Türk Tabipleri Birliği (TTB) Covid-19 aşılarına dair “Tutum Belgesi’ni” açıkladı. Yeterli nesnel kanıt olmaksızın yapılacak uygulamaların genel bağışıklama çalışmalarını olumsuz etkileyeceğini bildiren TTB, “Etkililik, güvenlilik, kalite ile ilgili verileri şeffaf bir şekilde paylaşılmayan ve bağımsız bilimsel kurul tarafından değerlendirilmeyen hiçbir aşı toplumda yaygın uygulanmamalıdır” dedi.
TTB’nin paylaştığı tutum belgesinin bir aşının salgınlarda uygulanabilmesi için gerekenler şöyle sıralandı:
-
Aşının Faz 1, Faz 2 ve Faz 3 çalışmaları sonucunda ‘güvenli’ ve ‘etkili’ olduğu kanıtlanmış olmalı,
-
Aşı çalışmalarına ilişkin veriler, nitelikli bilimsel dergilerde yer almalı veya bilimsel rapor olarak kamunun erişebileceği biçimde yayınlanmış olmalı,
-
Aşı ile ilgili üretim sürecinin ‘kalite’ güvencesi tamamlanmış olmalı ve süreç kamuoyu ile şeffaf bir şekilde paylaşılmalı,
-
Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu aşıya ‘Acil Kullanım Onayı’ vermek üzere, konularında yetkin farmakoloji, immünoloji, viroloji, mikrobiyoloji, enfeksiyon hastalıkları, halk sağlığı ve epidemiyoloji uzmanlarından oluşan ve hiçbir çıkar çatışması söz konusu olmayan bilim insanlarından oluşan bir kurul kurmalı,
-
Karar süreci öncesinde Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu tarafından tüm bilgi ve veriler kamuoyuna açıklanmalıdır.
“Aşıya erişim ücretsiz ve herkesin hakkı olmalıdır”
Paylaşılan tutum belgesinin devamında şunlar yer aldı:
“Türkiye’ye getirileceği söylenen, gelebilecek olan ve ülkemizde üretilecek tüm aşıların bu ölçütleri taşıması şarttır. Pandemi ile mücadelenin en yaşamsal aracı olan aşıların ülkemizde uygulanma süreci, en küçük bir hatayı kaldırmayacak önemdedir.
Sağlık Bakanlığı’nı Türkiye’de uygulamayı planladığı aşılar için etkililik, güvenlilik, kalite değerlendirmesinde kullanılan tüm verileri bağımsız araştırmacılara da açmaya; karar verme mekanizmalarına bağımsız araştırmacı ve kurumları da katmaya çağırıyoruz. Bu ölçütler kullanılmadan verilecek kararların toplum sağlığı açısından onarılmaz risklere ve aşılara yönelik güvensizliğe yol açacağını ve sonuç olarak şimdikinden daha kötü bir halk sağlığı sorunu yaratabileceğini; bunun sorumluluğunun sağlık çalışanlarında değil doğrudan Sağlık Bakanlığı’nda olacağını belirtmek isteriz.
Aşı, insanlığın müşterek bir değeridir. Diğer toplumsal müştereklerde olduğu gibi, aşıları da ticari grupların kısa vadeli çıkarlarından korumak için toplumsal bir bakış açısı gereklidir. Bu ortak değerin korunması için aşıya erişim, piyasa dinamiklerinden bağımsız ve sürekli olmalıdır. Aşıya erişim ücretsiz ve herkesin hakkı olmalıdır. Etkili, güvenli ve nitelikli bir aşı hepimizin hakkıdır.”