Wörgl: 29 Kasım 2015 Pazar günü, ATİGF e bağlı Wörgl kitle derneğinde, “Cumhuriyet döneminde Azınlıkların durumu, Kürt ve Alevi Katliamları” konulu bir panel gerçekleştirildi. Saat 13.30 da başlayan, etkinliğe onlarca dinleyici katıldı. Kitlenin ilgi gösterdiği Panelin konuşmacıları ATİK temsilcisi Mehmet Tohumcu ve Araştırmacı Yazar Rıza Algül idi.
Panel, Diyarbakır’da polis kurşunuyla katledilen Tahir Elçi şahsında tüm demokrasi, devrim ve sosyalizm şehitleri anısına yapılan saygı duruşuyla başlatıldı.
ATİK temsilcisi Tohumcu, Osmanlının çöküş sürecine 1908 Meşrutiyet dönemindeki kazanımlara ve daha sonra ittihat ve terraki kliğinin faşist gerici politikalarına değindi. Türk kimliğinden ulus yaratma politikalarının şovenizm ve ırkçılık ile yürütüldüğünün ve Ermeni soykırımı ile başlayan, Süryani, Rum vb. Hıristiyan azınlıkların etnik temizliğe tabi tutularak soykırıma ve katliama tabi tutulduklarını, mal varlıklarının Türk bürokrasisi ve Müslüman sayılan kesimlerce gasp edildiğini vurguladı. Cumhuriyetin ilanı sonrasında ise yine Kürt ulusuna ve Alevi inancına mensup kesimlere yönelik katliamlar yapıldığını tekleştirici faşist şovenist politikaların Kemalistlerin politikaları olduğunu ve bugünkü durumda da Türk devletinin genetiğini oluşturan bu tekçi “tek vatan, tek millet, tek bayrak ve tek din” şeklinde özetlenebilecek bu politikaların uygulandığını ve Kürt coğrafyasında direnen Kürt ulusuna karşı saldırı ve imha politikalarına devam ederek ayakta kalmaya çalıştığına dikkat çekti. Kemalizmin ulusal kurtuluşçuluk olmadığını daha “kurtuluş” savaşı olarak adlandırılan dönemde emperyalistlerle el altından işbirliğine girdiğini ve 1924 İzmir iktisat kongresinde alınan karar ve yapılan antlaşmalarla da Emperyalizme bağımlılık sürecine devam edildiğine işaret etti.
Yazar Rıza Algül, Osmanlıdan Cumhuriyete geçiş döneminde Kemalinde içinde yer aldığı İttihat ve terraki faşist kliğinin, Cumhuriyet için mücadele yürüten ilerici demokrat kesimleri, Çerkez Ethem ve Mustafa Suphiler örneğinde olduğu gibi katlederek yok ettiğine dikkat çekti. Kemalist diktatörlük döneminde Türk ve milliyetçilik söyleminin öne çıktığını ve bu milliyetçi tekleştirici politikaların esasen 1950’lere kadar devam ettiğini belirtti. 1950- 1990 arası süreçte Türk ve Müslüman kimlik politikalarının, 1990 ile 2015 arası süreçte de Müslüman- Türk politikasının öne çıktığına işaret etti. Kürt ulusal uyanışının başlaması sürecinde İslam üzerinden, Müslümanlık üzerinden ulusal kimlik bilincinin gölgelenmeye çalışıldığını ve AKP’nin politikalarını da bu durumun göstergeleri olduğunu belirtti. 1906 Nüfus sayımında Osmanlı topraklarında yaşayan garı Müslüman nüfusun 24% olduğunu ve yaklaşık, Ermeni, Yunan, Süryani, Rum, Pontus, Yahudi, Çerkez, vb. 6 milyon olan nüfusun, bugün 102 bin olduğunu belirtti. Bu Nüfus soykırım, katliam, göçertme ve sürgün etme politikalarıyla yok edilmiştir. Türkiye değişik inanç ve milliyetleri yok ederek tekleştirici ulus yaratma projesiyle aslında zengin kültür ve mirasları da yok ederek çoraklaşmış ve fakirleşmiştir. Türk Devletinin kuruluşu sürecinde Lozan da Kürtler kandırılmıştır. TC devletini de tek bir Alevi Vali veya Kaymakam yoktur, olmamıştır. Yönetici egemen sınıfların temsilcileri esasta Sünni Türk veya asimile olmuş, devşirilmiş ve Türkleştirilmiş azınlık veya milliyetlerden hasıldır.
Soruların sorulduğu ve görüşlerin belirtildiği Panel, Panelistlerin sorulara verdikleri cevaplarla saat etkinlik son buldu.