H.Merkezi: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın T. Kürdistanında yaşanan abluka ve saldırılara karşı bildiri yayımlayan akademisyenlere yönelik hakaret ve hedef gösteren açıklamalarından sonra savcılar, YÖK ve çok sayıda üniversitenin yönetimi harekete geçti.
Birçok akademisyen hakkında soruşturma açılırken görevden almalar yaşandı. Son olarak bugün Kocaeli de metne imza atan 21 akademisyen polis tarafından gözaltına alındı. Bir yandan akademisylenlere yönelik baskılar devam ederken diğer yandan dayanışmada büyüyor.
Sanatçılar aydınlar ve gazeteciler akademisyenlere destek çıkarken Yeni Demokrat Gençlik’te bir açıklama yayımlayarak “akademisyenime dokunma” dedi.
“Akademisyenlere Açılan Soruşturmalar Katliamcı Zihniyetin Bir Ürünüdür!”denilen açıklamada şu sözlere yer verildi:
“7 Haziran seçimlerinin ardından gelen süreçte devlet toplumun muhalif kesimlerini korku politikaları, katliamlar, siyasi operasyonlarla sindirmeye çalışmaktadır.
Suruç’tan Sur’a Katleden Devlet
Suruç’ta 33 siperdaşımızın, dostumuzun, yoldaşımızın katledilmesi ile başlayıp bugün T. Kürdistan’ında sokağa çıkma yasakları ile devam eden süreçte devlet pek çok katliamın altına imzasını atmıştır.
Ezilen ve muhalif olan kesimlerin bir araya gelmesi bugünlerde devletin en büyük korkularındandır. Bu yüzdendir ki Ankara’da barış diyen 102 canımızı katledilmiştir… Ve ardından devlet geleneği bozulmamış yapılan açıklamalar, getirilen yayın yasakları ve gizlilik kararları ile katliam meşrulaştırılmıştır.
Cizre’de, Sur’da, Silopi’de, Nusaybin’de, Silvan’da sokağa çıkma yasakları ilan edilmiş. Bazı mahaller ve sokaklar haritadan silinecek denilerek katliamın propagandası yapılmıştır. Aylardır devam eden sokağa çıkma yasakları ile birlikte onlarca sivil, çocuk ve yaşlı katledilmiştir. Cenazeler günlerce buzdolabında, sokak ortasında bekletilmiştir. Ölülerimize bile saygı duyulmamış işkenceler yapılmıştır.
Bu süreçte muhalif olan bütün kesimlere karşı bir savaş başlatan devlet T. Kürdistan’ında en ağır silahları ile katlederken ülkenin batısında ise siyasal ve algısal operasyonlar ile toplumun muhalif kesimlerini pasifize etmeye çalışmaktadır.”
Devletin en çokta üniversiteli gençlikten korktuğunu, bilime düşünceye ve felsefeye karşı kapsamlı bir saldırı başlatıldığının dile getirildiği açıklama şöyle sona eriyor:
“Devletin En Büyük Düşmanı: Düşünce
Devletin en çok korktuğu kesimlerden olan üniversite gençliği ise yapılan tutuklamalar, açılan soruşturmalar ile sindirilmeye çalışılmaktadır.
Süreç bu kadar kızgın ve kanlı ilerken ülkenin düşünen sorgulayan ve boyun eğmeyen akademisyenleri barış taleplerini dile getirdiler. Ancak bilindiği üzere hiçbir kesimin bir araya gelmesine tahammül edemeyen devlet namlunun bir ucunu da akademisyenlere çevirdi. Yapılan açıklamalarla birlikte akademisyenler terörist ilan edilirken, akademisyenlerin kanlarını oluk oluk akıtmak isteyenler kahraman ilan edildi.
Akademisyenime Dokunma
Akademisyenlerle karşı başlatılan bu süreç bilime, düşünceye ve felsefeye karşı başlatılmıştır. Yeni Demokrat Gençlik olarak akademisyenlere karşı başlatılan bu sürecin devletin katliam politikasının bir devamı olduğunu biliyoruz. Barış isteyen, devletin katliamlarına dur diyen Akademisyenlerin, bilim insanlarının yanındayız. Yapılan hiçbir katliam, açılan hiçbir soruşturma ve hiçbir tutuklama T.Kürdistan’ında başlayıp Türkiye’nin dört bir yanına yayılan direnişi ve isyanı kıramayacaktır.
Katliamlara, Ölümlere, Tutuklamalara Ve Yıldırma Politikalarına Dur Diyen Akademisyenlerin Yanındayız!
Bilimi, Sanatı Ve Düşünceyi Katledemezsiniz!
Akademisyenime Dokunma!”
Kaynak:http://yenidemokratgenclik.com/