Viyana: Geçen yıl ADKH, SKB, AVESTA, KOMİNTERN, FRAUEN ZENTRUM ve Yeni Kadın olmak üzere 6 yerli ve göçmen kadın kurumunun bir araya gelerek oluşturduğu kadın platformu, 25 Kasım etkinlikleri özgülünde bir dizi etkinlik ve eylemler örgütledi.
Bu eylem sürecinin sonunda 8 Aralık Pazar günü ise, kadına yönelik şiddet çerçevesinde bir panel gerçekleştirildi. Yapılan selamlama konuşması ve saygı duruşunun ardından ilk söz alan ADKH temsilcisi; Özgüven ve Özsavunma konusunu anlattı. “Özsavunma kişinin kendisini savunma hareketidir ve ülkelere göre farklı şekillenme yöntemleri olmuştur.”dedi ve dünya genelinde kadınların oluşturduğu özsavunma örgütlenmeleri hakkında kısa bilgilendirmeden sonra, özsavunmanın yaygın olarak gündemimize Rojava devrimiyle girdiğini belirtti. Rojava kadın devriminde kadınların oluşturduğu özsavunma birimlerinin kadınlar üzerinde yarattığı özgüvenin önemini ve kazanımlarını anlatarak birinci etaptaki konuşmasını sona erdirdi.
Yeni Kadın temsilcisi söz hakkı aldığında, Avrupa’da yükselen sağcılaşma ve ırkçılığın kadınlara yansımasını anlattı. 21. Yüzyılın başlarından itibaren Avrupa’da yükselen sağcı ve ırkçı partilerin günümüzde Avrupa’nın birçok ülkesinde iktidar olurken sömürü politikalarında kadın bedenini kendilerine nasıl basamak yaptıklarını çeşitli örneklerle anlattıktan sonra bunların kadınlara şiddet olarak nasıl geri döndüğünü ve Avrupa’da yükselen kadın katliamlarının altını çizdi. Ardından kadınlar ve özellikle ilerici devrimci kadın örgütleri olarak üzerlerine düşen görevlere vurgu yaptıktan sonra son olarak, “Bugün kadın mücadelesi sınırları aşıyor. Birbirimizden öğreniyoruz. Rojava’da, Kobane’de ve daha dünyanın birçok coğrafyasında olduğu gibi ayrılıklarımızı değil, ortaklaştıklarımızı öne çıkartarak mücadelemizi renkelendiriyor ve güçlendiriyoruz. Unutmayalım ki BİRLİKTE GÜÇLÜYÜZ” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Komintern adına panele katılacak olan arkadaş sağlık sorunu nedeniyle katılamadığı için hazırladığı bir video yu göndermişti panele. Video 14 Haziran 2019’da İsviçre’de gerçekleştirilen kadın grevini anlatan video coşkuyla izlendi.
15 dak. aradan sonra söz alan SKB temsilcisi, aynı zamanda gazetecilik mesleğinden dolayı bir kaç kez Rojava’ya gelip gittiğini, bu geliş gidişlerdeki gözlemlerini ve özsavunmanın kadının hayattaki duruşunu nasıl etkilediğini anlattı. Sözlerine Suruç katliamında yaşamlarını yitiren, Türkiye’deki kızıl sopalı kadınlardan Ezgi Saadet ve Ece Dinç’i anarak başladı. “Özsavunma, kadınların hayatta ve devrimde kendi varlık haklarını nasıl güvenceleyecekleri ile ilgili bir durumdur. Sadece toplumsal eşitlik değil, eşit varlık hakkı için de gereklidir. Erkek devlet şiddetinin yanı sıra derneklerimizde, eylemlerimizde erkek şiddetine karşı da mücadele etmek, kadının kendi özgüvenini kazanması, erkeğin de kendisini zorunlu olarak değiştirmesi demektir” dedikten sonra, Rojava’dan bir anısını anlattı. “Rojava’da bir aileyi ziyaret ettiğimde, evdeki erkek arkadaşa devrim sonrasının nasıl yaşandığını ne gibi değişiklikler olduğunu sordum…. Arkadaş “eşime eskisi gibi davranamıyorum”. dedi. Neden dediğimde “onun artık YPJ si var” demişti. Çok çarpıcı bir cevaptı bu…” dedi ve Rojava’daki özsavunma birliklerini, kısa tarihçelerini ve Rojava Kadın Devrimi’ni anlattı. Suat Murah, isimli bir kadının defalarca IŞİD tarafından tecavüze uğradığını, bir biçimde kaçmayı başardığını ve YPJ ‘ye katıldığını, sonrasında Suat’ın yaşamındaki değişimi onun sözleriyele aktardı. “YPJ miz daha önce olsaydı ben bunları yaşamazdım…”
Frauen Zentrum temsilcisi, Afrika’da 80’li yıllara kadar zihinsel engelli 150.000 kadının zorla kısırlaştırıldıklarını, yoksulluğun önlenmesi veya ülke nüfusunun gençleştirilmesi için kürtajın egemenler tarafından yasaklandığını, kadın katliamlarının aldığı son boyutu ve “kadın katliamları politiktir” tanımlanmasının ne ifade ettiğini, kadına yönelik şiddetin stratejik bir örgütlenmeyi zorunlu kıldığını, 8 Mart kadın grevlerini ve 2021’de düşünülen dünya kadın grevlerinin başlatılan hazırlıklarını, Rojava kadın devriminin dünya kadın mücadelesine kazandırdığı deneyimleri anlattı ve “Kürt kadınlarının özgürlüğü bütün kadınların özgürlüğüdür!” diyerek sözlerini bitirdi.
AVESTA temsilcisi, trenin rötar yapması nedeniyle panele yetişemediği için maalesef paneldeki sunumunu gerçekleştiremedi.
Akabinde soru cevap bölümüne geçildi, dinleyicilerden gelen soruların cevaplanmasından sonra “JİN JİYAN AZADİ” sloganlarıyla panel sona erdi….