KESK Haber-Sen Genel Merkezi, TRT Müdürlüğü’nün 169 emekçiyi Devlet Personel Başkanlığı’na istihdam fazlası personel (İFP) olarak bildirip, başka kurumlara gönderilmelerini istemesine ve TRT’de yaşanan kapsamlı dönüşüme ilişkin basın açıklaması yaparak, bu gidişata karşı sessiz kalmayıp, mücadele edeceğini açıkladı.
TRT’de yaşananların bir prototip olduğu belirtilen açıklamada, esasında tüm kamu emekçilerinin 657 sayılı yasayla sahip oldukları nispi iş güvencesinin hedeflendiği belirtildi. “İş güvencesi olmayan, özlük haklarından arınmış, hukuk karşısında çaresiz bırakılmış yeni istihdam şekli ile tüm kamu personelinin geleceğini karartmaktır” denilen açıklamada, TRT’de yeni istihdam şeklinin ‘Özel Hukuk Hükümlerine Tabi Personel’ olarak belirlendiği vurgulandı. Güvenli çalışmanın ortadan kaldırılmaya çalışıldığı ifade edildi.
TRT’nin bir taraftan “personel fazlası var” derken diğer taraftan dışardan hizmet satın aldığı, bu yöntemle sürekli yeni istihdamlar yaptığı belirtilen açıklamada, bunun aynı zamanda yandaşların ihya edilmesiyle de doğrudan ilişkili olduğu kaydedildi.
TRT’nin gelinen noktada kapatılmadığı, küçültülmediği, özelleştirilmediği belirtilen açıklamada, “TRT şirketleşti!” denildi.
TRT’nin işleyişinin, esas ve prensiplerinin tasfiye edildiği örneklerle anlatılan açıklamada, “TRT sergilediği yayıncılık anlayışı ile KAMU HİZMETİ YAYINCILIĞINDAN çıkmış egemen siyasetin propagandasını yapan ekran halini almıştır. TRT, şirket kurma, satın alma ve ortak olma düzenlemesi genişletilmiştir. TRT’nin kurduğu, satın aldığı, 100/1 payla bile ortak olduğu tüm şirketler, Kamu İhale Kanunu kapsamı dışına çıkarılmıştır” ifadeleri kullanıldı.
‘Kamu hizmeti yayıncılığı’ misyonunu taşıdığını iddia eden TRT’ye emekçilerden, elektrik faturasındaki TRT payı, satın aldığı cihaz başına bandrol bedeli YAYIN BEDELİ adı altında kaynak sağlandığı hatırlatılan açıklamada, TRT’nin gelinen noktada bu misyonunun çok uzağında olduğu kaydedildi.
Açıklamada İFP denilerek tasfiye edilmeye çalışılan TRT emekçileri ve esas hedefler konusunda şunlar ifade edildi:
“Dün 1786 kişiyi teşvik adı altında ikna odaları vasıtası ile emekli edenler şimdi gözlerini TRT emekçilerine diktiler. TRT’de İFP (İstihdam Fazlası Personel) var denilerek üretmekten yana, kamu hizmeti yayıncılığı bilincine sahip, tecrübeli emekçileri kurumdan ayırarak başka kurumlara gönderilmek üzere 169 TRT emekçisi DEVLET PERSONEL BAŞKANLIĞINA bildirilmiştir.
Merak ediyoruz nasıl oluyor da bir kurumda hem İstihdam Fazlası Personel olacak hem de o kurum dışarıdan devamlı personel alacak. Eğer personel fazla ise geçen ay sadece AA(Anadolu ajansı) üzerinden 280 kişi bu kuruma nasıl alındı? Diğer kurumlardan nakille TRT’ye geçişler neden olmaktadır? Yapılan ihalelerle alınan insanlar kim? Madem bu kurumda fazla personel var bu insanları neden TRT alıyor? Çok açık ve net… TRT tarihinin en büyük siyasi kadrolaşması yapılmaktadır. Ve yine TRT tarihinin en büyük emekçi katliamı yapılmaktadır.
Esas hedef iş güvencesidir!
Esas hedef alınan 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunudur. Egemen siyaset 657 düşmanlığını her fırsatta dile getirmiştir. TRT burada prototiptir. Yapılmak istenilen iş güvencesi olmayan, özlük haklarından arınmış, hukuk karşısında çaresiz bırakılmış yeni istihdam şekli ile tüm kamu personelinin geleceğini karartmaktır.
Yeni istihdam şekli ‘Özel Hukuk Hükümlerine Tabi Personel’
TRT’de yeni istihdam şekli, ‘Özel Hukuk Hükümlerine Tabi Personel’ olarak belirlenmiştir. Güvenceli çalışma ortadan kalkmaktadır. “İstihdam Fazlası Personel” denilerek, birikimli, yılların habercileri, yayıncıları ve sanatçıları kurumdan uzaklaştırılmaktadır. Halkın olan kaynakları şirketler aracılığı ile yağmalanmaktadır.
Kamu Hizmeti Yayıncılığını sadece sahibinin sesi haline getirilmeye çalışıldığı gibi, Taşrada görevli personele ise tayin baskısı yapılmaktadır. Bir yandan İstihdam Fazlası Personel var denilirken diğer yandan yüzlerce kişinin şirketler üzerinden işe alınması KAMU YAYINCILIĞINA KARŞI YAPILAN EN BÜYÜK İHANETTİR.
Açıklama emekçilerin iş güvencelerinin ortadan kaldırılması anlamına gelen bu girişimden vazgeçilmesi istenerek, saldırılara karşı direniş kararlılığı ifade edilerek sonlandırıldı.
Kaynak: Alınteri