor.Ancak devletin katliam ve biat politikaları karşısında direnişin adı yine kadın oluyor.Şüphesiz ki devlete boyun eğmeyen Kürt kadınların direnişi bozkırı tutuşturacak kıvılcım olacaktır.
Devletin bu politikalarıyla birlikte kadın cinayetleri de, erkek egemen sistemi ve iktidarın kadın düşmanlığından beslenerek ürettiği politikaları arkasına alan erk aklın savunucularının, cezasız bırakılmasının bir sonucu olarak artarak devam etmektedir.Kadın cinayetlerini, şiddetin her türlüsünü yasaları ve söylemleriyle meşrulaştıran egemenler bu şiddetin en büyük sorumlusudur.
Genç kadınlar bütün bu saldırı politikalarının karşısında, kampüslerden sokaklara bütün mücadele alanlarında hayır’ın sesini yükselterek 8 Mart’ta alanlara çıkıyor.Kadın direnişinin bir gereği olarak referanduma, erkekliğe hayır diyen genç kadınlar bütün renkleriyle sokaklarda 8 Mart’ı karşılıyor.
Genç kadınlar olarak her sene olduğu gibi bu 8 Mart’ta da her renkten HAYIR’ımızla ‘erkek egemen sisteme itirazımız var!’ diyerek sokaklarda olacağız.Baharı hep birlikte karşılayacak, erkek egemen zihniyeti direnişimizle bozguna uğratacağız.
YDG’li Kadınlar
