H. Merkezi: Sinema oyuncusu Elit İşcan, “Yaşamayanlar” adlı internet dizisinde rol arkadaşı Efecan Şenolsun’un cinsel tacizine maruz kaldığını açıkladı. İşcan, “Bağlı olduğu ajans olan Icon’a ilettim. Benden süre istendi. Bu süreleri verdim. Bekledim, bekledim. Ancak maalesef aradan geçen zamana rağmen hiçbir adım atılmadı” diyerek adım atılmamasına tepki gösterdi.
Elit İşcan, avukatına yaşadıklarını anlattığında cinsel taciz olarak adlandırdığı olayın aslında cinsel saldırı kapsamında değerlendirildiğini de belirtti.
İşcan’ın yaptığı ifşa metni şu şekilde;
“Kamuoyuna Oyuncu kadrosunda yer aldığım YAŞAMAYANLAR isimli internet dizisinin son bölümünün çekimi esnasında, oyuncu Efecan Şenolsun tarafından cinsel tacize, çok ağır küfür ve hakaretlere maruz kaldım. Karavanda reji ve makyaj ekibinden çalışma arkadaşlarım ile otururken Efecan Şenolsun bulunduğumuz ortama geldi, durduk yerde bana hakaret etti ve gitti. Yanımda bulunanlar vasıtasıyla Efecan Şenolsun’un alkollü olduğunu öğrendim. Ayni gece farklı zamanlarda iki kez daha bulunduğum yere gelip vücut dokunulmazlığımı da ihlal ederek açıkça cinsel tacizde bulundu. Çok ağır küfürler savurdu, hakaret etti. Yaşadığım üç ayrı olayın da tanıkları var. Avukatıma yaşadıklarımı anlattıktan sonra “cinsel taciz” diye adlandırdığım bu durumun aslında “cinsel saldırı” olduğunu, Türk Ceza Kanunu’nun “cinsel saldırı” üst başlığın’ taşıyan 102. maddesinin 1 cümlesinde düzenlendiğini öğrendim. Efecan Şenolsun’un alkollü olması nedeniyle vereceği tepkiyi kestiremediğimden ve set gidişatını aksatmamak için tepkimi, kendisinden uzaklaşarak ve yanımdan gitmesini söyleyerek gösterdim. Akabinde (sahne gereği) Efecan Şenolsun, benim de içinde bulunduğum aracın sürücü koltuğuna oturup alkollü bir şekilde aracı sürerek benim ve diğer çalışma arkadaşlarımın can güvenliğini tehlikeye attı. Yapım ekibi, Efecan Şenolsun’un sarhoş olduğunu, set gidişatını aksattığını ve orada bulunanların güvenliğini tehlikeye attığını gördüğü halde, bu durumu engellemek için hiçbir şey yapmadı. Ertesi sabah maruz kaldığım cinsel saldırı ve küfürleri, hem yapım ekibine, hem de her ikimizin de o dönem bağlı olduğu ajans olan Icon’a ilettim. Benden süre istendi. Bu süreleri verdim. Bekledim, bekledim. Ancak maalesef aradan geçen zamana rağmen hiçbir adım atılmadı. Bu sırada yaşadıklarımı işiten, doğruluğu konusunda beni “sorguya” çeken pek çok insan oldu. Sanki herkesi tek tek ikna etmeye mecburmuşum gibi, sanki ne yaşadığımı/neye maruz kaldığım, vücudumun hangi bölgelerine dokunulduğunu, bana edilen küfürleri tüm ayrıntılarıyla herkes bilmek zorundaymış gibi… Büyük bir çoğunluk “susmamı” ve/veya “unutmamı” içten içe istedi, bekledi, bekliyor. Susmuyorum. Hem olayın kendisinin hem de sonrasında yaşadıklarımın, cinsel şiddete sessiz kalmayan her kadının yaşadıklarıyla benzerliklerinin farkındayım. Bu olayı kamuoyu ile paylaşarak mesleki geleceğimi riske attığımın, hakkında “yorumlar” yapılacak, mercek altına alınacak kişinin cinsel saldırıda bulunan değil de, ben olabileceğimin, pek çok haksız ve olumsuz söz işiteceğimin bilincindeyim. Kadınlara karşı psikolojik, sözel ve fiziksel şiddet çok ciddi toplumsal bir sorundur. Bu sorun aynı şiddette televizyon ve sinema sektöründe de yaşanmaktadır. Bu konudaki farkındalığın arttırılması, film setlerinde yaşanan bu ve benzeri durumların görünür kılınması ve tekrar yaşanmaması, yüksek sesle yapılan itirazların yaygınlaşması ve elbette maruz kaldığım olaylar nedeniyle cinsel saldırı ve hakaretlerde bulunan Efecan Şenolsun’un cezalandırılması için hukuki işlemleri başlattım ve şikayetçi oldum. Kadın dayanışmasından aldığım, alacağım güçle bu mücadeleyi sonuna dek sürdüreceğimi kamuoyunun bilgilerine sunarım.”