H.Merkezi: Ocak ayı şehitler haftası vesilesiyle bir açıklama yayımlayan Yeni Demokrat Gençlik,”Onların ve daha nicelerinin devrim ve komünizm yolunda vermiş oldukları inanç ve karalılığın devamcısı olarak bizler, bugün direnişin olduğu her yerde en yüksek mücadele gücünü örgütleyerek kararlılıkla, azimle ve en önemliside mücadele ile zafere ulaşacağımızdan eminiz.” sözlerine yer verdi.
YDG tarafından yapılan açıklama şöyle:
“Faşist Abluka ve Katliamlara Karşı Şehitlerimizin Açtğı Yolda Kesintisiz Mücadeleyi Yükseltelim!
TC devleti, geçtiğimiz süreçten bu yana durmaksızın çeşitli milliyetlerden halkımız, ilerici, devrimci güçler ve yurtseverler üzerindeki baskı politikasını devam ettiriyor.
Her alanda dişlerini azgınca gösterip, halkımız üzerinde korku, yaratmaya çalışıyor.Bu korku dalgalarını T.Kürdistanı sokaklarında, üniversite kampüslerinde, lise bahçelerinde, iş yerlerinde, kitlesel mitinglerde görmüş olduk. TC’nin baskı ve zulmü, sistemli bir şekilde işlemektedir. Keza gelinen son süreçte Amed’de, Suruç’ta ve Ankara’da devlet eliyle gerçekleştirilen katliamların yaşanması bunun en net göstergersidir.Katliamcı faşist TC’nin bu katliamlarla kirli yüzünü bir kez daha görmüş olduk.Katliamın boyutu ve şiddeti her geçen gün artmakta ve devlet saldırılarını meşrulaştırmak için tehditlerine devam etmektedir.
Bugün gelinen süreçte T.Kürdistanı’nda TC’nin faşist ablukası ve katliamları devam ederken buna karşı Kürt halkı barikatlardan hendeklere, serhildanlarla, direnişlerle bu faşist ablukaya karşı kesintisiz bir direniş göstermektedir.Hendek başlarında özgürlük mücadelesi büyümektedir.Halk, kendi savunma güçlerinin oluşturmuş, yaşamı ve kendi kimliklerini savunmaya geçmişlerdir. T.Kürdistanında TC devleti Farqin, Nisebin, Lice, Sur, Gewer, Cizir, Silopiya ve Kürdistan’ın daha bir çok kentine topyekün olarak saldırmakta, bir çok insanı katletmektedir. T.Kürdistanı’ndaki katliamlar karşısında halk gençliğinin, kadınların ve her kesimden halk kitlelerinin örmüş olduğu direnişin omuzlayıcısı olmak YDG olarak görevimizdir.
Devletin baskı ve zulmü sistemli bir şekilde işlemektedir.Bu sistemin kara listesine kadınları da eklemiştir. Zulmün bir biçimi olan sokağa çıkma yasağıyla birlikte bir çok kadın ve hatta bazıları karnında bebeğiyle katledildi.Üniversitelerde de kendini gösteren bu zihniyet genç kadınları taciz edip sürükleyerek genç kadınların demokratik hak taleplerinde bulunmalarına engel oldu.25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü çalışmaları sırasında birçok kadın üniversite’de ÖGB’lerin, sokaklarda sivil polislerin ve faşistlerin taciz ve baskısıyla karşı karşıya kaldı.
Şehitlerimizin İzinde Direnişi Büyüteceğiz!
Taciz,darp,gözaltı saldırıları ile kadın mücadelesinin önüne geçilmek, erkek egemen sistem pekiştirilmek amaçlanmıştır. Ancak tüm bu saldırılara karşı yükseltilen kadın mücadelesinin önüne geçilememiştir. Ayrıca erkek egemen anlayışla örülü devlet politikaları LGBTİ’lere yönelik saldırılarla kendini göstermektedir. Yaşadığımız coğrafya da nefreti körükleyen devlet, LGBTİ’ler için ülkeyi yaşanılmaz hale çevirmeye çalışmıştır.
Devletin en çok korktuğu kesimlerden olan üniversite gençliği ise yapılan tutuklamalar, açılan soruşturmalar ile sindirilmeye çalışılmaktadır. Devletin genel saldırıları kapsamında üniversitelere yönelik baskıların artması, faşist devlet zihniyetinden kaynaklı kaçınılmaz bir sonuçtur.Özellikle ülke gündemiyle eş güdümlü ilerleyen saldırılar genelinde yaşanan baskı, zulüm ve katliamlara karşı gençliğin dinamizminin ve duyarlılığına yapılan sindirme politikalarıdır.
Yaşanılan süreçte ve şimdi geldiğimiz noktada kuşkusuz devrim ve komünizm şehitlerinin bizlere bırakmış olduğu mücadele geleneği, azmi ve bu algıyla sürdürmüş olduğumuz kesintisiz direniş anlayışı oldukça önemlidir.
Son olarak Cengiz, Hakan ve Özgüç’ün toprağa bir tohum olarak düşmesi, halk savaşına önderlik eden bir güç olmaları bizlerin onlardaki azim, karar, inanç ve mücadele ruhunu alarak devam ettirip yükselteceğimiz bir mücadeleyi örgütlediğimizin bir bilincidir.Onların ve daha nicelerinin devrim ve komünizm yolunda vermiş oldukları inanç ve karalılığın devamcısı olarak bizler, bugün direnişin olduğu her yerde en yüksek mücadele gücünü örgütleyerek kararlılıkla, azimle ve en önemliside mücadele ile zafere ulaşacağımızdan eminiz.
Çünkü bizler her geçen gün sömürülen, ezilen, ötekileştirilen, sokak ortasında katledilen, nefret suçuna kurban giden, staj sömürüsüyle emeği yok sayılan, asgari ücret ile asgari yaşamı yaşayan halkız.
Bu denli mücadelemize karşı egemenler bu mücadeleyi ve direnişi baskıyla, asimilasyonla, sömürüyle ve katliamla durdurabileceğini zannedip pervasız bir biçimde saldırıya girişmiştir.
Şimdi direnme ve direnişi büyütüp her tarafa yayma zamanıdır. Bir kez daha söylüyoruz tohum bir kere düştü toprağa ve hasadımız devrim olacaktır. Tüm ezilen halkımıa, sömürülen işçilere ve köylülere; kadınlara, çocuklara ve LGBTİ’lere sözümüz olsun, şehitlerimizin ve onların açtığı yolda yürüyeceğiz düşmanın üstüne.
Şehit Namirin!
Devrim Şehitleri Ölümsüzdür!
Yeni Demokrat Gençlik“